Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 E. 2020/522 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/336 Esas – 2020/522

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/336 Esas
KARAR NO : 2020/522

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 07/07/2020
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
K.YAZIM TARİHİ:12/11/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; dava dışı …’ye ait… plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından genişletilmiş mavi ticari kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, teminat altına alınan aracın 14/11/2016 tarihinde kazaya karıştığını, müvekkili şirket tarafından poliçe gereği kaza sonucu zarara uğrayan sigortalıya 5.287,66TL hasar ödemesi yapıldığını, ödenen tazminatın rücuen tazmini amacıyla İstanbul .. İcra müdürlüğünüzün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi sonucu İtirazın İptali davası açıldığını, kazada davalının işleteni olduğu… plakalı araç sürücüsünün yüzde yüz kusurluğu olduğunu, sigortalı aracın zarar görmesine neden olduğunu, davalının mal varlığı üzerine ödenen ve rücuen talep ettiği meblağ ölçüsünde ihtiyati tedbir konulmasını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, davanın kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davaya konu sigorta rücu alacaklarının iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu nedenle ilgili alacağın zaman aşımına uğradığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili tarafından 11/04/2016 tarihinde uzun süreli kiraya verildiğini, uzun süreli kiraya verilen araçlarda işleten sıfatının kiracıya ait olması nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini, davala konu icra takibinin yetkisiz yerde açıldığını, müvekkilinin ve araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkiline ait aracın trafik sigorta poliçesi mevcut olup trafik kazasında meydana gelen zararların trafik sigorta poliçesinden karşılanması gerektiğini, davacı yanın salt 5.287,66 TL hasar ödemesi yaptığını beyan ettiğini ancak ödemenin dayanağını sunmadığını, davacının alacağı likit olmadığından yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, öncelikle davacı tarafından haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse esastan yapılacak yargılama neticesinde davanın esastan reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddiyle, davacı aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı taikp dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, davalıya ait aracın sigorta poliçesi ve hasar dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; kasko poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen zararın kazaya karışan diğer aracın işleteninden rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
14/11/2016 tarihinde; … ün idaresindeki davalıya ait olan … plakalı araç ile emniyet şeridinde duran … plakalı çekiciye çarpması sonucu trafik kazası meydana gelmiştir. Davacı tarafından … plakalı çekici, kasko poliçesi ile teminat altına alınmış ve davacı tarafından sigortalının zararı karşılanmıştır.
Davacı alacaklı olduğu iddiasıyla davalı hakkında 5.287,66 TL asıl alacak, 1.113,45 TL işlemiş faiz olmak üzere 6.401,11 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 06.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 10.05.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi nin 2020/423 E 2020/4669 K sayılı ilamı).
Somut olayda; davalı tarafından sunulan Sincan … Noterliği’nin 11/04/2016 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmesi ile davalıya ait aracın dava dışı …’e 3 yıllığına kiraya verildiği ve sözleşmenin kaza tarihinden önce düzenlendiği, kaza tarihi itibariyle kira süresinin henüz dolmadığı görüldüğünden, uzun süreli kira sözleşmesi gereği yukarıda açıklanan ilkeler gereği davalının işleten olarak sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddi ile davacı tarafından kötüniyetli olarak takip başlatıldığı ispat edilemediğinden davalı yanın tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın HMK 114/1-d , 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Davalının tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 77,31TL harçtan mahsubu ile bakiye 22,91TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT nin 16/1-c maddesi uyarınca 900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/10/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı