Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2020/661 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/509 Esas – 2020/661
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/509 Esas
KARAR NO : 2020/661

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 25/09/2020
KARAR TARİHİ:15/12/2020
K. YAZIM TARİHİ:31/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili davacı …’ın, olay tarihi olan …2019 günü maliki ve işleticisi davalılardan … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile diğer davalı … olan, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı özel halk otobüsünün içerisinde yolcu olarak bulunmakta iken, otobüsün ön kapısının açık bir şekilde hareket etmesi ve birden hızlanıp, devamında ani fren yaparak sola doğru sert bir manevra yapması nedeniyle müvekkili davacı …’ın açık olan ön kapıdan araç dışına ve yola düşerek ağır şekilde yaralandığını, davacı müvekkilinin yaralanmasına yol açan … plaka sayılı aracın davalılardan … A.Ş. nezdinde 21.01.2019-19.01.2020 tarihli, … acente numaralı, … poliçe numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile ve başka poliçelerle teminat altına aldığını, müvekkili …’ın yaralanması ile ilgili ceza yargılamasının halen Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında görülmekte olduğunu, davalı sürücünün meydana gelen olayda kusurlu olduğunu, müvekkilinin başta sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere, evde bakım gideri için poliçe sorumluluğu içerisindeki tüm tazminatlarının ödenmesi amacıyla davalı … A.Ş.’ne başvuru yaptıklarını ancak tazmin edilemediğini beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00 TL’si evde bakım gideri, 100,00 TL’si geçici iş göremezlik ve 800,00 TL’si ise sürekli iş göremezlik/maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 04.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans işlemlerine uygulanan faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limitince sorumlu tutulmasına, 70.000,00 TL manevi tazminatın ise haksız fiil tarihi olan 04.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans işlemlerine uygulanan faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kanunda açıkça sayılan evrakları sunmadan müvekkili şirkete başvuru yaptığını, usulüne aykırı yapılan başvuru nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın, müvekkili şirkete 19.01.2019/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu ve poliçe teminat limitinin kişi başı 360.000 TL olduğunu, davaya konu kaza sebebiyle müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru sonrası açılan hasar dosyasında alınan aktüer hesabına göre sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranına istinaden 04.07.2019 tarihinde toplam 50.322,35 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bakiye tazminat söz konusu olmadığını, yapılan bu ödemeler ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, dolayısıyla öncelikle kusur ve zarar yönünden bilirkişi tespiti yaptırılması gerektiğini, ZMMS Genel Şartlarına göre geçici iş görmezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, meydana gelen kazada davacının da mütefarik kusurunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkili şirkete usule uygun başvuru yapılmadığından temerrüde düşürülmediğini, faiz türünün hatalı olduğunu, faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların gerçek kusurlarının ortaya çıkarılması açısından dava konusu kazanın meydana geldiği araçta keşif yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca davacı yanın Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasındaki beyanından bir kas hastalığı olduğunun anlaşıldığını, davacının bu rahatsızlığının otobüsten düşmesindeki etkisinin araştırılması için davacının bir sağlık kuruluşuna sevki ile rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin anlatımları dikkate alındığında kazanın tamamen davacının kendi eylemleri nedeniyle meydana geldiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davalı araç maliki ile müvekkil kooperatif arasında yapılan sözleşmeler ve kooperatif tüzüğü çerçevesinde, davalı kooperatifin kuruluş amacı, taşıma işinde üstlendiği görev ve sorumluğu incelendiğinde, yapılan bu taşıma işinden müvekkil kooperatifin ekonomik olarak herhangi bir kazancı olmadığını, müvekkilinin söz konusu taşıma işinde tasarruf yetkisine de sahip olmadığını, bu nedenle müvekkili kooperatifin zarardan sorumlu olmayacağını, davalı … yönetimindeki aracın, diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olması nedeniyle üyesi olduğu müvekkili kooperatifin işleten sıfatı bulunmadığını, diğer davalı …’in ise davalı şirkette sigortalı çalışan olduğunu, müvekkil kooperatif ve davalı şirket arasındaki sözleşmeye göre yasanın aradığı anlamda işleten sıfatı olmadığından müvekkili yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kooperatifin sadece … Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale edilen taşıma işine ait hat güzergahlarını araç maliklerine ve işletenlere kiraladığını ve söz konusu hat üzerinde çalışan araçların koordinasyonunu sağladığını beyan ederek öncelikle husumet yokluğundan aksi halde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan aracın müvekkili şirket adına kayıtlı olduğunu, olay günü de aracı şirkette şoför olarak çalışan diğer davalı …’in kullandığını, tarafların gerçek kusurlarının ortaya çıkarılması açısından dava konusu kazanın meydana geldiği araçta keşif yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca davacı yanın Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasındaki beyanından bir kas hastalığı olduğunun anlaşıldığını, davacının bu rahatsızlığının otobüsten düşmesindeki etkisinin araştırılması için davacının bir sağlık kuruluşuna sevki ile rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin anlatımları dikkate alındığında kazanın tamamen davacının kendi eylemleri nedeniyle meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın … AŞ’ye Kara Taşıtları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olması nedeniyle davayı kabul etmemekle birlikte, davanın kanıtlanması halinde müvekkili şirkete karşı sorumluluğu söz konusu olacağından, davanın … ihbarını talep ettiklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 25.09.2020 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Davalı sigorta şirketi ile davacılar arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü ve taşıyan olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ve davalılar … Ltd. Şti vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/12/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı