Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/373 E. 2021/550 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/373 Esas – 2021/550
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/373 Esas
KARAR NO : 2021/550

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2020
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
K. YAZIM TARİHİ: 14/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Kuaför işi yapan davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalı-borçludan alacağının bulunduğunu, tahsil edilemeyen alacak nedeniyle Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından davalı-borçlu aleyhine icra takibinin başlatıldığını, davalı-borçlu tarafından 10.04.2019 tarihinde takibe karşı kısmi itirazda bulunulduğunu ve takibin itiraz edilen kısım için durdurulduğunu, itirazın yersiz olduğunun incelemeler yapıldığında ortaya çıkacağını, dava şartı olan arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığım beyan ederek, “Davanın kabulüne, davalı-borçlu tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmiş alacağın likit (bilinebilir) olması ve takibin durmuş olması da dikkate alınarak davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı şirket temsilcisi …’in isticvabı ile 08/07/2021 tarihli beyanında;”Bana göstermiş olduğunuz cari hesap ekstrelerinin altındaki geri dönüş uygulaması ile ilgili …le herhangi bir şekilde anlaşmamız yoktur. Bana göstermiş olduğunuz yazıları ben yazmadım. Böyle uygulamalar büyük kuaförlerle yani yıllık çalışanlarla davalının bahsettiği şekilde anlaşma yapılıyor. Fakat … ile böyle bir anlaşmamız yoktur. Örneğin …vb. İşyerleri ile bu şekilde anlaşmalarımız mevcuttur ve bunlarla zaten yıllık anlaştığımız için ödemeleri de belirli bir periyotta olup aksamadığı için bu salonlara böyle bir uygulama yapılmaktadır. Fakat davalının iş hacmi ve ödemeleri bu kapsamda değildir.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile 30.01.2017 tarihinden 01.03.2019 tarihine kadar ticari ilişkisinin olduğunu, kuaför işletmesi olduğunu, kuaför ürünlerini davacı firma ile başka birkaç firmadan temin ettiğini, davacının sözlü/yazılı taahhütlerini yerine getirmediğini, davacının çalışanı … aracılığı ile firma sahibi …le sözlü olarak yıl içerisinde 60.000 TL ürün harcanması durumunda %20 geri dönüş nakit ödeneceğini, davacıdan 60.000 TL’lik ürünü defaten aldığını ve taahhüdünü yerine getirdiğini, alışverişin %20’sine tekabül eden 12.000 TL’nin borcundan düşülmesini kalan borç olur ise ödeyeceğini söylediğini, davacının kendisini oyalayarak kötü niyetli davrandığını, geri dönüşü düşmeyeceklerini, ancak KDV’sini ödemek şartıyla ürün verebileceklerini sözlü olarak beyan ettiklerini, işlerin iyi olmadığını ürün alamayacağını söylemesi üzerine icraya başvurarak hesaplarının dondurulduğunu, işlerinin bozulması nedeniyle işyerini Haziran 2019 da zararla kapatarak faaliyetini durdurduğunu, takip dosyasına kısmi itirazda bulunduğunu, davacının taahhüdü yerine getirmesi durumunda 13.045,65 TL borç yerine 60.000,00 TL’den %20 geri dönüş 12.000,00 TL düşülerek 1.045,65 TL borcunun kalacağını, bu arada aldığı 200 TL’lik ürünle beraber borcunun 1.245,00 TL olması gerektiğini, davacının piyasada başka işletmelere de aynı uygulamayı yaptığını duyduğunu, davacının piyasa müşterilerinin araştırılması durumunda durumun daha net anlaşılacağını, ürün alımlarını babası …’in yapmakta olduğunu, davacıyla bizzat babasının görüştüğünü, şahit olarak dinlenmesini talep ettiğini, ekte sunduğu fatura, ödemelerin firmanın kendisine verdiği carilerde kendi el yazılarıyla yazdıkları geri dönüşünün eksik hesaplanmış olsa da mevcut olduğunu, hesaplamaları firma yetkililerinin ya da sahibi tarafından yapıldığını gösteren açık bir belge olduğunu, davacı tarafından taahhüt edilen tutar düşüldükten sonra davacıya borcunun 1.245,00 TL olacağını, bu miktar borcu kabul ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları, cari hesap ekstreleri, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi 19/02/2021 tarihli raporu ile özetle;Davacının kendi kayıtlarına göre icra takip tarihi (07.05.2019) itibariyle davalıdan 11.538,14 TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonra en son hesap hareketi olan 21.06.2019 tarihinde davalıdan yapılan tahsilat kaydı ile 21.06.2019 tarihi itibariyle davalıdan 11.138,14 TL alacaklı olduğu, icra takibindeki talebin 13.045,65 TL olduğu,
Davalının iddiasının kanıtlanması ve sayın Mahkemece kabul görmesi halinde davalının 2017 yılı alımlarından hesaplanan 10.781,62 TL tutarındaki geri dönüş tutarının davacının 21.06.2019 tarihi itibariyle davalıdan olan bakiye alacağından düşüldüğünde davacının davalıdan olan alacağının (11.138,14 TL – 10.781,62 TL =) 356,52 TL olacağı, aksi taktirde alacağının kayıtlarda yer alan 21.06.2019 tarihli bakiye tutar olan 11.138,14 TL olarak dikkate alınacağı bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklı düzenlenen faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.).Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir.Taraflar arasında kuaför işletmesi için mal satın aldığı hususuna ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır Asıl uyuşmazlık davalı ile davacı arasında %20 geri dönüş bedeli şeklinde bir anlaşma olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dolayısıyla fatura içeriğindeki malların davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davacının davalıya mal sattığı, malın tesliminin yapılmadığına dair iddianın dosya kapsamında bulunmadığı, davalının mallarda ayıp olduğuna ilişkin bir savunmada bulunmadığı, davalının 60.000TL lik ürün satın aldığını kabul ettiği, fatura iadesine ilişkin delil de sunulmamıştır . Davalının iddiası kapsamında yapılan değerlendirme ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 6. maddesi: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” hükmünü içermektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesinde de; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalının ifadesiyle yıllık 60.000 TL tutarlı mal alımlarında davacı tarafından kendisine %20 geri dönüş ödeneceğinin davacı tarafından taahhüt edildiğinin iddia edildiği nitekim dosya kapsamında davalının iddiası kapsamında cari hesap ekstresi altındaki not şeklinde yazıları yazılı delil başlangıcı olma ihtimaline binaen davacı şirket yetkilisinin beyanlarının alındığı davalının iddiası doğrultusunda taraflar arasında anlaşma olmadığına yönelik beyanda bulunduğundan Bu kapsamda davalının iddiasını yazılı delil ile ispatlayamadığı ,davalının fatura ve ödeme belgelerinin davacı kayıtlarında yer aldığından 63.611,55TL’lik mal aldığı sabit kabul edilmiştir. Davacının ticari defterlerine göre 11.138,14 TL alacaklı olduğu 1.245,00TL kısmı yönünden borç takipten önce kabul edildiğinden kalan 9.893,14 TL yönünden takibe itirazının haksız olduğu ve davacının alacak talebinin yerinde olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın 9.893,14 TL üzerinden devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Kabul edilen 9.893,14 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 675,80 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 136,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 539,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul-red oranına göre belirlenen 919,10 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, kalan 177,17 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
Davacı tarafından yatırılan 136,30 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 198,50 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 124,70 TL tebligat ve posta gideri ile 600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 724,70 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 607,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.907,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/07/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍