Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/335 E. 2022/97 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/335 Esas – 2022/97
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/335
KARAR NO : 2022/97
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ: 26/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kooperatif ortağı iken hukuka aykırı bir şekilde ortaklıktan çıkarıldığını, ihraç edildiğini tesadüfen öğrendiğini, müvekkilinin adresinin “…” olduğunu, hiçbir ihtarname gönderilmeden, usulsüz ve müvekkilinin haberi olmadan ihraç dildiğinin kooperatif kayıtlarıyla sabit olduğunu belirterek, müvekkilinin ihracına yönelik alınmış kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :Davalı kooperatife ait ticaret sicil özeti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kayıtları, 29/04/2021 tarihli bilirkişi raporu, 07/12/2021 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
Davanın açıldığı Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/12/2019 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosyayı mahkememize göndermiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı kooperatifin davacı Kadir Başar’ın üyelikten ihracına ilişkin verdiği kararın iptali istemine ilişkindir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Kooperatifler Kanunu’nun 8. maddesinde ortaklığa girme şartları belirtilmiştir. Buna göre, medeni hakları kullanma yeterliğine sahip gerçek kişilerin kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmak zorundadır. Kooperatif yönetim kurulu, ortak olmak için başvuruda bulunan kişilerin ana sözleşmede belirlenen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorundadır. Kanun’un anılan maddesinde ortak olmak isteyenlerin bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmaları gerektiği belirtildiğinden bu başvurunun yönetim kurulunda görüşülerek bir karar bağlanması gerektiği açıktır. Yine KK’un 14. maddesinde de ortaklığın devredilebileceği ve yönetim kurulunun da ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde bu kişiyi ortaklığa kabul edeceği hüküm altına alınmıştır.
Kooperatif anasözleşmesinin 11. maddesinde de ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararıyla gerçekleşeceği açıklanmıştır. Yine anasözleşmenin 17. maddesinde de ortaklığın yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebileceği, yönetim kurulunun da bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamayacağı, devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülüklerinin yeni ortağa geçeceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda belirtilen yasa ve anasözleşme maddeleri doğrultusunda kooperatife ortak olmak isteyenlerin kooperatife yazılı olarak müracaat etmeleri gerektiği ve ortaklığa kabulün de yönetim kurulunca karara bağlanacağı açıktır. Buna göre, geçerli bir devir işlemi ile bir ortaklık payının devralan kişinin ortaklığa kabulü hakkında yönetim kurulunun ortaklığa kabul kararı vermesi ile devralanın ortaklık hak ve yetkilerini kazandığının kabulü gerekir.
KK.’nun 16. maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede gösterilir”. denilmektedir. Bu hüküm gereğince kooperatif anasözleşmelerinde çıkarılma nedenleri gösterilmiştir. Yapı kooperatifi örnek anasözleşmesinin 14. maddesinde; “Parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden otuz gün içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin kooperatif ortaklığından çıkarılabileceği belirtilmiştir.
KK.nun 16. maddesi ve kooperatif örnek anasözleşmesinin 14. maddesi son fıkrasında; “Haklarında çıkarılma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin orlaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” denilmektedir.
Bu hüküm gereğince haklarında çıkarılma kararı kesinleşmeyen ortakların genel kurul toplantılarına katılma hakları olduğu gibi, yükümlülüklerini de yerine getirmeleri gerekmektedir (Yargıtay 11 H.D. 01.02.1993, E.6765/K.S19, Yargıtay 11. H.D. 17.1211996, E.6401/K.8859, Yargıtay 11. H.D. 12.05.1997, E.3097/K.3713-Uygulamalı Kooperatifler Hukuku, Gönen ERİŞ, 3. Baskı, Sayfa: 396, 469, 473).
Dosyaya sunulan ortaklık senedine göre davacının ikamet adresi “…’dır. Kooperatif belgeleri arasında bu adrese gönderilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığı görülmüştür. Nitekim dava dilekçesi ile davacının, ihraç edildiğini tesadüfen öğrendiği, adresinin “…” olduğu, hiçbir ihtarname gönderilmeden, usulsüz şekilde ihraç edildiği ileri sürülmektedir.
1163 Sayılı KK.’nun 16 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrasında; “Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak
e-imza e-imza e-imza e-imza

genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı iliraz davası hakkı saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesindeki düzenlemede aynı paralellikte olup, bu konuda açılacak davanın çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde açılması gerekmektedir.
Ancak dosyaya kazandırılan belgeler ve kooperatif belgeleri üzerinde yapılan incelemeler kapsamında, davacı hakkında alınmış ihraç kararı ve bu kararın tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tespitte bulunulamadığından, davanın süresi içerisinde açıldığını kabul etmek gerekmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile müvekkilinin kooperatif ortağı iken hukuka aykırı bir şekilde ortaklıktan çıkarıldığını, ihraç edildiğini tesadüfen öğrendiğini, hiçbir ihtarname gönderilmeden, usulsüz ve müvekkilinin haberi olmadan ihraç edildiğini söyleyerek, müvekkilinin ihracına yönelik alınmış kararın iptalini talep ve dava etmektedir.
1163 sayılı KK.nun 1. ve kooperatif anasözleşmesinin 21. maddesi gereği, kooperatif amacının gerçekleşmesi için taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payı bedelleri dışında, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktarlardaki arsa, altyapı, inşaat gider taksitlerini ödemek ve kooperatifi ile ilişki içerisinde bulunmak, genel kurul toplantılarına katılmak zorundadırlar.Davacı son ödemesini 2009 yılında yaptığına göre, bu tarihten sonra dava tarihine kadar kooperatif ortaklığının varlığını araştırmadığı açıktır.
Kooperatifler Kanunu’nun 8. maddesinde ortaklığa girme şartları belirtilmiştir. Buna göre, medeni hakları kullanma yeterliğine sahip gerçek kişilerin kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmak zorundadır. Kooperatif anasözleşmesinin 11. maddesinde de ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararıyla gerçekleşeceği açıklanmıştır. Anılan mevzuat hükümleri gereği ortaklık yönetim kurulu kararı ile başlamalıdır. Ancak bu konuda bir karar olmasa bile kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, adını hazirun cetveline alması, ödemelerini kabul etmesi gibi şekillerde örtülü olarak da gerçekleşebilir.
Kooperatif belgeleri arasında 11.275,00 TL.’lık ödeme kaydı dışında hiçbir yerde davacının adı geçmediği gibi, 20/04/2004 günlü … sayılı “Ortaklık Senedi’nde de ortaklığa kabul karar tarih ve numarası yoktur. Davacı hakkında alınmış bir yönetim kurulu karar olmadığı gibi, çıkarma kararı da yoktur.
Davacının sunduğu 20/04/2004 günlü … sayılı “Ortaklık Senedi” ile ödeme belgelerinin ve kooperatif yazı ve ihtarlarının incelenmesinden, davacının ortak sıfatıyla kooperatife ödemelerde bulunduğu, kooperatifin de bu ödemeleri ortak ödemeleri kapsamında değerlendirerek, karşılanmayan yükümlülüklerini de davacıya hatırlattığı anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, dava dosyasına Ankara Valiliği “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 12/07/2021 günlü iki ayrı yazısı ekinde gönderilen hazirun cetvellerinin incelenmesinden, davacının adının 2005-2009 dönemi için hazırlanan hazirun cetvellerinde yer aldığı görüldüğünden, bu dönemlerde kooperatif ortağı olarak kabul edildiği açıktır.
Davacının her ne kadar 2005-2009 yılları arasında hazirun cetvelinde üye olarak zımnen kabul edildiği mahkememizce kabul edilmişse de; 2009 yılından sonra kooperatifin hazirun cetveli, ortaklık kaydı, ödeme kayıtları, kura listesi vs gibi hiç bir kaydında davacının adının geçmemesi, davayı da 2020 yılında açması göz önüne alındığında Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarında da belirtildiği üzere ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcu bulunup bulunmadığını takip etmemesi yani kooperatif ile ilişkisini kesmiş olması üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen
e-imza e-imza e-imza e-imza

vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. (Yargıtay 23.HD 2016/4195 esas, 2019/381 karar ve 2017/1808 esas, 2020/2136 karar sayılı kararları)
Bu itibarla, davacının 2009-2020 yılları arasında kooperatif üyeliğiyle ilgili hiç bir tasarrufta bulunmamış olması, bu süre içerisinde kooperatif ortaklığıyla ilgili bir hareketinin olmaması, davacının talebinin sadece ihraç kararının iptali istemine ilişkin olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı, böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü mahkememizce kabul edildiğinden davacının açtığı kooperatif üyeliğinden ihraç istemli davanın reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı kooperatif temsilcisinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza