Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/393 E. 2022/846 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/393 Esas – 2022/846
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/393
KARAR NO : 2022/846
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
BİRLEŞEN DAVA (Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas dosyası)
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Organik Bağın Tespiti
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Asıl davada davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnameye tabi bir kamu şirketi olduğunu, sermayesinin tamamının … İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, müvekkili ile dava dışı … Şirketi arasında 05/03/2007, 10/04/2007 ve 07/06/2007 tarihlerinde sözleşmeler yapıldığını, yüklenici firmanın anlaşmadan doğan bir kısım
e-imza e-imza e-imza e-imza

yükümlülüklerini yerine getirsede 07/06/2007 tarihli sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu durum karşısısında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 22.maddesi uyarınca her üç sözleşmenin de fesh edilip firmaya ait toplam 477.500,00 TL teminatın irat kaydedildiğini, firma hakkında kamu ihalelerine yasaklama kararı verildiğini, kurum zararının tahsili için hakkında Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde 641.000,00 TL alacaklarının olduğunu belirlendiğini, hükmün kesinleştiğini; yine Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında da dava açtıklarını, yapılan yargılama neticesinde bu dosyada 48.454,00 TL alacaklarının olduğunun belirlendiğini, bu hükmün de kesinleştiğini, alacaklarını tahsil için Sivas … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamlı icra takibi başlatıldığını, borçlunun malvarlığına rastlanamaması nedeniyle alacağın tahsil edilemediğini, şirketin sicil kayıtlarında faal olduğu gözükmekle birlikte herhangi bir ticari faaliyetine rastlanmadığını, davalı şirketin aleyhinde hüküm kurulan … şirketinin devamı olduğunu, alacaklarının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmasından sonra kurulduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu, şirket adreslerinin ve bir kısım ortakların aynı olduğunu, her iki firmanın ihalelere sunmuş oldukları teklif mektuplarının aynı nitelikte olduğunu, aynı fabrika binasını işlettikleri ve aynı işi yaptıkları, bu durumda davalı şirketin kendilerine borçlu olan şirket yerine muvaazalı olarak kurulduğunun anlaşıldığını, borçlarını ödememek gayesinin güdüldüğünü, yerleşik Yargıtay içtihatları nazara alındığında kendilerine borçlu … şirketinin borçlarından bu şirketin devamı niteliğinde olduğu anlaşılan davalı şirketin de sorumlu olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde; mahkeme ilamlarına konu edilen 641.000,00 TL asıl alacağın 04/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 68.827,60 TL yargılama giderinin 09/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 48.454,00 TL asıl alacağın 20/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, 5.941,20 TL yargılama giderinin 16/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilini sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnameye tabi bir kamu şirketi olduğunu, sermayesinin tamamının … İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, müvekkili ile dava dışı … Şirketi arasında 05/03/2007, 10/04/2007 ve 07/06/2007 tarihlerinde sözleşmeler yapıldığını, yüklenici firmanın anlaşmadan doğan bir kısım yükümlülüklerini yerine getirsede 07/06/2007 tarihli sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu durum karşısısında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 22.maddesi uyarınca her üç sözleşmenin de fesh edilip firmaya ait toplam 477.500,00 TL teminatın irat kaydedildiğini, firma hakkında kamu ihalelerine yasaklama kararı verildiğini, kurum zararının tahsili için hakkında Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde 641.000,00 TL alacaklarının olduğunu belirlendiğini, hükmün kesinleştiğini; yine Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında da dava açtıklarını, yapılan yargılama neticesinde bu dosyada 48.454,00 TL alacaklarının olduğunun belirlendiğini, bu hükmün de kesinleştiğini, alacaklarını tahsil için Sivas … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamlı icra takibi başlatıldığını, borçlunun malvarlığına rastlanamaması nedeniyle alacağın tahsil edilemediğini, şirketin sicil kayıtlarında faal olduğu gözükmekle birlikte herhangi bir ticari faaliyetine rastlanmadığını, davalı şirketin aleyhinde hüküm kurulan … şirketinin devamı olduğunu, alacaklarının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmasından sonra kurulduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu, şirket adreslerinin ve bir kısım ortakların aynı olduğunu, her iki firmanın ihalelere sunmuş oldukları teklif mektuplarının aynı nitelikte olduğunu, aynı fabrika binasını işlettikleri ve aynı işi yaptıkları, bu durumda davalı şirketin kendilerine borçlu olan şirket yerine muvaazalı olarak
e-imza e-imza e-imza e-imza

kurulduğunun anlaşıldığını, borçlarını ödememek gayesinin güdüldüğünü, yerleşik Yargıtay içtihatları nazara alındığında kendilerine borçlu … şirketinin borçlarından bu şirketin devamı niteliğinde olduğu anlaşılan davalı şirketin de sorumlu olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde; mahkeme ilamlarına konu edilen 641.000,00 TL asıl alacağın 04/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 68.827,60 TL yargılama giderinin 09/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 48.454,00 TL asıl alacağın 20/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, 5.941,20 TL yargılama giderinin 16/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Asıl davada davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddiaların doğru olmadığını, zamanaşamı ve aktif husumet itirazlarında bulunduklarını, davacının dava dışı şirketten alacağından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, aralarında bağlantı bulunmadığını, dava dışı üçüncü kişiden varlığı beyan edilen alacağın müvekkili şirketin kuruluşundan evvel doğduğunu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu yorumunun çok zorlama bir durum olduğunu, dava dışı şirketin devamı olmadığını, buna yönelik iddiaların soyut kaldığını, müvekkil şirket tarafından işletilen işyeri/fabrikanın bulunduğu konum itibariyle aynı bölgede yaşayan insanların çalıştığı bir yer olduğunu, daha önce işçi fabrikasında çalışan ve deneyimli olan işçilerin yeni bir şirket tarafından işletilen fabrikada çalışmak için müraacatta bulunmaları ve işlerinin de deneyimli bu işçileri işe alması hayatın olağan akışına uygun olduğunu, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Davacı ve davalı şirketlerin sicil dosyaları, Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş ilamı, Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş ilamı, Sivas … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası (2014/11214), 17/12/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu, vergi dairesi kayıtları, SGK kayıtları, 27/06/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 26/04/2017 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile; “Davanın kabulüne, (Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar; Sivas … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı ilamları yönünden tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla ) 764.228,08 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktarın 641.000,00 TL asıl alacak kesimine 04/09/2008 tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına; 68.827,60 TL yargılama gideri kısmına 09/06/2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulamasına; 48.454,00 asıl alacak kesimine 20/04/2008 tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına; 5.941,20 TL yargılama gideri kısmına da 16/04/2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, ” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 26.04.2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay … Hukuk Dairesi 12/02/2020 tarihli ve … esas, … karar sayılı bozma ilamında; “Kural olarak tüzel kişiler kendilerini oluşturan kişilerden bağımsız ayrı kişiler olup “sınırlı sorumluluk” ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olurlar. Kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulabilmek için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bunun engellenebilmesi amacıyla doktrinde “perdenin aralanması “teorisi geliştirilmiş, zaman içerisinde Yargıtay uygulamalarında da bu teori benimsenmiştir. Perdenin aralanması ile
e-imza e-imza e-imza e-imza

şirket kurucusu gerçek kişilerin sorumluluğuna gidilebildiği gibi, aynı şirketler içerisinde yer alan kardeş şirketler arasında da sorumluluğun gerçekleştiğinin kabulü sağlanabilir. Somut olayda sözleşmenin tarafı olan … Şirketi davada taraf olarak yer almamaktadır. Yargıtay uygulamalarında da benimsenen tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi çerçevesinde sözleşme tarafı olan şirket ile sorumlu olduğu ileri sürülen şahsi ya da şirketin hukuki durumları ve diğer hususların inceleneceği, verilecek özellikle, davanın kabulü hakkındaki karar sözleşmenin tarafı olan şirket ile taraf olmamakla birlikte perdenin aralanması teorisi gereğince sorumlu tutulacak şirket veya şahsın hukuki durumunu da etkileyeceğinden, davada perdenin aralanması teorisi sonucu sorumlu tutulmak istenen şirket ya da şahıslarında davada yer almaları zorunlu olup, mahkemece dava dışı sözleşmenin tarafı olan … Şirketi hakkında bu davayla birleştirilmek üzere dava açması için süre verilip, açılan dava birleştirilip varsa o şirkete savunma hakkı tanınıp ibraz ettiği takdirde delilleri toplandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, söz konusu şirket davada taraf olmadan, bu şirketin ilerde rücu ilişkisi içerisinde hukuki durumunu ağırlaştırıcı şekilde değerlendirme yapılarak karar verilmesi doğru olmadığından kararın, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin davalı yararına bozulması gerekmiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan alacağın dava dışı şirketten tahsil edilememesi nedeniyle bu şirketin devamı niteliğinde olduğu iddia edilen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargıtayın bozma kararı doğrultusunda davacı tarafça diğer davalı … A.Ş. hakkında dava açılmış bu dava mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
Birleştirme kararı sonrasında davalılardan … Şti. vekilinin davaya konu borcun ödendiğini bildirdiği , davacı tarafında vekalet ücreti hariç hiçbir alacaklarının kalmadığını, beyan ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda hem asıl dava hem de birleşen dava konusuz kalmıştır. Dolayısıyla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmalıdır.
Bu şekilde hüküm kurulduktan sonra tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce daha önce yapılan yargılamada ve bozma kararı sonrasında hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalılar arasındaki iktisadi bütünlük ve yönetimsel benzerlik nedeniyle organik bağ olduğu kanaatine varılmış ve yargılama giderlerinden davalıların sorumlu tutulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle asıl ve birleşen dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Asıl dava yönünden;
a)Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/07/2017 tarihli ve … esas, … karar, … harç nolu Harç Tahsil Müzekkeresinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
b)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 13,051,11TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.970,41TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yatırılan 80,70TL karar ve ilam harcı ve 25,20TL başvuru harcı olmak üzere toplam 105,90TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
ç)Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 102.064,51TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
e-imza e-imza e-imza e-imza

3-Birleşen dava yönünden;
a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 54,40TL peşin harç ve 54,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 108,80TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
c)Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından sarf edilen 2.700,00TL bilirkişi ücreti, 485,15TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.185,15TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.05/10/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza