Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/531 E. 2021/338 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/531 Esas – 2021/338
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/531 Esas
KARAR NO : 2021/338

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
K.YAZIM TARİHİ : 21/06/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin, yüklenici sıfatıyla dava dışı üçüncü bir şahıs ile anlaştığını ve bu yerin çatı işlerinin yapımı hususunda çatı ve cephe paneli ( sac aksesuarlar dahil 1094 m2 ), 80 m2 çelik konstrüksiyon ve sac yağmur oluğu( 115 metre) işleri için toplam 24.200USD karşılığında, davalı şirketin düzenlediği proforma fatura şartları çerçevesinde davalı şirket ile mutabakata varıldığını, ilgili proforma faturada yer alan şartlara uygun olarak 15.05.2020 tarihinde 11.000 USD ‘nin davalı şirket hesabına yatırıldığını, fakat iş süresi 10 gün olmasına rağmen davalı şirket tarafından hiçbir işlem yapılmadığını, yapılan görüşmeler ile üretici konumundaki şirketler nezdinde sipariş talebi dahi açılmadığının tespit edildiğini, davalı şirketçe malzeme tedarik edilmediği gibi, işin konusu yerin eski çatısının, davalı şirket işçilerince söküldüğünü ve öylece bırakıldığını, bu şekilde çalışmalar süresince halen faal vaziyette bulunan dava dışı üçüncü kişi iş sahibi fabrikanın çatısının yağmur risklerine karşı savunmasız bırakılacak şekilde söküldüğünü ve mağduriyetinin bir kat daha artırıldığını, müvekkili ve davalı şirket arasında oluşturulan “Proforma Fatura” niteliğindeki belgenin mevcut durumdaki şekliyle “icap” niteliğinde olduğunu, davalı ile müvekkili arasında oluşturulan proforma faturada taraflar arasında yapılacak işin ve karşılığında yapılacak ödemenin kesin değerinin belirtildiğini ve ödemenin nasıl yapılacağının (önce %50 nakit, geri kalan bakiye 30 ve 60 günlük iki çekle siparişte alınacaktır şeklinde) kesin olarak belirtildiğini, bu icaba karşı müvekkilinin 15/05/2020 tarihinde 11.000 USD’lik ödeme yapmış olup, bu ödemenin irade açıklaması niteliğinde olduğunu, bu irade açıklaması üzerine sözleşme kurulduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin yasal hakları saklı kalmak kaydı ile; davalı-takip borçlusu şirketin Ankara Batı İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine yönelik haksız ve dayanaksız itirazlarının şimdilik 11.000 USD yönünden iptali ile icra takibinin devamına, takip sonrası faize, itirazdında haksız ve kötü niyetli olan davalı/takip borçlusunun aleyhinde alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, tarafların 2020 yılına ait BA-BS formları, talimat mahkemesince alınan 21/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasındaki çatı yapımı anlaşması gereği düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı çatı yapımı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 04.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 10.08.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara Batı İcra Dairesi nezdinde … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu icra takibine davalı tarafça 10.08.2020 tarihinde verilen itirazı üzerine durdurulduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında çatı yapımı üzerinde anlaştıkları ve bu yerin çatı işlerinin yapımı hususunda çatı ve cephe paneli, 80 m² çelik konstrüksiyon ve sac yağmur oluğu (115 metre) işleri için toplam 24.200USD karşılığında, davalı şirketin düzenlediği proforma fatura şartları çerçevesinde davalı şirket ile davacı şirket arasında mutabakata varıldığı, ilgili proforma faturada yer alan şartlara göre davacı tarafça … Bankası aracılığı ile 15.05.2020 tarihinde 11.000 USD’nin davalı şirket hesabına yatırıldığı, davacı tarafça yapılan görüşmeler ile üretici konumundaki şirketler nezdinde sipariş talebi dahi açılmadığının tespit edildiği beyanları ile davalı şirketçe malzeme tedarik edilmediği gibi, işin konusu yerin eski çatısı, davalı şirket işçilerince sökülmüş ve öylece bırakıldığını ve mağdur olduklarını ve yapılmayan işin yarım kalan işin daha yüksek bedel ödenerek acilen başkalarına yaptırıldığını, davalı taraf vekilince dosyaya sunulan dilekçesinde alınan ödeme üzerine müvekkili şirket yetkilisi mühendislerce öncelikle 3 kez sahaya gidilip, keşif yapılarak proje işlemlerine başlandığını hatta yapılacak iş için çalışmalara başlanmış, malzeme temini, iş planlama, işçi ve nakliye aracı temini ve organizasyonu işlemleri ve bunların ödemeleri gerçekleştirildiğini belirttiği ancak mübrez dosyada bu belirtilen işlemlerle ilgili herhangi bir belge ve ödemenin yapıldığının görülmediği, dosya içerisinde her iki tarafın bağlı bulundukları vergi dairesinden dosyaya gelen BA, BS bildirimlerinde ilgili faturanın Proforma Fatura olması sebebiyle henüz resmi fatura niteliği olmadığından görülmediği, taraflar arasında düzenlenen proforma fatura yazılıp, bahsedilmişse de asıl düzenlenen belgenin sipariş ve iş yapımı ile ilgili bir döküm niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Eser sözleşmeleri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ile 486. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. Buna göre somut olayda, teklif mektubu karşılığında proforma fatura düzenlenmesi taraflar arasında geçerli bir eser sözleşme ilişkisinin kurulduğu, icap ve kabul iradelerinin birleştiği anlamına gelmez. Ancak davacının proforma faturada belirlenen düzenleme uyarınca davalı hesabına sözleşme bedelinin yarısını göndermiş olduğu ve proforma faturanın bu durumda icap, sözleşme bedelinin yarısının gönderilmesinin de kabul mahiyetinde olduğu, o halde taraflar arasında kurulmuş geçerli bir eser sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmıştır. Zaten bu durum tarafların da kabulündedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu, davalının sözleşmede tarafına yüklenen edimi süresi içerisinde yerine getirememesinin mücbir sebebe dayanıp dayanmadığı ve davacının TBK’nın 125. Maddesindeki seçimlik haklarını kullanıp kullanamayacağı hususundadır.
Taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir eser sözleşmesi bulunmadığından, işin niteliği, süresi ve bedeli hususunda dosyaya sunulu bulunan proforma fatura dikkate alınmıştır. Buna göre sözleşmenin konusu, çatı ve cephe paneli (sac aksesuarlar dahil), çelik konstrüksiyon (polikarbon) ve sac yağmur oluğu yapımına ilişkin olup sözleşme bedeli KDV hariç 24.200,00 USD olarak belirlenmiştir. İşin yapım süresi 10 gün olarak belirlenmiş ve iş bedelinin yarısının peşin yarısının ise 30 ve 60 günlük iki çekle ödeneceği düzenlenmiştir. İşin yapımına ilişkin, nakliye montaj, vinç ve hitabın davalı yükleniciye ait olduğu düzenlenmiştir. Proforma faturanın tarihi 11/05/2020 tarihi olup sözleşme bedelinin yarısının gönderildiği tarih ise 15/05/2020 tarihidir. Bu doğrultuda icap ve kabul ile kurulan sözleşmenin başlangıç tarihi paranın gönderildiği tarihtir. İşin süresi 10 gün olarak belirlenmiş olup normal koşullarda 25/05/2020 tarihinde işin bitmiş olması gerekmektedir. Davalı vekili 16/03/2021 tarihli dilekçesinde sözleşmenin kurulduğu andan itibaren işin başlama ve devamındaki süreci tarihsel olarak belirtmiştir. Davalı vekilinin bu beyanına göre 22/05/2020 tarihinde davalı şirket tarafından sahada keşif yapılmaış ve projelendirme işlemi başlamıştır. Ancak daha sonra 24/05/2020 tarihinde araya ramazan bayramının girmesiyle resmi tatil sebebiyle işe ara verilmesi ve akabinde davalı şirket sahibinin 27/05/2020 tarihinde hastaneye yatırılması ile tedavi göremeye başlamasından bahsedilmiş ve işin bu sebeple süresinde tamamlanamadığı daha sonra tamamlanmak istendiğinde ise davacı tarafça tamamlanmasına izin verilmediği beyan edilmiştir.
İşin süresi taraflar arasında belirli olup 10 gündür. Sözleşmenin kurulduğu tarih olan 15/05/2020 tarihinden itibaren 10 gün sayıldığında işin bitiminin 25/05/2020 tarihinde olması gerekmektedir. Ancak davalı vekilinin beyanından 22/05/2020 tarihine kadar işe başlanmadığı ve bu tarih itibariyle keşif yapılarak projelendirmenin yapıldığı anlaşılmaktadır. İşin süresi ve niteliği ile taraf vekillerinin dosya kapsamındaki beyanları gözetildiğinde sözleşmenin ifasına başlanmadığı, işin 3. bir kişiye yaptırıldığı, ramazan bayramının başlangıç tarihi itibariyle yani sözleşmenin bitmesine bir gün kala dahi işin yapımına henüz başlanmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle davalının savunmalarının yerinde olmadığı, davalı yanın sözleşmenin tarafına yüklemiş olduğu edimi ifada temerrüte düştüğü, davalı borçlunun temerrüte düşmesi sebebiyle davacının TBK m.125’teki seçimlik haklarını kullanabileceği, davacının seçimlik haklardan sözleşmeden dönme ve ödemiş olduğu bedeli isteme hakkını kullanmayı seçtiği, bu doğrultuda ödemiş olduğu 11.000,00 USD’nin davalıdan tahsili talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davacının açmış olduğu davanın 11.000,00USD harca esas değer bildirilerek açıldığından davanın kabulü ile davalının takibe yapmış olduğu itirazın 11.000,00USD yönünden iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 11.000,00 USD asıl alacak yönünden iptali ile takibin 11.000,00 USD asıl alacak yönünden devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğinden asıl alacak miktarının %20 olan 2200 USD ( fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.891,05 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 640,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.250,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 640,75 TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 702,95 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 99,50TL tebligat ve posta gideri ile 600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 699,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 12.011,20TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/05/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı