Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/340 E. 2021/471 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/340 Esas – 2021/471
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/340 Esas
KARAR NO : 2021/471

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 07/07/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin 05.06.2019 tarihinde meydana gelen kazada … Sigorta A.Ş.’ye … poliçe nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, müvekkilinin maliki bulunduğu … plakalı araca çarpması suretiyle hasar verdiğini, bunun üzerine …-1 no’lu hasar dosyası açıldığını ve eksper atandığını, yapılan araştırmalar neticesinde aracın 18.000,00 TL karşılığında yapılması için sigorta şirketi ile mutabakat yapıldığını ve dosyanın kapatıldığını, müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedeli olarak KDV hariç 18.000 TL mutabakat yapılmış olmasına rağmen Sigorta Şirketinin bu tutarı müvekkiline ödenmemesi dolayısıyla Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığını, Tahkim Komisyonu tarafından alınan bilirkişi raporunda KDV dahil toplam 21.240,00 TL hasar miktarı oluştuğunun bildirildiğini, bu kapsamda başvurunun ıslah edildiğini ancak Hakem kararında KDV kısmının sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı gerekçesiyle 18.000,00 TL’nin kabulüne, 3.240,00 TL’lik kısmın reddine karar verildiğini, hakem kararına karşı hem Sigorta Şirketi -tazminatın tümü açısından- hem de müvekkilince -KDV tutarı olan 3.240,00’lik kısmının reddine ilişkin olarak- İtiraz Hakem Heyetine başvurulduğunu, İtiraz Hakem Heyeti 18.02.2020 tarih, 2020/İHK-3901 sayılı kararı ile Sigorta Şirketinin kamera görüntüsü itirazı ve ceza yargılamaları dolayısıyla Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 12.12.2019 2019/101698 K. Sayılı kararın kaldırılmasına, dosyadan el çekilmesine ve yetkili mahkeme de dava açmakta muhtariyetine karar verildiğini, bilirkişi raporunda da açıkça tespit edildiği üzere onarım maliyeti 18.000,00 + KDV/ KDV dahil 21.240,00 TL olarak tespit edilen miktarın ödenmesi amacıyla arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu, ancak davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin talep, dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkilinin aracında oluşan 21.240,00 TL hasar tazminatının 30.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; ilgili kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili … Sigorta A.Ş. tarafından 11.12.2018/2019 tarihlerini kapsayan … numaralı Karayolları Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanmış olup, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun iş bu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, sigortalının %100 kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, tarafların kusur durumlarının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğundan kusur tespiti yapılmadan hüküm kurulamayacağını, yerleşik yargıtay kararları gereği onarımı yapılan araçlar için fatura kesilmesi zorunlu kabul edildiğinden, başvuran tarafından da aracın onarımı yapıldığı beyan edildiğinden faturaların dosyasına sunulması gerektiğini, onarım bedelinin kdv’sinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, başvuru sahibi tarafından aracın tamiri nedeniyle fazla bir ödemede bulunduğunu gösterir bir delilin dosyaya sunulmadığını, başvuran tarafın adına bir fatura veya müvekkili sigorta şirketi adına düzenlenmiş yansıtma faturası ibraz etmediğinden bakiye talebin reddi gerektiğini, ancak, sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir bedelini sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta şirketi adına yaptığı ve KDV ye tabi olan masrafların aynen sigorta şirketine yansıtılması için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, davacıya ait aracın tramer kaydı, 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeniyle hasar bedeli tazminatı istemine ilişkindir.
05/06/2019 tarihinde davacı …’ın mülkiyeti ile sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile dava dışı …’in maliki olduğu, davalı sigorta şirketince sigortalı olan … plakalı araç arasında meydana gelen kaza neticesinde davacının aracının hasar gördüğü, bu sebeple davacı yanın davalı sigorta şirketine başvurduğu, sigorta şirketince hasar dosyası açıldığı, hasarın KDV hariç 18.000,00TL karşılığında onarımı konusunda mutabakata varıldığı, ancak davalı sigorta şirketinin ödeme yapmaması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonuna davacı tarafça başvurulduğu, Tahkim Komisyonu tarafından KDV’nin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceği gerekçesiyle 18.000,00TL yönünden kısmen kabul kararı verildiği, davacı tarafça karara karşı İtiraz Hakem Heyetine başvurduğu, İtiraz Hakem Heyeti ise daha önceki kararı kaldırarak dosyadan el çekerek yetkili mahkemede dava açılmasına karar verildiği, işbu davanın da bu sebeple açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında hasar bedelinin 18.000,00TL olduğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmayıp uyuşmazlık kusur oranı ile hasar bedeline KDV’nin dahil edilip edilemeyeceğine ilişkindir. Bu doğrultuda toplanan delillerle birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda, mülkiyeti … adına ait olan, davalı … Sigorta Poliçe ile sigortalı bulunan, … plaka sayılı dava dışı araç alkollü sürücüsü …’nın ise, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun mad. 56/1-c ve mad.84-d ve mad. 48/5 bendi hükümlerine aykırı davranışı nedeniyle, dikkatsiz ve tedbirsizce davranmasından dolayı, maddi hasarlı trafik kazasını oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, mülkiyeti kendi adına olan, … plaka sayılı davacı araç sürücüsü …’ın ise, maddi hasarlı trafik kazasında, tamamen kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Dosya arasına alınan Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekinin …, sanıkların … ve … olduğu, kovuşturmaya konu suçun … yönünden suç üstlenme suçu olduğu, … yönünden trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu olduğu, yapılan yargılama neticesinde her iki sanığın da CMK’nın 232/2-e maddesi uyarınca beraatlerine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesi için bağlayıcı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Bilindiği üzere Türk Borçlar Kanununun konuya ilişkin 74. Maddesinde; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Maddenin açık hükmü uyarınca ve ayrıca hukuk ile ceza davalarının konuları, tarafları ve amaçları farklı olduğundan ceza mahkemesi kararları kural olarak hukuk mahkemesi için kesin hüküm oluşturmaz; hukuk hakimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değildir.
Bu kuralın Yargıtay uygulamasında kabul edilen tek istisnası, beraat kararında saptanan maddi olgulardır; buna göre, beraat kararında ceza mahkemesinin saptadığı maddi olgu hukuk hakimini bağlar.
Ancak, bu istisnanın uygulama yerinin olabilmesi için, beraat kararı, ceza davasının ilişkin bulunduğu suçlama yönünden maddi olguyu tespit etmiş olmalıdır, diğer bir ifade ile hukuk hakimi ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan maddi olgular ile bağlıdır.
Bu açıklamalara göre, kaza anındaki araç sürücüsü tüm dosya kapsamına göre tespit edilememiş ise de kazaya karışan aracın … plakalı araç olduğu tüm dosya kapsamından sabittir. Bu doğrultuda hasar bedelinden … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmaktadır. Kusur yönünden yapılan değerlendirme de ise … plakalı araç sürücüsünün takip mesafesini korumayarak, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak davacının maliki ve sürücüsü olduğu araca arkadan ve sağ yandan çarparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden %100 kusurlu olduğu, davacının kazanın meydana gelmesinde tarafına atfı kabil kusurun bulunmadığı değerlendirilerek hasar bedelinin tamamı yönünden davalı sigorta şirketi sorumlu tutulmuştur.
KDV’nin dahil edilmesine ilişkin ise; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2015/3726 Esas 2017/11689 Karar sayılı “Sigorta Şirketi gerçek zarar bedelinden poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumludur. Gerçek zarar bedeline ödenmesi zorunlu olan kdv değerinin de ilave edilmesi gerekir. Her bir zarar kalemine tahakkuk edecek katma değer vergisi usulune uygun hesaplanıp gerçek zarar miktarının KDV’li olarak belirlenmesi gerekirken vergisiz meblağa hükmedilmesi isabetli görülmemiş bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki kararında ve emsal kararlarında KDV’nin gerçek zarar bedeline dahil edilmesi gerektiği belirtildiğinden hasar bedeline %18 KDV dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 21.240,00TL ( kdv dahil) hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.450,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 362,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.088,17 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.360,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 362,73 TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 424,93 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 98,70 TL tebligat ve posta gideri ile 450,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 548,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/06/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı