Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/517 E. 2020/675 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/517 Esas – 2020/675
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/517 Esas
KARAR NO : 2020/675

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ:17/12/2020
K. YAZIM TARİHİ:31/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki kapsamında müvekkilinin, davalı şirkete takip konusu fatura içeriğinde de belirtilen sac büküm işini yaptığını, söz konusu faturanın davalı şirkete e – arşiv fatura sistemi üzerinden kesilerek iletildiğini ancak 6.098,24 TL tutarındaki fatura alacağının davalı tarafından müvekkile haksız ve kötü niyetli olarak ödenmediğini, müvekkili tarafından bu alacağın tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğü nezdinde …. E. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu beyan ederek, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa reeskont avans faizi uygulanmasına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle müvekkili lehine takip tutarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Öncelikle çözüme kavuşturulması gereken mesele, davacının tacir, eldeki davanın ise ticari dava olup olmadığının tespiti ve buna bağlı olarak davaya bakma görevinin Mahkememize ait olup olmadığıdır.
Ankara Ticaret Sicil Memurluğuna ve Yenimahalle Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilen cevabi yazılarda; davacının ticaret sicilinde kaydı bulunmadığı, 2017, 2018, 2019 ve 2020 dönemlerinde ikinci sınıf tüccar sıfatıyla işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği görülmüştür.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; davacı taraf, davalı şirkete sac büküm işi yaptığını ve faturasını kestiğini, davalı tarafça fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine de davalının haksız yere itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek davalının itirazının iptalini talep etmektedir. Yenimahalle Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında da belirtildiği üzere davacının, işletme hesabı esasına tabi vergi mükellefi olan esnaf olduğu, bir başka deyişle tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/12/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı