Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/494 E. 2021/59 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/494 Esas – 2021/59
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/494
KARAR NO : 2021/59

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 04/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı ile müvekkili banka arasında … …. ürün numaralı ticari kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalının borcunu ödememesi nedeniyle borcun muaccel hale geldiğini ve ödeme ihtarında bulunulduğunu, ilgili ihtarnamenin borçlunun adreslerine gönderildiğini, ancak borçlunun bu süre zarfında borcunu ödemediğini, ilgili ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu hakkında icra takibine geçildiğini, icra dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini beyan ederek, borçlunun borca ilişkin itirazlarının iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacı tarafça müvekkili aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …-E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve tanzim edilen ödeme emri müvekkil tarafından tebellüğ edildiğini, bunun üzerine yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz edildiğini, yapılan takipte asıl alacağın neden kaynaklandığı, borcun sebebi, böyle bir borcun nasıl doğduğu konusunda herhangi bir açıklama yer almadığı gibi, borcun tarihi ve faizlere ilişkin yeterli açıklamada yapılmadığını, hal böyle olunca da müvekkilinin haklı olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durmasının sağlandığını, öncelikle, müvekkilinin çekmiş olduğu ihtiyaç kredisine yönelik uyuşmazlık hususunda Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, işin esasına yönelik olarak ise, müvekkilin ödeme emrinde belirtilen şekilde bir borcu olmadığını, söz konusu kredi sözleşmesi müvekkil tarafından imzalanmış olmakla birlikte, ödeme emrinde hem asıl alacak hem de diğer kısımlar yönünden hatalı hesaplama yapıldığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, fahiş oranda ve hatalı faiz hesaplaması yapılarak, borç miktarının olması gerekenden fazla çıkarılması kabul edilebilir bir durum olmadığını, ödeme emrinde yer alan gecikme faizi ve temerrüt faizi ile diğer masraflar, Kanun’a ve içtihatlarla benimsenmiş yerleşik uygulamaya aykırı şekilde hesaplanmış olduğundan, borca haklı olarak itiraz edildiğini, davacı banka tarafından, hatalı borçlandırma nedeniyle, gerek tüketici ve gerekse iş insanı olması bakımından, müvekkilinin mağdur edildiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde, hatalı hesaplama olduğunun net olarak ortaya çıkacağını ve haksız şekilde icra takibi yapılmış olduğunun anlaşılacağını, haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkilinin icra tehdidi ile karşı karşıya bırakıldığını beyan ederek, davacı tarafın haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptali davasının reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı banka kayıtları, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi, hesap hareketleri ve ilgili tüm belgeler, 31/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen ticari kredi sözleşmesi nedeniyle muaccel olduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, davacı alacaklı olduğu iddiasıyla toplam 2.607,17 TL alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 03/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 04/09/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
İcra takibine vaki itirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafından davalının muaccel olmuş kredi borçlarının davalı tarafından ödenmediği ileri sürülmüş, davalı ise istenen miktarların gerçeğe uygun olmadığını, tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu savunmuştur.
Bankadan celp edilen belgeler ile bilirkişi marifetiyle yerinde yapılan inceleme neticesinde, davalının 01/01/2018 tarihinde davacı bankadan 25.000,00TL tutarlı taksitli ticari ihtiyaç kredisi kullandığı ve takibin dayanağının da işbu krediden kaynaklı alacak olduğu, alacağın dayanağının ticari ihtiyaç kredisi olması sebebiyle davalının görev itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyaya ibraz edilen deliller ile davacı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına dair alınan bilirkişi raporunda; davacı takip alacaklısı bankanın, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takip tarihi olan 10.05.2019 tarihi itibarıyla davalı takip borçlusundan 2.302,25 TL asıl alacak, 181,83 TL kat öncesi işlemiş gecikme faizi, 8,33 TL kat öncesi işlemiş gecikme faizinin gider vergisi, 82,79 TL temerrüt faizi ve 4,14 TL temerrüt faizinin gider vergisi olmak üzere toplam 2.579,34 TL alacaklı olduğu, hesaplanan 2.302,25 TL tutarındaki asıl alacak miktarına takip tarihinden (10.05.2019) itibaren yıllık % 31,80 ve dönemlere göre değişken TCMB kredi kartı yıllık azami gecikme faizi oranları üzerinden temerrüt faizi ve faizin % 5,00’i oranında BSMV işletilmek suretiyle icra takibine devam edilebileceği, davacı takip alacaklısı bankaca fazladan talep edilen toplam alacak kısmının 27,83 TL (2.607,17 TL – 2.579,34 TL = 27,83 TL) olduğu, taksitli ticari krediden kaynaklanan alacağın hesaplanabilir (likit) nitelik taşıdığı, her iki tarafın da tazminat talebinin bulunduğu gözetildiğinde hesaplanan ve fazladan talep edilen alacak kısımlarına göre tazminat konusundaki tüm değerlendirmelerin mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece davacı takip alacaklısı banka lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılması halinde hesaplanan toplam nakdi alacağın (2.579,34 TL) % 20,00’lik kısmının 515,87 TL olduğu; mahkemece davalı takip borçlusu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılması halinde fazladan talep edilen toplam nakdi alacağın (27,83 TL) % 20,00’lik kısmının 5,57 TL olduğu belirtilmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporunun bilim ve tekniğe uygun, hükme esas almak için denetime elverişli olduğu tespit ve takdir edilerek rapor hükme esas alınmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile, davalı borçlunun en son 24/12/2018 tarihinde kredinin 03/12/2018 vadeli, 2.345,26TL tutarlı 11. Taksitini ödediği, bu tarihten sonra bir ödemede bulunmadığı, 24/12/2018 tarihi itibariyle ana para borç bakiyesinin 2.302,25TL olduğu, netice itibariyle son taksitin ödenmediği, davacı bankanın ödenmeyen son taksitten kaynaklanan borcun ödenmesi için davalı yana ihtar gönderdiği, ihtara rağmen borcun ödenmediği, davalı yanın da ödeme savunmasının bulunmadığı anlaşılmakla bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının ticari ihtiyaç kredisinin ödenmeyen son taksiti sebebiyle davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Ödenmeyen 12. Taksitin vadesinin 02/01/2019 tarihi olduğu ve davalının bu tarihten sonra temerrüte düşeceği, (TBK m.117 Borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise … bu günün geçmesiyle borçlu temerrüte düşmüş olur.) bu tarihten itibaren temerrüt faizi işletilmesinin yasaya uygun olduğu değerlendirilmekle alacağın ferileri yönünden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar yerinde bulunarak hükme esas alınmıştır.
Sonuç olarak davacının davasında haklı olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre belirlenen asıl alacak ve ferilerinin davalıdan tahsili gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
1-Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin 2.302,25 TL asıl alacak, 181,83 TL kat önce işlemiş gecikme faizi, 8,33 TL kat öncesi işlemiş gecikme faizinin gider vergisi, 82,79 TL temerrüt faizi ve 4,14 TL temerrüt faizinin gider vergisi olmak üzere toplam 2.579,34 TL yönünden devamına, asıl alacak miktarı olan 2.302,25 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %31,80 TL ve dönemlere göre değişken TCMB kredi kartı yıllık azami gecikme faizi oranları üzerinden temerrüt faizi ve bu faizin %5 oranında BSMM işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak miktarı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 176,19TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 121,79TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.305,90TL’sinin davalıdan, 14,10TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 54,40TL peşin harç, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla icra dosyasına yatırılan 13,04TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 129,64 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 85,50 TL tebligat ve posta gideri ile 600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 685,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 678,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.579,34 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 27,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.04/02/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı