Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/346 E. 2020/590 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/346 Esas – 2020/590
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/346 Esas
KARAR NO : 2020/590

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
K. YAZIM TARİHİ:10/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı iş ortaklığı tarafından, Devlet Su İşleri …. Bölge Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan ‘‘ … İnşaatı İşi’’ şantiyesinde köşk trafo yapım ve elektrik hattı kurulumu için davalı yan ile anlaşma yapıldığını, davalının hesabına 172.000,00 TL ücret yatırıldığını, davalı tarafından dava konusu iş nedeniyle 130.000,00 TL fatura tanzim edilerek şikayet eden iş ortaklığına verildiğini, yapılan 285.000,00 TL ödemeye karşın eksik kesilen 155.000,00 TL kısmın faturasının şikayet edilen tarafından keşide edilmediğini, davalıya ihtarname gönderildiğini, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu ancak bir sonuç alınamadığını, bu sebeplerden dolayı davanın kabulünü, davalı tarafından yapılan eksik işler nedeniyle 27.346,50 TL’nin 27/02/2019 tarihinden itibaren davalıdan ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafından işin tamamlanmaması ve eksik yapılması neticesi kondansatör yetersizliğinden kaynaklı elektrik dağıtım şirketine ödenen ndüktif ve kapasitif cezası nedeniyle fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, vekalet ücreti ve gerek bu davada ve gerekse Rize Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin alt yüklenici olarak üstlenmiş bulunduğu işe ilişkin ihalenin, DSİ … Bölge Müdürlüğü tarafından, …’na verildiğini, davacı iş ortaklığının … İnşaat İşi ihalesi için bir araya gelen …. San. ve Tic. A.Ş. ile …. Tic. A.Ş. olarak iki ayrı tüzel kişilikten oluştuğunu, hem ihalenin hem de işbu davanın tarafı olarak görünmekte olan İş Ortaklığının; niteliği itibariyle birbirlerinden hukuken ve iktisaden bağımsız bulunan, üstlenilen ihale için bir sözleşme çerçevesinde, belirli bir işi, kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili kısımlarını ayırmaksızın işin tamamını birlikte yapmak ve işin rizikosu ile elde edilen kârı müşterek ve müteselsilen paylaşmak üzere bir araya gelen iki ayrı tüzel kişilikten oluşan bir adi ortaklık olduğunu, iş Ortaklığında ortakların bir tüzel kişilik kurmak ya da kurulu bir şirkete katılmak yerine salt akdedilen bir sözleşme çerçevesinde bir araya geldiğini ve bu İş Ortaklığının doktrin ve yargı kararları ile adi ortaklık olarak kabul edilmesi sebebiyle tüzel kişiliği bulunmadığını, bu anlamda iş ortaklığının tek başına bir taraf ve dava ehliyeti olamayacağı gibi, müteselsil ve müştereken sorumluluk doğuran bir işe ilişkin davada, iş ortaklığını oluşturan her iki ayrı tüzel kişiliğin HMK M. 59’da düzenlenen zorunlu dava arkadaşlığı gereği iki ayrı tüzel kişiliğin de davacı olarak yer almaları gerektiğini beyan ederek, HMK M.114/1-d’de düzenlenen ve dava şartlarından olan; “tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları…” şartının bu dava bakımından oluşmadığını, nitekim tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığın dava ehliyeti bulunmadığı gibi, bu ortaklık adına vekalet verilen vekil ile de davanın açılmasının mümkün olmadığını ifade ederek öncelikle HMK M. 115/2 gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili davalının, davacı İş Ortaklığı ile tesisin elektrik tesisatı ve köşk trafo yapımı ile makinelerin kablo çekimi ve yüksek gerilim hattının yer altına alınması işi için anlaştığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadığını, müvekkilinin, davalılar ile tanıştığında, tesisin projesinin çizdirilmiş ve bu projeye uygun olarak yapılacak işlerin altyükleniciye verilmesi aşamasına gelindiğini, müvekkilinin bu sebeple, İş Ortaklığı yetkilisi olan … ile görüştüğünü ve 310.000,00 TL karşılığında söz konusu işlerin yapımı için anlaştıklarını, bunun üzerine müvekkilinin, işin yapılacağı arazide projeyi çizen mühendis ile görüştüğünü, projeyi inceleyen müvekkilinin, köşk trafonun 1000kW olduğunu görünce mühendise buradaki gücün ne kadar olduğunu sorduğunu, mühendisin de şirket tarafından kendisine 870kW olduğunun söylendiğini, bunun için de projeyi 1000kW güç kapasiteli olarak çizmeyi uygun gördüğünü söylediğini, davacı İş Ortaklığınca, toplam gücün düşük gösterilerek, maliyetin ve gösterilecek teminatın düşürülmesinin amaçlandığını, projenin 870Kw üzerinden çizildiğini, müvekkilinin üstlendiği işe tamamlandığını, köşk imalatı için de … İnş. San. Tic. A.Ş. ile çalıştığını, müvekkilince işin tamamlamasından sonra, proje için ilgili dağıtım firması tarafından gerçekleştirilen kabul sürecinin başladığını, yapılan işin onaydan geçerek kabul tutanağı hazırlandığını, onaylandığını ve aboneliğin başlatıldığını, tüm aşamalarda, müvekkilinin işini titizlikle eksiksiz bir şekilde tamamlayarak, işin enerji dağıtım firmasınca kabul almasını sağladığını, davacı iş ortaklığına kesilen cezaların sebebinin, müvekkilin eksik iş yapması olmadığını, müvekkilinin üstlendiği işi eksiksiz olarak iş ortaklığına teslim ettiğini, onay alındıktan sonra bu işe müvekkilinin iradesi dışında yapılan müdahaleler sebebiyle ceza kesildiğini, onaydan sonra yeni makine eklendiğini ve güç kullanımının arttırıldığını, bu durumda da trafo fazla ısınma yaptığından, redresör bağlantısı kesilmek suretiyle, trafonun ilk halinden bağımsız yeni bir sonuç ortaya çıkmasına sebebiyet verildiğini, burada iş ortaklığının projeyi 1600kW güce sahip köşk trafo projesine göre yaptırması gerekirken, mühendisi de yanıltarak maliyeti düşürmek amacıyla kullanacakları gücün, 870kW olduğunu beyan ettiklerini ve projenin 1000kw üzerinden çizilmesini sağladıklarını, sonrasında, 1000kw’a uygun olarak yapılan Köşk’te 1400kw elektrik kullanımı sağlandığından davacı iş ortaklığı Reaktif ve Kapasitif cezaya muhatap kılındığını, burada uygulanan cezanın sebebinin müvekkilinin eksik iş yapması değil, işin tamamlanmasına müteakip alınan onay sonrasında projeye aykırı olarak yapılmış olan eklenti ve fazla güç kullanımına bağlı olduğunu, bunun da tamamen davacı iş ortaklığının kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin eksik fatura düzenlemediğini, aksine düzenlediği fatura davacı tarafından kabul edilmediğinden iptal etmek zorunda kaldığını, söz konusu iş için 310.000,00TL karşılığı tutar ile anlaşılmış olunmasına rağmen, müvekkilinin davacılardan 285.000,00 TL’lik ödeme aldığını, geriye kalan 25.000,00TL’lik kısım için ise işi eksiksiz teslim ettiği halde müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin fatura kesmediği iddiasının da tamamen gerçek dışı olduğunu, zira müvekkilinin 130.000,00 tl lik malzeme faturasının yanında, 149.646,00TL’lik de işçilik faturası kestiğini fakat bu faturanın davacı tarafça kabul edilmediğini, müvekkilinin de bu sebeple faturayı iptal etmek zorunda kaldığını, faturanın kabul edilmeme nedeninin ise, işçilik faturası sebebiyle karşı firmanın KDV ödeme yükümlülüğü altına girmesi olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 tarih 2019/182-824 E.-K. sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Davacı …’nın, …. San. ve Tic. A.Ş. ile …. Tic. A.Ş.’nin bir araya gelerek oluşturduğu adi ortaklık olduğu, eldeki davanın da adi ortaklık adına verilen vekâletname ile açıldığı, adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf sıfatının bulunmadığı, adi ortaklık ile akdî ilişkide bulunan taraf arasında ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda, adi ortaklığı oluşturan kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut olup, davanın adi ortaklığı oluşturanların tamamı tarafından açılmasının zorunlu olduğu, adi ortaklığı oluşturan şirketlerin ayrı ayrı vekaletnamelerinin dosyaya sunumu için davacı vekiline verilen kesin sürede bu eksikliğin ikmal edilmediği, bu durumda davacı iş ortaklığının (adi ortaklık) aktif dava ehliyetinin mevcudiyetinden bahsedilemeyeceği, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d maddesinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olarak öngörüldüğü ve mahkemece dava şartlarının yerinde olup olmadığınının yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince taraf ehliyetine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 468,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 414,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/11/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza