Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/486 E. 2020/631 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/486 Esas – 2020/631
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/486 Esas
KARAR NO : 2020/631

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :17/09/2020
KARAR TARİHİ:03/12/2020
K. YAZIM TARİHİ:29/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … İlçesi … Mahallesi … Ada … parsel üzerine müvekkili tarafından .. daireli ve … dükkanlı taşınmaz inşaa edildiğini, taşınmazın inşası esnasında davalı …, dava dışı .. ve müvekkili arasında 25/12/2015 tarihinde adi yazılı şekilde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bahse konu sözleşmede müvekkilinin … nolu dükkanı 435.000,00 TL bedel karşılığı satmayı ve inşaat sonunda teslim etmeyi taahhüt ettiğini, davalı … ve … tarafından sözleşmenin yapılışı sırasında ön kapora olarak müvekkiline 35.000,00 TL ödendiğini, kalan 400.000,00 TL bakiyenin ise taksitler halinde müvekkiline ödenmesi hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşmede üstlendiği üzere dükkanın inşasını tamamlayıp, davalı adına tapu devrini gerçekleştirmiş olmasına karşın davalının kalan 59.000,00 TL’lik borcunu ödemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara Batı İcra Dairesinde …. esas sayılı dosyayla takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, borcun ana para, işlemiş faiz, takip masrafları ve diğer masraflarla birlikte 89.302,79 TL olduğunu beyan ederek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve 03/12/2020 tarihli celsede alınan beyanında özetle; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1 maddesi uyarınca her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğması gerektiğini, TTK 4/2 maddesine göre ise de tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın a-f bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıkların ticari dava sayıldığını, işbu davanın müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olmadığı gibi TTK 4/2 maddesinde yer alan işlerden de olmadığını, bu nedenle öncelikle HMK 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılmış ve tapu devrinin yapılması durumu ile geçerlilik kazanmış 31/03/2016 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinden de anlaşıldığı üzere taşınmazın müvekkiline ve ortağı …’a 435.000,00 TL + KDV bedel ile satışı konusunda anlaşıldığını, yine sözleşmeye göre taşınmazın tapusunun kat irtifakı kurulduktan sonra 2016 yılı Haziran ayı 15 ile 30’u arasında alıcı borcun tamamını ödedikten sonra teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki anlaşma gereği tapu devir işleminin müvekkilinin davacıya borcu bittikten sonra 23/09/2016 tarihinde yapıldığını, tapu devri işlemi sırasında da satış bedelinin nakden ve tamamen aldığının beyan edildiğini, taraflar arasında bu durumdan başkaca bir ilişki bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu dükkanı yatırım amacıyla aldığını, ticari işletmesiyle bir ilgisi olmadığını beyan ederek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki dava; ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
03/12/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı