Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/52 E. 2020/269 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/52 Esas – 2020/269

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/52 Esas
KARAR NO : 2020/269

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
K.YAZIM TARİHİ: 06/07/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı … tarafından müvekkili aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri ile icra takibi başlatıldığını, dava konusu senedin Alacaklı …, Borçlu …, Kefil …, tanzim tarihi 21.03.2019, ödeme tarihi 25.08.2019 olan, 9.600 TL bedelli bir kambiyo senedi olduğunu, müvekkilinin ve borçlu alacaklı …’nu daha önceden tanımadığı gibi ticari bir ilişkileri de bulunmadığını, senedin teminat senedi olduğunu, borçlu ve kefil olan müvekkilinin ev kiralamak üzere emlakçı …’na gittiklerinde davalıya ait kiralık ev olduğunu söylemesi üzerine 21.03.2019 tarihinde emlakçının dükkanında davalı ve kiracı … ve müvekkilinin ev kiralama hususunda anlaştıklarını, kiracı diğer borçlu … ve kefil müvekkili kiralayana ait … Mahallesi … Caddesi … Blokları No: … Etimesgut Ankara adresindeki mecuru aylık 800 TL (yıllık 9.600 TL) bedel ile 21.03.2019 tarihinde kiraladığını, takibe konu senet irdelendiğinde görüleceği gibi alacak miktarı 9.600 TL ve tanzim tarihi de 21.03.2019 tarihi olduğunu, yani kira kontratının düzenlendiği tarih ile senetin düzenlendiği tarihin aynı olup her iki belgeyi de düzenleyen kişinin Emlakçı … olduğunu, kira bedeli ile düzenlenen senetteki bedelin aynı miktarda olduğu gibi tanzim tarihlerinin dahi aynı olduğunu, kira kontratındaki kiralayan ile kiracı ve kefilin düzenlenen senette de aynı kişiler olduğunu, hal böyle olunca önceden hiçbir tanışıklığı ve ticari bağı olmayan tarafların düzenlemiş oldukları senedin teminat senedi olduğunu, müvekkili ya da senette borçlu görünen …’in davalı …’ndan hiçbir surette nakit para almadığını, davalı kiralayan …’nun müvekkili kefil ve kiracı … aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibine müvekkil tarafından itiraz edildiğini, bir kısım kira bedelleri ve aidatların müvekkili tarafından ödendiğini, dava dışı kiracı …’in söz konusu mecuru tahliye ettiğini, kiralayan …’nin müvekkilden hiçbir alacağı kalmadığını, davalı kiralayanın haksız kazanç elde etmek için müvekkili aleyhine aylar sonra elinde bulunan teminat senedi ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin borçlu olmadığını beyan ederek, davanın kabulü ile Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, alacaklı davalının %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacının iddiaları niteliği, davanın Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini ve bu haliyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek, davacının iddia ettiği hususları kabul etmediklerini, davacı …’in, müvekkilinin “… mah … Blokları … Etimesgut-ANK” adresindeki taşınmazını … isimli bayanla birlikte kiraladıklarını, davaya konu bononun, davacının iddia ettiği gibi teminat senedi olmadığını, böyle bir husus olması halinde, zaten kira sözleşmesinde bu bononun teminat için verildiğinin yazılı olarak belirtileceğini, senet üzerinde “nakden” şeklinde, senedin neden düzenlendiği belirtildiği üzere, bu bono kira ilişkisi haricinde müvekkili ile … arasında borç verilen para karşılığı düzenlendiğini, takibe konu belgenin bono olduğunu, bonoya karşı, içerik olarak aksi iddiaların yazılı belge ile ispatı gerektiğini, davacının tüm iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine, borçlunun haksız ve kötü niyeti gözetilerek asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve takip dayanağı olan senet aslı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takip dayanağı olan kira sözleşmesi aslı ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava konusu senedin kira ilişkisi nedeniyle teminat amaçlı verildiği iddia edilmiş; davalı ise senette kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğunu, teminat niteliğinin bulunmadığını ve sözleşmeden farklı bir ilişki kapsamında düzenlendiğini savunmuştur. Lehtarı davalı, keşidecisi … ve kefili … olan 21.03.2019 keşide, 25.08.2019 ödeme tarihli, 9.600 TL bedelli senet celp edilip incelenmiştir.Senedin yazılı metninde teminat amaçlı olarak düzenlendiğine dair bir ibare bulunmadığı görülmüştür. Davalının senedin teminat senedi olduğuna yönelik bir kabulü bulunmadığından, uyuşmazlık kambiyo hukuku kapsamında incelenmiş ve mahkememizin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Kıymetli evrak, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır (bonoların düzenlendiği 27.01.2004 günü yürürlükte bulunan 6762 s. TTK m.557, 6102 s. TTK m.645 ve Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s.975; Kınacıoğlu, N.: Kıymetli Evrak Hukuku, 5.b., Ankara 1999, s.247). Bononun keşidecisi bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir taahhütte bulunmaktadır. Soyutluk (mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.b., İstanbul 2001, s.25). Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.b., Ankara 2017, s.21; Yılmaz, A.L.: Kambiyo Senetlerinde Def’iler, İstanbul 2007, s.51; Öztan, s.106; Kınacıoğlu, s.30 vd.). Bu sözleşmenin kurulması Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri gereği karşılıklı ve aynı yöndeki iradelerin açıklanması ile mümkündür. İradelerin açıklanması ve sakatlanması konusunda da aynı Kanunun hükümleri dikkate alınır.
Öte yandan, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. 6100 Sayılı HMK m. 201 gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların yazılı delillerle ispatlanması gerekir(Ankara BAM 22. HD nin 2017/527 E, 2017/442 K sayılı ilamı).
Bu kapsamda davacının iddialarını senet ile aynı güçteki delil ile ispat etmesi gerektiğinden davacı tarafa verilen süre içinde yemin deliline başvurulmuştur. Yemin teklif edilen davalı duruşmada alınan yeminli beyanında; dava dışı …’e elden 9.600,00 TL verdiğini, davacı … ile dava dışı …’in evleneceklerini ve paraya ihtiyaçları olduğunu beyanları üzerine borç para verdiğini beyan etmiştir.
Bu açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından kefil olarak imzalanan dava konusu senedin borç para verilmesi nedeniyle düzenlendiği, senedin kira sözleşmesinin teminatı niteliğinde olduğu iddiasının senetle aynı değerdeki kesin delillerle ispatlanamadığı, davalının yemin beyanının da davacının iddialarının aksini söylediği anlaşıldığından, senedin soyut borç ikrarını içeren özelliğinin aksi ispat edilememekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 163,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 109,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre belirlenen 1.320,00 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/07/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza