Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/323 E. 2020/281 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/323 Esas – 2020/281
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/323 Esas
KARAR NO : 2020/281

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 3-
4-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 5-
6-

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2020
K. YAZIM TARİHİ: 07/07/2020

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetl; dava dışı … tarafından Ankara Batı …İş Mahkemesi’nin … E. 2018/58 K. sayılı dosyasında davacı … aleyhine ikame edilen davada, davacının 05.02.2005-27.10.2016 yılları arasında … bünyesinde ve taşeron şirketler nezdinde işçi olarak çalıştığını beyan ederek ödenmeyen işçilik alacaklarının müvekkili …den tahsiline karar verildiğini, işçilik davasının … ve …. Ve Tem. A.Ş. ye yöneltilmişse de işveren konumunda olmaları sebebiyle diğer davalılarında da işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ilam sebebiyle Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına 31.137,36 TL ve 2.743,65 TL olmak üzere … tarafından toplam 33.881,01 TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, hizmet alım sözleşmelerinden anlaşılacağı üzere davalıların yüklenici olduğunu, işçiyi istihdam ettikleri süreyle sınırlı olarak davalı işverenlerin sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; Ankara Batı … İş Mahkemesi’nin … E. 2018/58 K. sayılı ilamına istinaden ödenen 33.881,01 TL den şimdilik 300 TL nin dava dışı …’a ödeme tarihinden itibaren 6183 Sayılı Kanun’a göre hesaplanacak faiziyle birlikte, sorumluluk sınırları da belirlenmek suretiyle davalı şirketlerden müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … Şti. vekili Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava dışı işçi …’a yapılan ödemeye esas Ankara Batı … İş Mahkemesi … E. 2018/58 K. Sayılı ilamına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulduğunu, karar henüz kesinleşmediğinden davacının yapmış olduğu ödemenin miktarının değişebileceğini, bu nedenle mahkemece ödeme konusu ilamın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, her ne kadar İş Kanunu ve Borçlar Kanunu uyarınca kurumun rücu hakkı bulunsa da 6552 sayılı kanun özel kanun niteliğinde olduğundan kurumun rücu hakkı bulunmadığını, davacının asıl işveren olarak yaptığı ödemenin tamamından alt işverenlerin sorumlu olamayacağını, bu tutarın en azından yarısının kurum tarafından ödenmesi gerektiğini ve bu tutarın rücu edilemeyeceğini, Ankara Batı … İş Mahkemesinin … Esas ve… K. Sayılı dosyası incelendiğinde dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda davacının kıdem tazminatı hesabı yapılırken müvekkili tarafından davacıya ödenmiş 6.881,30 TL kıdem tazminatının ve bu tutara işletilmiş 3.265,34 TL yasal faizin hesaplanan kıdem tazminatı tutarından mahsup edildiğinin görüleceğini, dava dışı işçinin son alt işvereni müvekkili olmadığından ve devir nedeniyle fesihten de söz edilemeyeceğinden müvekkilinin sorumluluğunun kıdem tazminatının kendi dönemi ve ücret seviyesiyle sınırlı olduğunu, Ankara Batı …. İş Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası incelendiğinde işçilik alacaklarına ilişkin hesaplama yapılırken davacının 04.11.2011 tarihinden öncesine ilişkin UBGT alacaklarının zamanaşımı nedeniyle hesaplama dışı bırakıldığının görüleceğini, bu halde işçiye yapılan UBGT ödemesi işçinin müvekkil bünyesinde çalıştığı dönemden sonrasında tahakkuk ettiğinden müvekkilinin bu ödemeye ilişkin bir mesuliyeti bulunmadığını, HMK ilgili maddeleri uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davanın tarafları haksız çıktıkları oranda sorumlu olduğunu, ödeme işlemine konu edilen dava dosyasında görüleceği ve daha önce açıklandığı üzere müvekkilinin işçiye kendi çalıştırdığı döneme ilişkin ödemeleri yaptığını ve işçi tarafından ibra edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Adi Ortaklığı vekili Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketler adi ortaklığı aleyhine açılan iş bu davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı idarenin ödeme yaptığını iddia ettiği dava dışı personelin ; müvekkil şirketler adi ortaklığından sonra ihale yoluyla işi üstlenen müvekkili şirket … A.Ş bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, gerçekten de; davacı idare ile müvekkili şirketler adi ortaklığı arasındaki hizmet alımı sözleşmesi süre bitmesi nedeniyle sona erdikten sonra aynı iş … İKN no’lu hizmet alımı sözleşmesi ile müvekkili şirket … A.Ş tarafından 36 ay süreyle üstlenildiğini, davalı idare tarafından ödeme yapıldığı iddia edilen personelin de … A.Ş bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, davalı idarenin yapmış olduğu uygulama nedeniyle, Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/121 esas no’lu dosyasıyla teminat mektubu bedellerinin tahsili talepli olarak dava ikame ettiklerini, ancak davalı idarenin hem ortak girişimin hem de … A.Ş. dönemine ilişkin kıdem tazminatı bedellerini müvekkili şirketin teminat mektuplarını nakde çevirerek tahsil ettiğini, şu an müvekkili şirketlere rücu talepli olarak açtığı bu davanın müspet sonuçlanması halinde, davalı idarenin müvekkili şirketlerden mükerrer tahsilat yapmasına sebep olacağını, 4734 sayılı Kanunun 62. Maddesinin 1. Fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında,kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/09/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilemez…” hükmüne yer verildiğini, imzalanan hizmet alımı sözleşmesi incelendiğinde; davacı tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin müvekkile rücu edeceğine dair açık bir hüküm bulunmadığını beyan ederek, davacı tarafından ikame olunan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (… )… A.Ş. vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın, davalı … tarafından yapılan ihaleler neticesinde, asıl işveren olan davacı … …si bünyesinde ve müvekkil şirket bordrosunda 2006 yılında 1 ay süre ile çalıştığını, bu kapsamda, dava dışı …’ın asıl işvereninin davacı … …si olduğunu, davacı ile kendisinden ihale ile iş alan müvekkili şirketin de aralarında yer aldığı taşeron şirketler arasında müteselsil borçluluk ilişkisi mevcut olduğunu, rücu davalarında amacın, ödeme yapan müteselsil borçlunun, ödeme yaptığı tutarın içindeki kendi payını aşan kısmını diğer borçlulardan tahsil etmesi olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu ve hukuken genel ilkeleri uyarınca, asıl işveren ile alt işveren arasında birlikte sorumluluk asıl olup, bunu ortadan kaldıracak her türlü anlaşmanın geçersiz olduğunu, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağına ilişkin giderlerin Kamu İhale Kurulunun işçilik modülünde ve davacı … tarafında yapılan yaklaşık maliyet hesabında bulunmadığından, müvekkil şirketin bu kalemlerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı idare ile müvekkili şirket arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin de bu şekilde hazırlanan tek tip sözleşmelerden biri olduğunu, “genel işlem koşulu” terimi gereği sözleşmenin kurulması sırasında taraflar arasında dengeli bir ilişki söz konusu olmadığını ve tarafların sözleşme şartlarını karşılıklı müzakere edemeyeceklerini, davacı idare ile müvekkili şirket arasında akdedilen hizmet sözleşmesi tarafların serbest iradeleri ile düzenlenmediğinden, davacı idarenin bu şekilde hazırlanan sözleşme hükmüne dayanarak asıl işveren olarak sorumlu olduğunu ve ödediği işçilik alacaklarını müvekkil şirkette rücu etmesinin mümkün olmadığını, 6552 sayılı Torba yasa ile getirilen değişiklik kapsamında, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.30. maddesinde de düzenleme yapılarak, 1. fıkranın ç bendinde yer alan “kıdem ve ihbar tazminatları” ibaresi, 25.10.2014 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğin 2. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırıldığını, sonuç itibariyle, Torba Yasa ve ilgili yönetmelik doğrultusunda, rücu davalarına konu kıdem tazminatı alacaklarının alt işverenlerden talep edilemeyeceğini, dava dışı …’ın talep ettiği ve davacı idarenin ödediği işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı …nin faiz, vekalet ücreti ve icra masrafları dolayısıyla ödenen tutardan sorumlu olduğunu, zira, davacı …, Ankara Batı …. İş Mahkemesi’nin …E. ve …K. Sayılı kararını yahut işbu karara dayalı icra emrini alır almaz dava dışı işçiye ödeme yapmadığı için kendi kusuru ile fazladan faiz ve yargılama gideri ödediğini, dava dışı …’a ödenmiş olan işçilik alacaklarına ilişkin taleplerden müvekkil şirketin sorumlu olmadığının tespitine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davacı … tarafından ihale edilen işi üstlenmiş olan davalılar nezdinde çalışan işçi …’a Ankara Batı … İş Mahkemesinin … esas sayılı davasında verilen karar gereğince … tarafından ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. – 2019/474 K. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 27/11/2018 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı … bünyesinde yürütülen çöp toplama ve nakli, bakım onarım ve genel hizmetlerin yürütülmesi, temizlik, spor komplekslerinde yürütülen faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye … tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. Her ne kadar, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğundan bahisle mahkememizin görevli olduğuna yönelik usulden ret kararı verilmişse de; ihale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd. maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu kanaatiyle, davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında re’sen dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK ‘nun 20. Maddesi gereğince verilen karar kesinleştikten sonra ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde HMK ‘nun 21. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi (mercii tayini) için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/07/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza