Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/499 E. 2021/762 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/499 Esas – 2021/762
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/499 Esas
KARAR NO : 2021/762
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN:
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
K. YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Ankara …. Noterliği’nin 31.07.2015 tarih ve … ve …. yevmiye sayılı araç satış sözleşmeleri ile … plaka numaralı, …. model …. marka araç 30.000,00 TL bedelle ve … plaka numaralı, … model …. marka araç 30.000,00 TL bedelle davalı şirketten satın alındığını, müvekkili tarafından satın alındıktan yaklaşık dört yıl sonra araçların satılması için işlemleri başlatmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne gidildiğinde araçlar üzerine …. Trafik Tescil Şube Müdürlüğü – Mali Şube Müdürlüğü tarafından hak mahrumiyeti eklendiğinin öğrenildiğini, yapılan araştırmalar sonucunda otobüslerin 36 kişilik yolcu taşıma kapasitesi olduğu, sonrasında usulsüz yapılan değişikliklerle … plaka numaralı aracın yolcu taşıma kapasitesinin 46’ya, … plaka numaralı aracın yolcu taşıma kapasitesinin ise 50’ye çıkarıldığının öğrenildiğini, … plakalı aracın satış sözleşmesine ek …. numaralı Geçici Tescil Belgesinde aracın koltuk sayısının 46, … plakalı aracın satış sözleşmesine ek …. numaralı Geçici Tescil Belgesinde aracın koltuk sayısının 50 olarak gösterildiği, aracın satın alınma tarihinde müvekkili tarafından tespit edilmesi mümkün olmayan yani gizli ve hukuki ayıbının bulunduğunu, Ticaret Kanunu’nun 23.maddesinin atfıyla Borçlar Kanunu’nun 219 vd maddeleri uyarınca davalının bu ayıptan sorumlu olduğunu, ayıbın öğrenilmesini takiben ve ertesi gün davalıya ihtarname gönderildiğini, durumun açıklandığını, sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini ve araç bedellerinin talep edildiğini, davalının ihtarnameyi tebliğ almasına rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı şirkete karşı ihtarnamelerden sonra alacağın tahsili amacı ile Borçlar Kanunu 227.maddede müvekkiline tanınan haklardan araç satış sözleşmesinin feshi ile araçların toplam bedeli olan 60.000,00 TL’nin ödenmesi amacı ile Ankara ….İcra Dairesinin …. E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalı şirket tarafından icra takibine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile Ankara …. İcra Müdürlüğü ….E. Sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle;davacının gönderdiği ihtarnameye Ankara … Noterliğinin …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 14.05.2020 tarihinde cevap verildiğini, daha sonra davacı şirket tarafından Ankara …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından herhangi borç ve sorumluluğu doğmadığından bu haksız takibe itiraz edildiğini, müvekkili şirketin söz konusu iddialar bakımından hiçbir kusuru bulunmadığını, araçlar üzerinde herhangi bir ayıp bulunmayıp araçların ayıplı olduğuna ilişkin davacı yanın iddialarını kabul etmediklerini, hak mahrumiyetlerinin hangi tarihte eklendiğinin ve yolcu kapasitesindeki artışın hangi tarihte gerçekleştiğinin tespiti gerektiğini, müvekkilinin söz konusu araçları …. Tic. Ltd. Şti.’den satın aldığını ve aynı gün içerisinde davacı şirkete satış yoluyla devredildiğini, dolayısıyla müvekkilinin araçların kapasitelerinde bir değişim var ise de satış tarihinde bunu bilmediğini ve hiçbir surette kusuru bulunmadığını, söz konusu araçların bir gün dahi dahi müvekkilinin mülkiyetinde kalmadığını, davaya konu araçların, müvekkilinin mülkiyetinde kaldığı süre boyunca asla bir kapasite arttırımı yahut herhangi bir hile söz konusu olmadığını, böyle bir durum var ise ya müvekkilinin araçları devralmasından önce ya da davacıya devretmesinden sonra gerçekleşen bir durumun söz konusu olduğunu dolayısıyla müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, davanın …. Tic. Ltd. Şti.’ne ihbarını talep ettiklerini, davacının talebine karşı zamanaşımı defiinde bulunduklarını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı yanın hiçbir alacağı bulunmadığını ancak asla kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağı bulunduğu varsayımında dahi bu alacağın zamanaşımına uğradığını, anılan hükme göre zamanaşımı süresinin başlangıcının satılanın devir tarihi olduğunu, dolayısıyla ayıptan doğan davalarda satıcının sorumluluğunun devir tarihinden itibaren 2 yıl geçmekle alacağın zamanaşımına uğrayacağını, davaya konu araçların 31.07.2015 tarihinde devredildiğini, davacı yanın ise 03.05.2020 tarihinde ihtarname yoluyla müvekkili şirkete bildirimi gerçekleştirdiğini, devir ile bildirim tarihi arasında yaklaşık 4 yıl bulunduğundan -kabul anlamına gelmemekle birlikte- müvekkilinin sorumluluğu bulunsa dahi bu sorumluluğun zamanaşımına uğradığını, davaya konu satış işlemlerinin ticari nitelikte olup Türk Ticaret Kanununda satış sözleşmesi bakımından ayıp halinde, satıcının sorumluluğunun doğması için öngörülen özel bildirim sürelerine uyulması ve gözden geçirme külfetinin de gerçekleştirilmesi gerektiğini, açıkça belli olmayan ayıplar için 8 günlük süre öngörüldüğünü, öngörülen 8 günlük sürenin malın tesliminden itibaren başladığını, davacı yan ayıbın öğrenilmesinin ertesi günü ihtarname gönderilerek bildirim yapıldığını iddia etmiş ise de bu tarihte malın tesliminin üzerinden 4 yıl geçtiğini, davacının kötü niyetli bir yaklaşım sergilediğini ve bu şekilde haksız bir kazanç elde etmeye çalıştığını, yasal süre içinde ayıp ihbarının yapılmamasının alıcının kanundan doğan seçimlik haklarına başvuramaması sonucu doğduğunu, bu durumda, davacı yanın malı satın aldığı hali ile kabul ettiğinin ve seçimlik haklara başvuru hakkını kaybettiğinin kabulü gerektiğini, geçici tescil belgesi noter tarafından verilen bir belge olup bu belgede söz konusu olan bir hatadan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını, müvekkilinin de araçları davacı gibi bu belgelere dayanarak aldığını, bu belgenin “geçici” nitelikte olup 30 günlük süre içerisinde ruhsatın çıkarılması gerektiğini, dolayısıyla davacı yanın satıştan en fazla 30 gün içerisinde ruhsat alması gerektiğini, davacının satın alınma tarihinde tespiti mümkün olmayan gizli ve hukuki bir ayıp söz konusu olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, araçlarda fiziken yolcu kapasitesinde bir arttırım var ise 4 yıl araçları kullanan davacı yanın bu hususu fark etmemesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle somut olay bakımından kullanmakla ortaya çıkacak gizli bir ayıp bulunmadığı gibi araçları aynı gün içerisinde davacı yana satış ile devreden müvekkili tarafından da bu hususların zaten bilinmediğini, satış sözleşmesinin ani edimli olduğundan sözleşmenin feshi değil sözleşmeden dönmenin söz konusu olabileceğini, davacının 5 yıldan fazladır davaya konu araçları kullanmış ve halen kullanabilmekte olup sözleşmeden dönülmesi halinde araçların taraflarına iade edilmesi edimlerin aynen iadesini sağlamayacağını, bu kadar süre geçtikten sonra sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasını hukuk düzeninın korumaması gerektiğini, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanma talebinin de reddine karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddi ile takibin iptaline, davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara ….İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası kapsamı, taraflar arasındaki araç satış sözleşmeleri, ihtarname sureti, Emniyet Müdürlüğü cevabi yazıları, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı.
Duruşmada dinlenen tanık ….; “2010 yılından 2017 yılına kadar davalı şirkette çalıştım. Beraber araba alım satımı yaptık. … plakalı aracı ….’den satın aldık. Aynı gün de davacı şirkete sattık. Biz ruhsatta ne ise o şekilde satımını yaptık. Daha sonra bu şekilde bir sorun çıktığını duydum. Söz konusu davacı şirkete bu araç dışında 4 veya 5 araç daha sattık.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Duruşmada dinlenen tanık ….; Ben davacı …. şirketinde çalışıyorum. Söz konusu araçları davacı …. otomotivden satın aldı. Bu araçları biz şantiye içerisinde kullandık. Satın aldıktan hemen sonra kullanmaya başladık. Daha sonra işimiz bittikten sonra trafikten çekip hurdaya ayırıp aracı satacaktık. Trafik Şubeye gittiğimizde, Mali Şubeden satılamaz şerhi konulduğunu öğrendik. Sonrasında Mali Şubeye gittim. Aracın koltuk sayıları ile ilgili değişiklik yapıldığını söylediler. Detayları arşivden öğreneceğimizi söyleyince arşive gittim. Ruhsattaki sayı ile araçtaki koltuk sayısı birbirini tutuyordu. Bu sebeple biz bunu ancak trafik şubeye gittiğimizde öğrendik. Biz araçları almadan bu işlemlerin yapıldığını emniyete gittiğimde arşiv dosyasından öğrendim.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Duruşmada dinlenen tanık ….; “Ben davacı şirkette çalışıyorum. Araç koltuk durumundaki değişiklikten satım aşamasında bilgi sahibi olduk. Satım aşamasına kadar kullanım aşamasında herhangi bir durum farketmedik.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen araç satım sözleşmesi kapsamında davacıya teslim edilen araçların ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek araç bedellerinin iadesine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu; satılan araçlar ile ilgili normalde yolcu kapasitesinin 36 olduğu araçların geçici tescil belgesinde yolcu taşıma kapasitesinin fazla gösterilmesinden kaynaklı ayıp olup olmadığı, ayıba ilişkin iddianın süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkindir.
Somut olayda, taraflar tacir olup uyuşmazlık ticari satışa konu aracın 6102 sayılı TTK’nun 23.maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir.
6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
Davaya konu araç 31.07.2015 tarih ve … ve … yevmiye sayılı araç satış sözleşmeleri ile …. plaka numaralı, … model … marka araç 30.000TL bedelle ve … plaka numaralı …. model … marka araç 30.000TL bedelle davalı şirketten satın alınmıştır. Araç satışından 4 yıl sonra araçların satılması için Emniyet Müdürlüğüne gidildiğinde araçlarda hak mahrumiyeti bulunduğu otobüslerin 36 kişilik yolcu taşıma kapasitesi olduğu, sonrasında usulsüz yapılan değişikliklerle … plaka numaralı aracın yolcu taşıma kapasitesinin 46’ya, … plaka numaralı aracın yolcu taşıma kapasitesinin ise 50’ye çıkarıldığının öğrenildiğini, … plakalı aracın satış sözleşmesine ek … numaralı Geçici Tescil Belgesinde aracın koltuk sayısının 46, … plakalı aracın satış sözleşmesine ek …. numaralı Geçici Tescil Belgesinde aracın koltuk sayısının 50 olarak gösterildiği bu kapsamda gizli ayıp bulunduğunu iddia ederek sözleşmenin feshini talep etmiştir. Araç satış tarihleri incelendiğinde söz konusu araçların ihbar olunan …. Tic. Ltd. Şti.’den satın aldığını ve aynı gün içerisinde davacı şirkete satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır. Zamanaşımı ile ilgili yapılan değerlendirmede Satıcı, alıcıyı iğfal etmiş ise, yasada öngörülen zamanaşımından yararlanamaz. Dosya kapsamında delillerin toplandığı da gözetilerek değerlendirme yapmak gerekmiştir. TBK’un 231/son maddesindeki anılan düzenlemeye göre satıcı alıcıyı iğfal etmişse, yani hilesi varsa, bu takdirde yasada bildirilen zamanaşımı süresinden istifade edilemez, burada 10 yıllık zamanaşımı süresi işler (YHGK., 12/05/1965., E.5,K.203) Dava konusu araçta bir ayıbın bulunduğu toplanan delilerle ortaya konmuş ise de, bu satışta alıcının iğfal edildiğinin ayrıca ispatlanması gerekir.Dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarında, satıcının alıcıyı kandırdığı, hilenin var olduğuna ilişkin bir bilgi beyan sunulmamıştır. Araçların satışın yapılması ile fiili hakimiyeti de satış tarihinden beri davacının kullanımında bulunduğu araçlar 31.07.2015 tarihinde devredildiği davacı ayıba yönelik ihtarını 03.05.2020 tarihinde bildirmiştir. Bunlar haricinde de alacıya hile uygulandığına dair bir delilde sunulmamıştır. Nizalı makinenin sadece ayıplı olması, alıcının satıcıyı iğfal ettiği sonucunu doğurmayacağından, TBK’un 231/son koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.Tüm bu değerlendirmeler neticesinde, TBK 223/2 maddesi gereğince söz konusu yolcu kapasitesinden kaynaklı ayıbın otobüslerin fiili olarak davacının kullanımında olduğu, davacının TTK’nun öngördüğü ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediğini, aracı teslim aldıktan 4 yıl sonra davasını ikame ettiğini, dava konusu aracın yolcu kapasitesinden kaynaklı ayıbın 4 yıl boyunca görmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,TBK 231/1 uyarınca satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçtiği somut uyuşmazlıkta satıcının alıcıyı iğfal etmesi hususununda ispatlanamadığı anlaşılmakla, açılan davanın TBK 231/1 gereğince zamanaşımından dolayı reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Kötü niyet tazminatının dosya kapsamında kötü niyetin ispatlanamadığı hususu nazara alınarak reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 724,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 665,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 76 TL tebligat giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye davalı gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/10/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍