Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/433 E. 2021/605 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/433 Esas – 2021/605
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/433 Esas
KARAR NO : 2021/605

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/08/2020
KARAR TARİHİ: 07/09/2021
K. YAZIM TARİHİ: 20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … San. Tic. A.Ş.’den alacaklı olduğu cari hesaptan kaynaklı 228.132,15 TL’yi 15.08.2019 tarihli temlikname ile davacı müvekkili …’e temlik ettiğini, söz konusu temlik sözleşmesi ile alacakları cari hesap ve faturalardan kaynaklı bedelleri Ankara Batı İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davalı borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, ancak davalı tarafından ileri sürülen itirazlar yerinde olmayıp, takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, davalının dilekçe ekinde ve icra takip dosyasına da sundukları faturalardan dolayı borçlu bulunduğunu, takibe konu temliknamenin dayanağı cari hesap ve faturaların dilekçe ekinde sunulduğunu, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı gibi fatura bedellerine karşı da hiçbir ihtirazi kayıt öne sürmediğini ve ebliğ aldığını ve kayıtlarına işlediğini, hukuki mesnetten yoksun olan itirazın, icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile icar takibine vaki itirazın iptaline, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; Temlikten müvekkili şirketin haberdar edilmediği gibi, gerçekte …’ün … San. Tic. A.Ş.’ye tüm malvarlığının usulsüz şekilde devredilerek alacaklılardan malvarlığı kaçırma işlemlerinin yapıldığı … Ltd. Şti. ile iltisaklı bir kişi olduğunu, … San. Tic. A.Ş.’nin böylece müvekkili şirketin de içinde bulunduğu birçok alacaklıdan malvarlığını kaçırmakla kalmadığını, usulsüz temlik işlemi ile haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, … San. Tic. A.Ş. hakkında çok sayıda icra takibi bulunmakta olup, ayrıca bunları dışında müvekkili şirketin de alacaklısı olduğu icra takipleri ve dava dosyalarının da mevcut olduğunu, … San. Tic. A.Ş. Hakkında açılmış olan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinde …E. Sayılı derdest olan dosyada ise alacaklılarından mal kaçırma amacıyla yapmış oldukları tüm girişimlerin belgelerinin mevcut olduğunu, Müvekkili şirket ile temlik eden arasında geçerli olan 01.02.2013 tarihli ayrılma protokolü başlıklı sözleşme ile belirlendiği üzere temlik edenin müvekkili şirketten herhangi bir alacak talep etme hakkının bulunmadığını, bu protokole göre taraflar arasında hesap mutabakatı sağlanması gerektiğini, müvekkili şirketin tüm hesap ve bilançolarını sunmaya hazır olduğu halde temlik eden tarafından hesap ve bilançoları sunulmadığı gibi, taraflar arasında mutabakat sağlanana kadar varsa hiçbir alacağı talep etme hakkının da bulunmadığını, kaldı ki, taraflar arasında hesap mutabakatı yapıldığında müvekkili şirketin alacaklı olduğunun anlaşılacağını, ortaklıktan ayrılma payının hesaplanması ve müvekkili şirkete ödenmesi için açılmış olan davanın da Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinde halen derdest olduğunu, İcra takibine dayanak yapılmış olan cari hesap ilişkisi doğrultusunda, ayrılma protokolü gereğince temlik eden şirketin müvekkili şirketten bir hak ve alacağının doğması için öncelikle karşılıklı olarak mutabakat sağlanması gerektiğini, temlik eden şirket ve müvekkili şirketin halihazırdaki maliklerinin eski ortaklıkları sona ererken imzalamış oldukları 01.02.2013 tarihli Ayrılma Protokolü başlıklı protokolde, taraflar arasında borç alacak ilişkisinin doğması için öncelikle karşılıklı kar oranlarının hesaplanması gerektiğini, davacı tarafından icra takibinde takip konusunun cari hesap alacakları olduğunun anlaşıldığını, ancak temlik eden tarafından var olduğu iddia edilen söz konusu alacakların 17.12.2018 tarihinde …yevmiye numaralı temlikname ile Akyurt Noterliğinde bir başka kişiye temlik edildiğini, bir kez temlik edilen alacağın bir başka kişiye temlik edilmesinin de mümkün olmadığını, temlik eden şirket ile davalı şirketin 2013 tarihine kadar ortakları aynı kişiler iken, 2013 yılında ortakların şirketleri ayırmaya karar verdiklerini, temlik eden şirket ile müvekkili şirketin halihazırdaki ortaklarının her iki şirkette de birlikte ortak iken 01.02.2013 tarihinde ortaklıktan ayrıldıklarını, neticeten … tek başına …mülkiyetinde kaldığını, diğer ortakların … Hisselerini müvekkiline devretttiğini, …’ın ise … San. Tic. A.Ş. Hisselerini devrettiğini, …’nin …, …, …, … ve…mülkiyetinde kaldığını, ortakların ayrılma işlemlerinin 01.02.2013 tarihli Ayrılma Protokolü başlıklı protokelde düzenlendiğini, temlik eden şirket ve davalı müvekkili şirketin halihazırdaki maliklerinin, eski ortaklıkları sona ererken, imzalamış oldukları 01.02.2013 tarihli Ayrılma Protokolü başlıklı protokolde, taraflar arasında bir hesap mutabakatı yapılmadan borç-alacak ilişkisi doğmayacağını hükme bağladıklarını, anılan protokol gereğince temlik eden ….’nin bilanço hesabı yapılmadan ve müvekkili şirket ortağına düşecek olan kar payı hesaplanmadan, taraflar arasında mahsup işlemleri bitmeden müvekkili şirketin ödemesi için muaccel hale gelmiş ve gelebilecek bir borcunun bulunmadığını, takibe dayanak yapılan cari hesap incelendiğinde zamanaşımına uğramış olan kısımların dahi talep edildiğinin görüldüğünü, bu çerçevede zamanaşımı itirazları doğrultusunda da davanın reddinin gerektiğini, bütün bu açıklanan ve kendiliğinden gözetilecek sebeplerle haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 15/08/2019 tarihli temlik sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası, 27/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 25/10/2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 228.132,15 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğinden sonra davalı yanın 02/11/2019 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 21/08/2020 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, davacı ve dava dışı şirket arasında düzenlenen temlik sözleşmesine konu alacağın bulunup bulunmadığının irdelenmesi, var ise muaccel olup olmadığının tespiti bakımından dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, düzenlenen 27/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; İddia, savunma ile dosyaya sunulan delillerin ve dava dışı …. ile davalı ….’ye ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, dava dışı …. ve davalı ….’ye ait ticari defter kayıtları karşılaştırıldığında, dava konusu tanzim edilen faturalar yönünden ticari defter kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü ve bu anlamda ticari defter kayıtlarının uyum içinde olduğu, 25.10.2019 takip tarihi itibariyle, dava dışı ve davalı şirket ticari defterlerine göre, dava dışı ….’nin davalı …’den 338.571,15 TL tutarında alacaklı olduğu, bu yönü ile de her iki şirket ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, alacaklı … tarafından borçlu …A.Ş. aleyhine 228.132,15 TL tutarındaki asıl alacağın tahsili amacıyla 25.10.2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davacı …’e yapılan 228.132,15 TL tutarındaki temlike ilişkin kaydın hem dava dışı …, hem de davalı … kayıtlarında yer aldığı ve temlik tutarı kadar alacağın dava dışı …, temlik tutarı kadar borcun ise davalı … kayıtlarında yer aldığı, bu çerçevede davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen temlik sözleşmesi kapsamında davacı …’ün davalı … A.Ş.’den 25.10.2019 takip tarihi itibariyle 228.132,15 TL alacağı bulunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; Uyuşmazlığın davadışı… AŞ ile davacı arasında gerçekleşen temlik sözleşmesinin geçerli ve muvazaalı olup olmadığı ile bu temlik sözleşmesiyle devredilen alacak nedeniyle davalının davacıya borcu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı davalı ticari defterlerine ve temlik aldığı davadışı …’nin ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davalıya ve temlik sözleşmesinin tarafı davadışı …’ye ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de; 25.10.2019 takip tarihi itibariyle, dava dışı ve davalı şirket ticari defterlerine göre, dava dışı …A.Ş.’nin davalı … A.Ş.’den 338.571,15 TL tutarında alacaklı olduğu, bu yönü ile de her iki şirket ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu anlaşılmış bu nedenle ticari defterler kesin delil niteliği taşımıştır.
Davalı ve davadışı şirket …’nin 2017 yılı BA/BS formalarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da …’nin 2017/10 dönemine ilişkin BS formunu vergi dairesine göndermemesinden kaynaklı fark dışında uyumlu olduğu, temlik sözleşmesinin tarafı her iki şirketin bibirlerine karşı mal hizmet alış ve satışı yaparak ticari ilişki içerisinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine, davacı … tarafından borçlu … ve Gıda San. ve Tic. A.Ş. aleyhine 228.132,15 TL tutarındaki asıl alacağın tahsili amacıyla 25.10.2019 tarihinde dava konusu Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davacı …’e yapılan 228.132,15 TL tutarındaki temlike ilişkin kaydın hem dava dışı… A.Ş, hem de davalı … A.$. kayıtlarında yer aldığı ve temlik tutarı kadar alacağın dava dışı … A.Ş., temlik tutarı kadar borcun ise davalı … A.Ş. kayıtlarında yer aldığı, temlik sözleşmesi açsından da ticari defterlerin birbiriyle örtüştüğü görülmüştür.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasının da incelenmesinde ortaklık nedeniyle oluşturulan protokol gereği alacak istemine ilişkin olduğu görülmüş, söz konusu davanın tek başına temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunun ispatına ilişkin yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında yeterli görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalar, HMK 222 ve yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında, temlike ilişkin kaydın davalı ve dava dışı şirket ticari defter kayıtlarında yer alması, davalı ve davadışı şirketin ticari ilişkilerinin ticari defter ve BA/BS kayıtlarıyla ispatlanması, sözleşmenin muvazaalı ve geçersiz olduğuna ilişkin savunmanın ispatlanamamış olması gözetilerek davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen temlik sözleşmesi kapsamında davacı …’ün davalı … A.Ş.’den 25.10.2019 takip tarihi itibariyle 228.132,15 TL alacağı bulunduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Asıl alacak olan 228.132,15 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 15.583,70 TL harçtan peşin alınan 2.755,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.828,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 2.755,27 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.817,47 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 83,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.483,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 24.419,25 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/09/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza