Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/519 E. 2021/861 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/519 Esas – 2021/861
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/519 Esas
KARAR NO : 2021/861
HAKİM :
KATİP :
DAVACI/
KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI/
KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :30/09/2020
KARAR TARİHİ:04/11/2021
K. YAZIM TARİHİ:30/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;”… müvekkili şirketin davalı şirket ile işçilik sözleşmesi akdettiği ve ifa için hazır beklenildiği ve her hangi bir sipariş verilmediği, sipariş durumu sorulması üzerine 15.08.2018 tarihinde toplantı gerçekleştirildiği anlaşma sağlanamadığı, sonrasında tekrar sipariş akıbeti sorulması üzerine sipariş talebi yapılmış ve müvekkili ile temasa geçmeden bir takım ürünlerin fabrikaya teslim edildiğini, teslim edilen ürünlerin işçiliğe uygun olmadığını ve bu tespitin Ankara …. Noterliğinin ihtarnamesi ile bildirildiğini ve ürünlerin geri alınmasının talep edildiğini ve teklif sunulduğunu, bir ay sonrasında gönderilen ihtarname ile protokol hükümlerine aykırı ve kabul edilmemiş bir sipariş başlatılmasının talep edildiğini, bu ihtarnameye cevap verildiğini, ürünlerin halen geri alınmadığı için hem yer kaplaması ve tehlike oluşturması, hem de muhtemel çekişmelerin artmasının önlenmesi için ihtarname ile geri alınması istenilerek depolama bedelinin tahakkuk ettirileceğinin bildirildiği, cevap verilmemesi üzerine depolama bedeli faturası keşide edildiğini, davalının cevabi ihtarnamesi ile faturaya itiraz edilip mülkiyeti müvekkiline ait ürün ve teknik çizimlerin iadesinin istenerek sözleşmenin feshedildiğini, taraflarınca Ankara Batı ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş tevdi mahalli tayini talep edildiği ve ürünlerin yeddiemin deposuna teslim edildiğini, depo ücretinin taraflarınca ödendiği ve ihtarname ile talep edildiği, menfi cevap verilmesi üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının ikame edildiği ve davalının itirazı üzerine arabuluculuk süreci başlatıldığı ve sonuç alınamadığını, iş bu davanın konusunun yediemin ücretinden ibaret olduğunu, davalının haksız ve yersiz itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili karşı dava dilekçesine cevap dilekçesi ile özetle;Taraflarınca karşı tarafa hiçbir zaman ham madde temini taahhüdünde bulunulmadığını, davalı tarafın çerçeve sözleşmeye uygun olmayan bir şekilde ham maddeleri tek taraflı olarak ve kendi dilekçesinde de ifade etmiş olduğu üzere savunma sanayindeki bağlantılarını kullanarak temin ettiğini ve müvekkili şirkete, müvekkili şirketin fabrikasında teslim ettiğini, davalı tarafın kendisine iade edilen ürünlerin de bedelini talep etmeye çalıştığını, ham maddenin tesliminden sonra taraflar arasındaki ticari ilişkiye duyulan güven ile teslim edilen ham madde üzerinde çalışma yapılmaya başlanıldığını, taraflarına toplam 175 ton ham madde teslim edildiğini ancak yapılan çalışmada hammaddenin istenilen şekilde işçiliğe uygun olmadığının anlaşıldığını, yaklaşık 27 tonluk malzeme hurdaya çıktığını, bu hurdanın 6 tonu incelenmek üzere doğrudan davalıya teslim edildiğini, Ankara Batı …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …d. İş sayılı kararı doğrultusunda 20.038 kg’ı hurda olmak üzere toplamda 168.180kg ürün yeddiemin deposuna teslim edildiğini, davalı taraf hem kendisinin imza karşılığı teslim aldığı hem de hatalı ham madde temini neticesinde ağır işçiliğe uygun olmaması sebebi ile zayi olan ürünlerin bedelini taraflarından talep ettiğini, bahse konu ham maddelerin müvekkili şirketin fabrikasına teslim edildiğini, taraflar arasında aksi bir anlaşma da bulunmadığına göre iade almakla yükümlü olan tarafın davalı olduğunu, ihtar edilmesine rağmen ürünleri teslim almayan, mahkeme tarafından tesis edilen karar kendisine tebliğ edilmesine rağmen ürünleri teslim almamakta ısrar eden davalının taraflarından herhangi bir nakliye bedeli talep etme hakkı bulunmadığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazını gerçeğe aykırı beyanlar ile desteklemeye uğraştığını, davalı tarafın ürünleri teslim almakla asıl davayı kabul etmiş durumda olduğunu, davalı tarafın ürünleri 05.09.2020 tarihinde yeddieminden teslim aldığını, böylelikle mahkeme kararının kendisine tebliğ edilmesinden itibaren yapması gerekeni ifa ettiğini, tek taraflı eylemi ile asıl davaya konu masrafın oluşmasına sebep olan davalı, aslen davayı da kabul etmiş durumda olduğunu, T.B.K.nun 109. Maddesinin düzenlenmesi doğrultusunda artık ürünlerin taraflarınca geri alınmasının mümkün olmadığını, davalının; taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin hiçbir hükmüne uymamasının yanı sıra, bir şekilde teslim ettiği ve işçiliğe uygun olmayan ürünleri taraflarının hiçbir yükümlülüğü olmamasına rağmen teslim almaktan kaçındığını, akabinde kendisine de tebliğ edilen mahkeme kararı doğrultusunda yeddiemine teslim edilmesi sebebi ile doğan ücreti de yazılı olarak talep etmelerine rağmen yine ödemediğini, başlatılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle asıl davanın, dava dilekçesinde belirtmiş oldukları talepler doğrultusunda kabulüne, karşı davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı şirket vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle “…talep edilen 72.000,00-TL yediemin ücretinin davacı-karşı davalının kusurundan kaynaklandığını, dava dilekçesine konu iddiaların tamamen mesnetsiz ve gerçeği yansıtmadığını, boru şekillendirme işinin davacıya verildiği ve anlaşmaya varıldığını, protokol ile birim fiyatlarının sabitlendiğini, davacının boruların temini sağlama yükümlülüğü altına girdiğini uzun süre sağlayamayınca müvekkilinin alıp faturalandırmasını istediğini, bunun üzerine müvekkilinin siparişi verdiğini ve davacıya teslim edildiğini, uygun ve kaliteli olduğu geri bildiriminin alındığını, … yetkililerinin toplantı yapmaktan kaçındığını, 24.06.2019 günü yapılan toplantıda da erteleme talep ederek teslim ve ödeme şekli belirlenmesinden kaçınıldığını, müvekkili şirketin davacının sorumluluğu olan ham madde teminini sağladığını, sözleşmenin sürüncemede kalmaması için uğraştığını, teslim edilen ham maddelerin işlenmeye başladığını, ancak teknik şartnameye uygun olmadığının tespit edildiği ve durumun …’e bildirildiği, daha sonrasında sabitlenmesine rağmen iki katı fiyat üzerinden fiyat talep edildiğini, haklı olarak red edildiğini, müvekkili şirketin taahhüt altına girdiği üretimi teslim edebilmek için …e yerine getirmesi için bir çok kez talepte bulunduğunu, davacının sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmediği halde ifa veya iade müvekkilince kabul edilmiş iken mülkiyeti müvekkiline ait malların yedieminliği tevdi hakkının olmadığını, davacının yan edimleri ifa etmekten imtina ettiğini, müvekkilince sağlanan ham maddelerin bir kısmının zayi edildiğini ve kalanın iade edilmediğini, davacının ısrarlara rağmen edimi ifadan kaçındığını ve müvekkiline önerilen bir ifanın bulunmadığını, davacı tarafın çelişkili davranışlarda bulunduğunu, kötüniyet tazminatı ödemeye hükmedilmesi gerektiği ile karşı dava dilekçesinde; davacının ham madde sağlayamaması üzerine onun gösterdiği tedarikçiden 121 adeti 57.626,50 EURO+ nakliye ve gümrükleme ve sair masrafları, 203 adeti 96.701,78 EURO+ nakliye ve gümrükleme ve sair masrafları yapıldığını, davacının sabitlenmesine rağmen daha sonra 2 katı ücret talep ettiğini, imzalanan 05.02.2018 ve 27.02.2018 tarihli sözleşmelere rağmen yükümlü olunmadığının iddia edildiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirmeyecekler ise ham maddelerin iadesi ihtarının dikkate alınmadığı ve 50 adet eksikle yediemine tevdi edildiğini ve 50 adet çelik borunun üretilmediği gibi ham madde olarak iade edilmediğini ve bu 50 adet çelik boru bedeli + nakliye ve gümrükleme ve sair masrafları ile haksız yedieminliğe tevdi edilen ham madde çelik boruların nakliyesi için yapılan 10.797,00-TL nakliye ücreti ile vinç ücretinin ödenmesi gerektiğini, haksız açılan asıl davanın reddine, karşı dava yönünde ise 50 adet ithal çelik boru karşılığı şimdilik 5.000,00 Euro alacağın ve buna dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca Euro ile açılan 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı ile fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsiline, 50 adet ithal çelik boru ithalatı için yapılan nakliye ve gümrükleme ve sair masrafları ile yediemine bırakılan ham maddelerin müvekkili adresine nakliye için yapılan nakliye ve vinç masrafları için şimdilik 5.000,00-TL’ sının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline….” karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, tarafların ticari sicil kayıtları, Ankara Batı … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi kurulu 12/08/2021 tarihli raporu ile özetle; takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; dosyaya kazandırılan belgelerin incelenmesinden; davacı- karşı davalı ile davalı-karşı davacı şirketler arasında 05.02.2018 Tarihli Satınalma Protokolü ile 27.02.2018 tarihli MK81, MK82, MK83, MK84 bomba gövde şekillendirmesi konulu çerçeve protokol akdedildiği, davalı- karşı davacı şirketin daveti üzerine yapılan davet neticesinde tarafların sipariş konusunda bir anlaşmaya varamadıkları yani sözleşme hukuku çerçevesinde henüz geçerli bir siparişin verilmediği buna rağmen davalı-karşı davacı şirketin temin ettiği ham maddelerin davacı- karşı davacıya tesliminin gerçekleştiği, davacı- karşı davacı şirketin teslim almış olduğu ham maddenin işçiliğe uygun olmadığına dair ayıp ihbarını davalı- karşı davacı şirkete noter ihtarnamesi ile bildirdiği fakat sonrasında bu ayıbın giderildiğine dair bilginin dosyada olmadığı gibi daha sonrası yapılan beyanlarda davalı-karşı davacının ise halen sözleşmedeki ifanın yerine getirilmesi talebinde bulundukları, sözleşme konusu bomba gövde yapımına uygun olmayan ham maddenin ayıp ihbarı sebebiyle ifanın gerçekleşmediğinin kabulü halinde 6098 Sayılı TBK’ nun 106. maddesine göre davalı- karşı davacı … firmasının temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, sayın Mahkemece davalı- karşı davacının 6098 Sayılı TBK’ nun 106. maddesine binaen temerrüde düştüğünün kabulü halinde davacı- karşı davalının yine TBK’ nun 107. maddesinde tevdi mahalli tayini talebi hakkının doğduğu ve buna ilişkin yapılan masraflara da diğer tarafın katlanması gerektiği bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu ile özetle; takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; kök rapordaki değerlendirme ve tespitlere dair görüşlerimizde bir değişiklik olmamakla ek incelememiz neticesinde; davacı- karşı davalı firma yönünden; davanın tarafları arasında akdedilen sözleşmeye konu bomba gövde yapımına uygun olmayan ham maddenin, ayıp ihbarı sebebiyle ifasının gerçekleşmediğinin Sayın Mahkemece kabulü halinde 6098 Sayılı TBK’ nun 106. maddesine göre davalı- karşı davacı … firmasının temerrüde düştüğünün kabulünün gerektiği, davalı- karşı davacının 6098 Sayılı TBK’ nun 106. maddesine binaen temerrüde düştüğünün kabulü halinde davacı- karşı davalının yine TBK’ nun 107. maddesinde tevdi mahalli tayini talebi hakkının doğduğu ve buna ilişkin yapılan masraflara da diğer tarafın katlanması gerektiğinden davacı- karşı davalının yediemin ücreti talebinin de haklı olduğu ve buna bağlı olarak icra takibine konu edilebileceği, davalı- karşı davalı firma yönünden; davalı – karşı davacının sözleşme konusu gövde yapımı için davacı- karşı davalıya teslim etmiş olduğu ham maddenin işçiliğe uygun olmadığının kabulü halinde bu ham maddenin ithal- nakliye- gümrük ve sair masraflarına ithal eden firmanın katlanması gerektiğinden davalı- karşı davacının bu istemlerini davacı- karşı davacıdan talep edemeyeceği, ancak davalı- karşı davacının iade olunmayan 50 adet ham madde yönünden talebinde ise bu maddenin davacı- karşı davalı firmanın üretim için kullanıldığı ( 27 tonluk kısmının hurdaya çıktığı ) beyan edildiğinden bu ağırlık birimine karşılık gelen adetin tespiti sonucunda elde edilecek miktarın çıkarılmasından sonra kalan miktar yönünden davalı- karşı davacının isteminin değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
GEREKÇE :Asıl dava, yediemin ücretinden kaynaklandığı iddia edilen alacakla ilgili davacı tarafça başlatılan icra takibine itirazının iptali talebine ilişkindir. Karşı dava ise Protokol kapsamında teslim edilen malların eksik iade edilmesi sebebi ile zayi bedeli ve yapılan masraflara yönelik alacak talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, tarafların ticari sicil kayıtları, Ankara Batı …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ;
Ön protokolün niteliğinin belirlenmesi yönünden yapıla değerlendirmede; imalat için ham madde niteliğinde olan bombaların gövdelerinde kullanılacak boruların şekillendirilmesi işi ön sözleşme anlaşma ana unsuru olduğu hususu nazara alınarak eser sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir.
Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Sözleşmede kararlaştırılan niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu vasıfların eserde bulunmaması ayıp olarak nitelendirilir. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Asıl dava ve karşı dava kapsamında protokol kapsamında yapılan değerlendirmede karşı davacının usulüne uygun hammadde temini soncu protokolün işlerlik kazanacağı anlaşmanın tabii sonucudur. Tarafların yükümlülükleri de karşılıklı borç yükleyen sözleşme kapsamındadır. 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede taraflar arasındaki protokol kapsamındaki ön sözleşmenin yerine getirilmesi için karşı davacının edimi usulüne uygun yerine getirilmesi gerekmektedir, Protokolün işlerlik kazanması hammaddenin usulüne uygun olduğunun kabulüne bağlıdır. Bu kapsamda protokolün feshi hususunda davacı karşı davalının haklı olup olmadığı, haksız kabul edilmesi halinde davalı karşı davacının Protokol kapsamında teslim edilen malların eksik iade edilmesi sebebi ile zayi bedeli ve yapılan masraflara yönelik alacak talebinin yerinde olup olmadığı hususu asıl tartışılması gereken hususlardır. Taraflar arasında öncelikle 05/02/2018 tarihli satın alma protokolü başlıklı belge ile taraflar arasında yapılacak olan alış ve satış bedellerinin sabitlenmesi kararlaştırılmıştır. Daha sonra yine taraflarca 27/02/2018 tarihinde protokol başlıklı belge ile MK81,MK82,MK83,MK84 bomba gövde şekillendirmesinin davacı … tarafından imal etmesi konulu çerçeve protokol akdedilmiştir.
Protokolün 4. Maddesine göre sipariş usulü ise şu şekilde belirlenmiştir;
Siparişin kendisine ulaşmasını takiben …. firması, davacı …’i yazılı olarak görüşmeye davet edecektir.Görüşmede sadece sipariş sayısı, teslim süresi, ödeme şekli görüşecektir.
Görüşme sonrasında protokol 5 numaralı ekindeki toplantı tutanağı imzalanacaktır.
Toplantı tutanağının imzalanması ile birlikte davalı karşı davacı … tarafından sipariş verilmiş, davacı karşı davalı … tarafından sipariş yüklenilmiş kabul edilecektir.
Taraflar arasında düzenlenen 27/02/2018 tarihli çerçeve protokolünün 5. Maddesine uygun olarak toplantı tutanağı imzalanmadığından verilmiş bir sipariş mevcut değildir.
Taraflar arasında 05/02/2018 tarihli satın alma protokolü ile 27/02/2018 tarihli MK81, MK82, MK83, MK84 bomba gövde şekillendirmesi konulu çerçeve protokol sözleşmesi düzenlendiği, asıl davacı olan …in bu projenin 1-2-3-4 numaralı eklerinde bulunan proje gövde kısmını sözleşmede belirtilen şartlar altında imal etmeyi yüklendiği, bu protokolün çerçeve olarak hazırlandığı sipariş usulünün ise … siparişin kendisine ulaşmasını takiben …’i yazılı olarak imalat öncesi görüşmeye davet edeceği ve görüşmede sadece sipariş sayısı, teslim süresi ve ödeme şeklinin görüşüleceği konuları yer almıştır. Bu kapsamda asıl davacının bomba gövde imalatı karşı davacı … tarafından gövde imalatında kullanılan ham maddenin gönderilmesiyle yerine getirileceği hususu ile ilgili uyuşmazlık bulunmamaktadır. Asıl uyuşmazlık davalı karşı davacı tarafından gönderilen hammaddeyle gövde imalatı yapılamayacağı iddiasıdır. Ayıp ile ilgili yapılan değerlendirmede 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”6098 sayılı TBK.’nun 219. maddesine göre; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur. Asıl davacı karşı davalı … unvanlı firmanın ise 28/05/2019 tarih ve 12/06/2019 tarihli sevk irsaliyeleri ile teslim aldığı boruların ürünlerin işçiliğe müsait olmadığını noter ihtarnamesi ile davalıya bildirdiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu ile birlikte ayıp iddiası ile ilgili yapılan değerlendirmede davacı karşı davalı … firmasının 28/05/2019 tarih ve 12/06/2019 tarihinde 6 ve 10 araç ile sevkiyatı yapılan hammadde de ortaya çıktığı belirtilen hatanın o anki tespitinin normal bir gözlem ile yapılmasının davacıdan bekletilmesi mümkün olmayacağından, davacıya teslim edilen hammaddenin ayıplı olup olmadığı tespiti olağan kontrolü teslim anında değil davacının imal etmesi gereken ürünün çizim vs teknik şartnamesine uygun olup olmadığının teslim sonrasında üretim aşamasında kontrolü yapılarak işin özelliği gereği sonradan ortaya çıkabilecek bir durum olarak değerlendirildiğinden teslim tarihinden sonra 11 Temmuz 2019 tarihindeki davalı … firmasına gelen ürünlerin işçiliğe elverişli olmadığı ihtarı ise TTK 23.madde atfı ile TBK nın 223. Maddesi kapsamında süresinde ihbar edildiğinin anlaşılmıştır. Protokole uygun hammade üretildiğinin ispat külfetinin davalı karşı davacıda olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu davacının protokolü fesihte haklı olduğu kabul edilerek bu kapsamda Sözleşmenin feshi halinde taraflar ancak birbirlerine verdiklerini geri isteyebilirler. Fesih halinde menfi zararlar talep edilip, müspet zararlar istenemez. Bu kapsamda,Karşı dava yönünden işçiliğe uygun olmayan hammaddenin teslimi noktasında kusurlu kabul edildiğinden kusuruyla ortaya çıkan zarardan asıl davacının sorumluluğu bulunmadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir. davalı-karşı davacı tarafından gönderilen ürünlerin işçiliğe uygun olmaması sebebiyle de iade alınması gerektiğine yönelik ihtar yapıldığı , ürünleri davalı karşı davacının teslim almaktan kaçınıldığından, akabinde davalı karşı davacıya tebliğ edilen mahkeme kararı doğrultusunda yeddiemine teslim edilmesi sebebi ile doğan ücreti ön sözleşmenin fesih ile ortaya çıkan zarar kalemi olarak değerlendirildiğinden yediemin ücretinin davalı karşı davacıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmiştir. İcra inkar tazminatı yönünden ise yediemin depolama ücretinin likit ve borçlusu tarafından bilinebilir olduğu kanaatine varılarak Asıl alacak miktarı olan 73.816,11 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜNE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında vaki itirazın iptali ile takibin devamına,
Asıl alacak miktarı olan 73.816,11 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
Asıl Dava yönünden;
3-Alınması gereken 5.042,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.100,82 TL peşin harç ile 1.000,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.941,56 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 995,59 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.100,82 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı ve 1.000,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.163,02 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 81,70 TL tebligat ve posta gideri ile 1.800,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.881,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 10.314,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karşı dava yönünden;
6-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 919,00 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 859,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davalı/karşı davacıya ödenmesine,
7-Karşı davada davacı/karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 7.793,94 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya ödenmesine,
8-Karşı davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
9-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.04/11/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍