Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/46 E. 2020/160 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/46 Esas – 2020/160
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/46 Esas
KARAR NO : 2020/160

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
K. YAZIM TARİHİ: 24/03/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’nın tabela yapımı konusunda anlaştıklarını, senedi teminat amacıyla ad, soyad ve senet keşide tarihini yazarak işin ödeme kısmını güvence altına almak amacıyla eksik olarak keşide ettiklerini, senedin cirantası … …’nın taahhüt ettiği işi yapmadığını, alacaklı …’ya ciro ettiğini, şekil şartları açısından eksiklik bulunduğunu, senedin zorunlu şartlarının oluşmadığını, senette tahrifat yapıldığını, savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını öne sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, iddiaların muhatabı olmadığını, senedi, alacağını tahsil etmek amacı ile ciro eden … …’dan aldığını, borcun ödenmemesi üzerine takip başlattığını savunarak davanın reddi ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafları tanımadığını, şoför olarak çalıştığını, tabela işi yapmadığını, kimseye senet vermediğini, imzalamadığını, tabela işi yapıldığı ve karşılığında teminat olarak senet verildiği iddialarının asılsız olduğunu, savcılık dilekçesinde belirtilen T.C. kimlik numarasının kendisine ait olmadığını savunarak husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı CBS nin … esas sayılı dava dosyası, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/10/2019 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dosya mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili karar tarihli oturumda alınan beyanında; dava dilekçesi ve aşamalardaki tüm beyanlarını tekrarla, dava konusu senetlerdeki (üç adet bono) tahrifattan kastlarının, senetlerdeki sadece imzaların müvekkiline ait olduğu, diğer kısımlarının müvekkili tarafından doldurulmadığına ilişkin olduğunu, senetlerin imza dışındaki bölümlerinin müvekkili tarafından doldurulmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini ifade etmiştir.
Davalı … vekili aynı tarihli oturumdaki beyanında; cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarını tekrarla, davacı yanın dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmediğini, davacı vekilinin huzurdaki beyanının ise teknik anlamda bir tahrifat değil, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönünde bir iddia olduğunu, buna dair de yazılı bir delil sunulmadığını, diğer davalı yönünden ise Ankara Batı …. AHM’nce muhtıra çıkarılmasına rağmen mevcut davalı hakkında ısrar edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini ve lehlerine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir..
Davalı … … vekili aynı tarihli oturumdaki beyanında; cevap dilekçesini tekrarla, senette T.C. kimlik numarası belirtilen … … ile müvekkilinin bir ilgisi olmadığını, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı icra takip dosyasına konu, 14/04/2018 keşide ve 20/05/2018 vade tarihli 2.000,00 TL bedelli, 14/04/2018 keşide ve 20/06/2018 vade tarihli 1.500,00 TL bedelli, 14/04/2018 keşide ve 20/07/2018 vade tarihli 1.500,00 TL bedelli üç adet bononun teminat amacıyla verildiğini, imza dışındaki senette yer alan yazıların kendisine ait olmadığını, senetlerin anlaşmaya aykırı surette doldurulmak ve ciro edilmek suretiyle icraya konulduğunu ileri sürerek, bu bonolardan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Davalı … …, davacı tarafça ceza soruşturması sırasında Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilen ve senedin arkasında da yazılı bulunan T.C. Kimlik numaralarının kendisine ait olmadığını, davacıyla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, kendisini tanımadığını iddia etmekte, diğer davalı … da, iyi niyetli üçüncü şahıs konumunda olduğunu, lehtara karşı ileri sürülen iddiaların kendisine yöneltilemeyeceğini savunmaktadır.
Eldeki dosyada davalı olarak gösterilen … …’nın T.C. kimlik numarası …’dir. Takibe konu senetlerin lehtarı … … tarafından ciro yapılırken söz konusu senetlerin arkasına T.C. kimlik numarası olarak … yazıldığı, davacı tarafça Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulurken de şüpheli … …’nı T.C. kimlik numarası olarak aynı numaranın bildirildiği tespit edilmiştir. Ayrıca davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde, davalı … …’nın savunmaları üzerine, bu durumun kabullenildiği ve gerçek davalı … …’nın T.C. kimlik numarasının … olduğunun belirtildiği ve fakat Mahkeme tarafından çıkartılan muhtıra üzerine verilen beyan dilekçesinde davalı …’nın T.C. Kimlik numarası olarak yine … numarasının bildirildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, eldeki davanın kendisine yöneltildiği … T.C. kimlik numaralı … …’nın, davaya konu bonoların lehtarı konumundaki … T.C. kimlik numaralı … …’dan farklı bir kişi olduğu, dolayısıyla iş bu dava bakımından pasif husumet ehliyetine (taraf sıfatı) sahip olmadığı anlaşılmış ve aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan; davalı … dava konusu bonoları ciro yoluyla iktisap etmiş ve bonoların meşru hamili konumundadır. Davacı ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi, davalı hamilin bonoları iktisabında kötü niyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanması şartına bağlıdır. Davalının dava konusu bonoların edinme nedenini ispatlamak gibi bir yükümlülüğü yoktur. Davacı, davalı …’nun dava konusu bonoları kötü niyetle iktisap ettiğini yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … aleyhine açılan davanın HUSUMETTEN REDDİNE,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden ve davalıların herbiri için davanın reddi sebepleri farklı olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince her bir davalı için ayrı ayrı hesaplanan 2.500,00’er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/03/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza