Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/51 E. 2020/99 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/51 Esas – 2020/99
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/51 Esas
KARAR NO : 2020/99

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
K. YAZIM TARİHİ: 14/02/2020

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10.12.2015 tarihinde … İnşaat Ticaret Yatırım Sanayi Limited Şirketinden cep telefonu aldığını, telefonda ortaya çıkan sorunlar nedeniyle … İlçe Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurduğunu, malın ayıplı çıkması nedeni ile başvurusunun haklı bulunduğunu ve 6502 sayılı kanunun 11. maddesinin a bendinde yazan “Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmaya hak kazandığını, müvekkilinin Hakem Heyeti Kararına istinaden ayıplı telefonu … AŞ. aracılığı ile … İnşaat Ticaret Yatırım Sanayi LTD. ŞTİ.’ne gönderilmek üzere kargoya verdiğini, teslimat adresi olarak da … İlçe Tüketici Hakem Heyeti kararında da yer alan ve doğru olan “… 2 Caddesi No:8 …” adresini yazdığını, ancak … Kargo çalışanının teslimatı hem tüzel kişiliğin adı hem de adresi farklı olan “… Mah. … Sokak No:9” da yer alan … LTD ŞTİ’ne yaptığını, aradan geçen zamanda para iadesi yapılmayınca müvekkilinin … İnşaat Ticaret Yatırım Sanayi LTD. ŞTİ. ile telefonla görüştüğünü ve telefonun kendilerine teslim edilmediğini, bu şekilde bedel iadesi yapmayacağının bildirildiğini öğrendiğini, burada müvekkiline isnat edilebilecek hiçbir kusur bulunmadığı halde yıllardır bu ayıplı maldan doğan zararı ile bir de … AŞ.’nin hatası ile uğraşmak zorunda kaldığını, … AŞ.’nin dağıtım görevlisinin gerekli özeni göstermemesi ve teslimatı tüzel kişiliği ve ünvanı farklı olan bir şirkete yapması nedeniyle … AŞ’nin müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, ayrıca bu süreçte müvekkilinin ekonomik durumu da yeterli olmadığından ikinci bir telefon alamadığını ve yakınlarıyla haberleşemediğini, sosyal hayatının olumsuz etkilendiğini, maddi manevi zarara uğradığını ve mağduriyetinin halen giderilmediğini beyan ederek, cep telefonunun bedeli olan 2.304 TL’nin ve 11,75 TL kargo masraflarının maddi tazminat içerisinde ve toplamda 1.315,75 TL olmak üzere hizmet kusurunun gerçekleştiği tarih olan 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte iadesine, yaşanılan üzüntü sebebi ile 8.000 TL manevi tazminatın dava tarihi itibariyle işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve 01/01/2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
22/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılan eldeki dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat talebini içeren ticari davadır. Dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
Davacı vekiline, 6102 sayılı TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir meşruhatlı davetiye gönderilmiş, gönderilen meşruhatlı davetiye 22/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/02/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza