Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/456 E. 2020/348 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/456 Esas – 2020/348

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/456 Esas
KARAR NO : 2020/348

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR: 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 4-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 04/05/2015
KARAR TARİHİ: 07/09/2020
K.YAZIM TARİHİ : 10/09/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; 03.08.2014 tarihinde davalı Sigorta Şirketi’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı … … Ltd. Şti. adına kayıtlı, … Tur. … Ltd. Şti tarafından işletilen, diğer davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüsün yan yatmak suretiyle karıştığı trafik kazasında müvekkilleri … ve … …’ın yaralandıklarını, müvekkili …’ın eş ve çocuğuna bakmak için 24 gün izin almak zorunda kaldığını, izinli olduğu günlerde hastanede ve evde eşinin bakımıyla ilgilenmesinden dolayı yaşadığı ortopedik rahatsızlıklardan dolayı da 12 gün rapor aldığını, bu suretle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 10.000,00 TL, … ve …için 5.000,00’er TL, … için 7.500,00 TL manevi, davacı … için hastane ulaşım gideri 100,00 TL, davacı … için 500,00 TL eşinin desteğinden geçici olarak yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın (sigorta şirketinin sorumluluğu maddi zararla sınırlı kalmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/03/2017 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve davacı … için maddi tazminat talebini 4315,40 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalılar …, … … Ltd. Şti., … … Ltd. Şti. vekili; araç sahibi olan … İpek… Ltd. Şti’nin araç sahibi olduğunu ve işletici olmadığından her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, olay yerinde gerekli uyarılar bulunmadığından olayın meydana gelmesinde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kusurlu olduğunu, olayla ilgili tutulan trafik kazası tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, eksik ve yetersiz oldğunu, kabul etmediklerini, manevi tazminat istemlerinin çok yüksek olduğunu, zenginleştirici özellik taşıdığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı … Asliye Ceza Makemesinin … Esas sayılı dava dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik tescil kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanağı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 26/08/2015 tarih ve 1782 sayılı davacı …’a ait maluliyet raporu, 23/03/2016 tarihli kusur bilirkişisi raporu, 05/01/2017 tarihli doktor bilirkişisi raporu, 27/02/2017 tarihli hesap bilirkişisi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE : Dava, bir kısım davacıların yolcu konumunda olduğu, davalı tarafa ait ticari yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması nedeniyle yaralanan davacılar ve yakınları tarafından açılan, bir başka ifade ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/05/2017 tarihli karar; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 12/06/2020 tarih …E.-… K. sayılı ilamı ile görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu belirtilerek kaldırılmıştır.
Taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 04.05.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacıların ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Davalı sigorta şirketi ile davacılar arasında bir sigorta sözleşmesi de ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü ve taşıyan olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/09/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı