Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/507 E. 2021/807 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/507 Esas – 2021/807
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/507
KARAR NO : 2021/807
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Yönetim Hakkı ve Temsil Yetkisinin Sonlandırılması
DAVA TARİHİ : 25/09/2020
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; …. Şirketinin … Tıp Merkezi adıyla …’da poliklinik hizmetleri verdiğini, müvekkilinin doktor olup şirketin … hissesine sahip olduğunu, davalı …’ın 12.05.2020 tarihinde müdürlük görevine seçildiğini ve …’nde ilanı edildiğini, 25.08.2020 tarihli işlem ile şirket hesabındaki nakit 500.000,00TL’yi kendi hesabına havale ettiğini, 08.09.2020 tarihli …’ın kestiği faturada görüleceği üzere davalının kendi lüks ihtiyaçlarını şirkete fatura ettiğini, şirket adına kesilen faturada, 8.9.2020 tarihinde 17.696,01TL değerinde 2 adet telefon aldığını, piyasanın en pahalı telefonlarından olan iki adet telefonun şirketin ihtiyacı için alınabileceğinin kabul edilemez olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şirket müdürünün yetkilerinin dava süresince tedbiren kaldırılması ve şirkete kayyım atanması gerektiğini belirterek, dava dışı ….Şirketine müdür olarak seçilen ….’ın haklı nedenlerle yönetim hakkının ve temsil yetkisinin sonlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hesabında bulunan 500.000,00TL’yi şirket devamlılığını sağlamak ve şirketin maddi zarara uğramasını engellemek maksadıyla kendi hesabına aktardığını, zira bu sayede şirket işleyişine hakim olan … ve …’in bir şekilde şirket hesaplarından kendi şahsi meseleleri nedeniyle para çekmelerinin önüne geçildiğini, müvekkilinin kısa bir süre içerisinde kendi hesabına aktarılan 500.000,00 TL’yi tekrar şirket hesabına yatırdığını, vadenin bozulmuş olması nedeniyle ödenmesi gereken faiz miktarının şirket muhasebesi tarafından hesap edilerek faturası kesilmiş olup, müvekkili tarafından ayrıca ödendiğini, şahsi olarak alındığı iddia edilen telefonların davacının da bilgisi dahilinde şirket ortakları olan müvekkili ve davacıya alındığını, davacıya alınan telefonun halen davacıya verilmek üzere kutusu dahi açılmamış bir şekilde şirket merkezinde bulunduğunu,…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…müvekkilinin sadece şirket işleri için söz konusu araçları kullanmakta olduğunu, şirket müdürü ve aynı zamanda ortağı olan müvekkilinin şirket işleri için şirkete ait araçları kullanmasının olağan bir durum olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, Ankara… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, tanık beyanları, 30/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davacı …’ın %51 hisse payı ile ortağı olduğu … Şirketine 12/05/2020 tarihinde Türkiye Ticaret Siciline tescil olunduğu üzere müdür olarak seçilen …’ın yönetim hakkının ve temsil yetkisinin sonlandırılması istemine ilişkindir.
Limited şirketlerde “yönetim ve temsil” şirket müdürleri tarafından yerine getirilmektedir. Şirketin müdürleri şirket esas sözleşmesi ile belirlenebileceği gibi, Genel Kurul tarafından alınan bir karar ile de seçilebilir.
Türk Ticaret Kanunu md. 632 ile müdürlerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bununla beraber, müdürler kuşkusuz kanundan doğan diğer sorumluluklarını da yerine getirmekle yükümlüdürler. Ancak yükümlülüklerin ihlali halinde, şirket ortaklarının menfaatlerinin zarar görmesi ve hak kayıplarının gündeme gelmesi söz konusu olacaktır ve bu kapsamda şirket müdürünün azli yani görevden alınması gerekliliği hâsıl olacaktır.
Şirket müdürlerinin görevden alınmaları ile Genel Kurul’un azil yönünde alacağı bir karar ile yada Ticaret Mahkemesi tarafından verilecek bir karar ile olabilecektir.
6102 sayılı md.630/1 ile “Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.” düzenlemesi ile Genel Kurul’un müdürleri görevden alma ve yetkilerini sınırlama hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. İşte şirket müdürünün azli konusundaki gereklilik Genel Kurul’da alınabilecek bir karar ile olanaklı olabilecektir. Ancak karar alınması olanaklı olmadığı takdirde Mahkemeden bu konuda talepte bulunulması da yasal olarak olanaklıdır.
Keza, 6102 sayılı TTK’nın 630/2 ve 639/3 ile limited şirket müdürünün azli hususunda Mahkemeye başvuru hakkı düzenlenmiştir.
“Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.”
İşbu düzenleme uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Haklı sebep, genel olarak sürekli edimli bir hukuki ilişkinin devamını çekilmez kılan sebep olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan sınırlayıcı olmamakla birlikte azil bakımından haklı sebep TTK. 630/3’te tanımlanmıştır. Yasal düzenlemede yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, her somut olayın özelliğine göre açıklanan biçimde azil için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Limited şirket müdürünün azli davasında haklı sebebin varlığını ispat yükü davacıdadır.
Azil davasının açılabilmesi için azli isteyen kişinin yani davacının şirkette ortak olması yani aktif dava ehliyetinin olması gerekmektedir.
Müdürün azli davasının açılabilmesi için bu hususun Genel Kurul’dan talep edilmiş olması şart değildir, ancak ortak bu konuyu öncelikle Genel Kurul’a getirebilir. Pay sahibinin../…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…TTK md. 630/2 ile düzenlenen hakkı şirket esas sözleşmesi yada Genel kurul kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz. (Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul, 2015, s.596, n.22-48)
Yargıtay yerleşmiş kararlarında da benimsendiği üzere (11. H.D 25.03.2002 tarih 10398/2664 sayılı kararı), haklı sebeple azil davasında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir, husumetin ayrıca şirkete de yöneltilmesi zorunlu değildir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu, 08/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde; şirkette yapılan 16/04/2021 tarihli genel kurulda yeni müdür seçilmesi için yapılan oylamada davacı….’ın temsilcisi … tarafından müvekkili …. ve ….’ın aday gösterildiğini ve … ile ….’ın müdür olarak seçildiğini, müvekkilinin söz konusu şirkette davacı yanında aday göstermesi ile tekrar müdür olarak seçildiğini, ayrıca davacı ….’ın 06/05/2021 tarihli Ankara …. Noterliğinin …. yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile şirket hisselerinin tamamını devrettiğini bildirmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 13/10/2021 havale tarihli dilekçesi ile müvekkilinin davalının müdürü olduğu şirketteki tüm paylarını devrettiğini, müvekkilinin şirkette herhangi bir ortaklığının kalmadığını bildirmiştir.
TTK’nun 630/2 maddesinde; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.” şeklinde hüküm düzenlenmiş olup, davacının dava konusu …. Şirketindeki hissesini dava dışı ….’a devrettiği, dava dışı ….’ın davacıdan devir aldığı hisseyi davalı ….’a devrettiği, şirketin tek ortaklı limited şirket olduğu ve davacı ile davalı sıfatlarının birleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının dava konusu …. Şirketindeki hissesini dava dışı …’a devrettiği, dava dışı …n’ın davacıdan devir aldığı hisseyi davalı …’a devrettiği, şirketin tek ortaklı limited şirket olduğu ve davacı ile davalı sıfatlarının birleşmesi nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve davalı sıfatları birleştiğinden taraflar yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza