Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/405 E. 2021/479 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/405 Esas – 2021/479
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/405 Esas
KARAR NO : 2021/479

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
K. YAZIM TARİHİ: 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili için davalı (borçlu) hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının 25/02/2019 tarihinde müvekkiline hiçbir surette borcu olmadığı yönünde, yetki ve faiz hususları da dahil olmak üzere haksız ve yersiz şekilde itirazda bulunduğunu, söz konusu itiraz neticçesinde borçlu hakkında takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin, davalı üniversiteye ait araçların sigorta poliçesini düzenlemek üzere mutabakata vardıklarını ve 10/09/2014 tarihinde davalı (borçlu) tarafın sigorta poliçelerini düzenleyerek hizmet vermeye başladığını, ilk ödemenin davalı tarafından 14/10/2014 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin davalı borçluya ait 9 aracın sigorta poliçelerini düzenleyip hizmet edimini eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı tarafından müvekkiline gönderilen …-… sayı ve bila tarihli yazı ile müvekkili şirket ile tek taraflı olarak hizmet ilişkisini sonlandırmak istediğini, davalının talebi neticesinde, zorunlu trafik sigorta poliçelerini başka bir acenteya düzenletmesini takiben müvekkili şirket tarafından 18/10/2018 tarihinde 9 araca ait iade poliçelerinin düzenlendiğini ve söz konusu hizmet sözleşmesinin sonlandırıldığını, müvekkili tarafından talep edilen alacağın konusunun sigorta poliçesinin düzenlendiiği tarih ile poliçelerin iptal edildiği tarih arasındaki güvence dönemi olduğunu, davalı tarafın sözleşmenin geçerli olduğu süreye ilişkin edimlerini yerine getirmediği gibi bu konuya ilişkin yazılı taleplerine de borcu olmadığına dair herhangi bir beyanda bulunmaksızın karşılık da vermediğini, davalı tarafın 02/11/2016 tarih ve E… sayılı yazısı ile müvekkilinin talebine karşın söz konusu fark primi borçlarını kabul ettiğini, ancak Kamu Harcama Mevzuatı hükümlerine göre bunun ödemesinin yapılmayacağının belirtildiğini, davalı tarafın söz konusu sigorta hizmetinden yararlanmasına karşın müvekkiline bulunan prim borçlarını ödemekten kaçındığını ve müvekkilini mağdur ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı-takip borçlusu tarafından yapılan haksız ve dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamını, davalının, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını yetkisiz mahkemede açtığını, yetkili mahkemelerin Ankara Tüketici Mahkemeleri olduğunu, 2016 yılında sigorta yenileme tarihi gelen araçların poliçelerin önceki yıllarda verdikleri evrak bilgilerine istinaden müvekkili üniversitenin bilgisi ve izni dışında davacı şirket tarafından kendiliğinden yenilendiğini, poliçeler davacı tarafından kendiliğinden yenilendikten sonra kamu yararı düşünülerek farklı firmalardan alınan fiyat tekliflerinin değerlendirildiğini ve en uygun fiyat teklif eden sigorta şirketine yaptırıldığını, müvekkili üniversitenin bilgisi ve izni dışında kendiliğinden yüksek fiyatla yenilenen poliçe işlemini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, tacir olan davacının basiretlli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğunu, davacının basiretli bir iş adamı gibi davaranmadığını ve müvekkilini zarara uğrattığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddinin gerektiğini, kötü niyetli ve haksız olarak davanın açılmış olması nedeni ile müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, dosyanın yetkisizlik nedeniyle yetkili Ankara Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulü ile haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, 13/05/2015 tarihli hasar ve kusur bilirkişisi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçe priminin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara Batı …. Tüketici Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada, mahkemece verilen 04/07/2019 tarih …-… E-K sayılı ilam, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 2019/1660 E., 2020/59 K. Sayılı ilamıyla görevli mahkemenin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek kaldırılmakla, Mahkememize gönderilen dava dosyası Mahkememiz esasının 2020/166 Esasına kaydedilmiş, mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda 10/03/2020 tarih 2020/166-181 E-K sayılı ilam ile “…HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. Davacı vekili tarafından 06/03/2020 tarihli dilekçe ile taraflar arasında yapılmış olan dava şartı arabuluculuk görüşmesine dair 07/02/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağının bir örneği sunulmuş ise de sunulan arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde, arabulucuya başvurunun dava tarihinden önce olmadığı anlaşıldığından, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle…” davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM …. Hukuk Dairesinin 10/07/2020 tarih 2020/806-629 E-K sayılı ilamı ile “…6235 sayılı yasanın 18/A maddesine göre, davacı tarafın arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklememesi durumunda, mahkemece davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilerek arabuluculuk son tutanağının sunulması ihtaratını içerir davetiye gönderilmesi gerekmektedir. İhtarın gereği yerine getirilmemesi halinde ise dava dilekçesi tebliğe çıkarılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmelidir. Bu maddede arabuluculuk son tutanağının sunulmaması nedeniyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin davanın en başında yapılabileceği ifade edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili mahkemeye 07.02.2020 tarihli arabuluculuk son tutanağını ibraz etmiştir. Bu suretle de dava şartı eksikliği tamamlanmıştır. Davanın açılmasından bir yıl kadar süre geçtikten sonra ve arabuluculuk son tutanağı da yargılama aşamasında ibraz edilmesine rağmen, arabuluculuk dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, HMK’nın temel ilkelerinden olan usul ekonomisi ilkesine de aykırıdır.
Bu itibarla ilk derece mahkemesince, HMK 114,115/2, 6235 Sayılı Yasanın 18/A maddesi gereğince işin esasına girilerek, tarafların delilleri toplanması ve dosya kapsamına göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine…” denilerek mahkememiz ilamı kaldırılmış, dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyaya kazandırılan 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında davacı sigorta şirketinin davalının talimatı ve onayı ile sigorta poliçelerini düzenlediği konusunda bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, yasal mevzuat hükümlerinde, sigortacının sorumluluğunun primin/ilk taksitin ödenmesi ile başlayacağının düzenlendiği, yapılan tespitler doğrultusunda somut olayda poliçe tarihi iptal tarihi arasındaki sürede prim talep edemeyeceğinin değerlendirildiği, mahkemece aksi kanaat oluşması halinde, davacının takip tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak 4.557,30 TL+1.128,49 TL (işl.değ.or.av.faizi)=5.685,79 TL alacaklı olduğu, icra inkar/kötü niyet tazminatı taleplerinin takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, mahkememizce alınan denetlenebilir bilirkişi raporu irdelendiğinde; TTK’nın 1424 vd maddeleri gereğince sigorta şirketinin kendileri tarafından imzalanmış olan poliçenin bir örneğini sigortalıya ulaştırmak ve özellikle primi veya ilk taksiti poliçenin teslimi karşılığı tahsil etmekle yükümlüdür. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için de primin tamamının veya ilk taksitinin ödenmiş olması gerekmektedir. Dosya kapsamında davacı sigorta şirketinin davalının talimatı ve onayı ile sigorta poliçelerini düzenlediği konusunda bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davalının, sigorta poliçesi düzenlendikten sonra iptal isteğini ilettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar önceki dönemlerde davalının sigorta poliçeleri davacı tarafından düzenlenmişse de; davalı sigortalının yeni poliçe döneminde davacı şirket ile çalışma zorunluluğu bulunmamakta olup, dosyamızda da poliçeler iptal edildikten sonra başka bir sigorta şirketiyle poliçe düzenlendiği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri uyarınca (TTK 1421,1430,1431.md.) sigortacının sorumluluğunun primin ya da primin ilk taksitinin ödenmesi ile başlayacağı düzenlenmiş olup, eldeki davada henüz davalı tarafça bir ödemenin yapılmadığının belirtildiği görülmektedir. Bu açıklanan nedenlerle davacının poliçe tarihi ile iptal tarihi arasındaki sürede prim talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 97,12 TL harçtan mahsubu ile bakiye 37,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 22/06/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza