Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/330 E. 2020/704 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/330 Esas – 2020/704
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/330
KARAR NO : 2020/704

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : MADDİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
K. YAZIM TARİHİ:06/01/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kızı müteveffa …’ın 31/12/2019 tarihinde davalı şirket sigortalısı olan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucu gerçekleşen kazaya bağlı olarak hayatını kaybettiğini, iş bu durumun adli tıp raporunca sabit olduğunu, yoksun kalınan desteğin davalı sigorta şirketinden tazmin edilebilmesi adına 20/01/2020 tarihinde sigorta şirketine başvurada bulunulduğunu, ancak davalı sigorta şirketinin geri dönüş yapmadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin hak ettiği destekten yoksun kalma tazminatına mahsuben şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; yetkili Mahkemenin müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, diğer taraftan sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, trafik kazası tespit tutanağı uyarınca araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığını, tüm kusurun müteveffada olduğunu, davacı tarafça sigortalı sürücünün kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı tarafça süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin davalı şirketin adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ifade edilmiştir.
Eldeki dava haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat davası olması hasebiyle yetkili mahkemenin 6100 sayılı HMK’nun 6 ve 16. maddelerinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde tespiti gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Genel Yetkili Mahkeme” başlıklı 6/1. maddesi hükmüne göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Haksız fiilden doğan davalarda yetki” başlıklı 16. maddesinde ise, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili yetkili olduğu öngörülmüştür.
Dosya kapsamından davalı şirket adresinin “… Yol Üzeri … Plaza No:.. Kat:… Kadıköy/İstanbul”, davacının yerleşim yerinin “… Mah. … Cad. No:.. İç Kapı No:… Yenimahalle/ANKARA” olduğu, haksız fiilin de Ankara Mahkemeleri yargı çevresinde işlendiği (Olayla ilgili olarak Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayısına kayden kamu davası açılmıştır.) anlaşılmıştır.
Bu durumda eldeki davanın ya HMK’nun 6. maddesi gereği İstanbul Anadolu Mahkemelerinde, yada HMK’nun 16. maddesi gereği zarar görenin (davacı) yerleşim yeri ve haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi olan Ankara Mahkemelerinde açılması gerekmektedir.
Davalının süresinde ve 6100 sayılı HMK’nun 116. maddesine uygun şekilde cevap dilekçesiyle yetki ilk itirazında bulunduğu, birden fazla yetkili mahkeme bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 19/2 maddesi gereği yetki itirazında bulunurken seçtiği yetkili yetkili mahkemeyi de gösterdiği, bu durumda yetkili mahkemenin 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince davalının yerleşim yeri (muamele merkezi) olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili olduğu belirlenen İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetki itirazının kabulüne, mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/12/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza