Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/317 E. 2020/381 K. 11.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/317 Esas – 2020/381
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/317
KARAR NO : 2020/381

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :1-
VEKİLİ :
:2-
VEKİLİ :
: 3-
VEKİLİ :
: 4-
VEKİLİ :

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 20/07/2012
KARAR TARİHİ: 11/09/2020
K.YAZIM TARİHİ : 14/09/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti S.S. … Konut Yapı Kooperatifine ait taşınmaz için Sincan … Noterliğimin 26.08.2003 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile “Düzenleme Şeklinde Kat karşılığı ve İnşaat Vaadi Sözleşmesi” yapıldığını, yapılan sözleşmede yüklenici kooperatifin./.
e-imza e-imza

…/…S.S. … Konut Yapı Kooperatifi olduğunu, müvekkilinin 2006 yılında diğer davalı …’in ortaklığını devralmak suretiyle S.S. … Konut Yapı Kooperatifine ortak olduğunu, bu güne kadar kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, inşaatların yüklenici kooperatif tarafından tamamlanarak oturulmaya müsait hale getirildiğini, 27.01.2008 tarihinde kura çekimi yapılarak müvekkiline B Blok 25 numaralı dairenin isabet ettiğini, daire belli olduktan sonra müvekkilinin kendisine göre lüzumlu tamirat ve tadilatı yaptırdığını ve o günden bu yana dairesinde oturmakta olduğunu, müvekkilinin tapuda yaptığı araştırma sonunda, kendisine tahsis edilen ve oturmakta olduğu dava konusu dairenin 20.05.2010 tarihinde kat irtifakının tesis edilmiş ve 05.04.2011 tarihinde de davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi tarafından …’e satıp devrettiğini, …’in de aynı gün daireyi …’ye satıp dcvrettiğini belirterek; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, tescil talebinin karşılanmasının mümkün olmaması halinde bu dairenin teslim tarihi itibariyle belirlenecek değerine, bu tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin diğer davalı kooperatiflerle ticari ilişkisinin olmadığını, dosya kapsamında mevcut tapu kayıtları incelendiğinde kooperatif ile … arasında bir satış akdi olmadığını, yapılan işlemin bir ferdileşme işlemi olduğunu, ferdileşme işlemi ile satış işleminin aynı gün olmadığını, müvekkilinin taşınmaz bedeli olan 88.000,00-TL.’yi elden ödediğini, paranın 70.000.-TL’lik kısmının müvekkilinin kızı olan …’ın …’nda mevcut hesabından çekilmiş olduğunu, kalan tutarın ise müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin dava konusu olan taşınmazı tapu kaydından incelemek suretiyle satın aldığını, dava konusu olayda diğer davalı … adına yolsuz bir tescil olmuş olsa bile bu hususun müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın kendisi yönünden redidine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Tasfiye Halinde S.S. … Konut Yapı Kooperatifi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile diğer davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi arasında 26.08.2003 tarihinde Sincan … Noterliği’nin … yevmiye numaralı sözleşmenin yapılmış olduğunu, bu sözleşme gereğince arsa sahibi S.S. … Konut Yapı Kooperatifi tasarrufunda bulunan arsa üzerinde yüklenici sıfatı ile 96 dairelik inşaat yapacağını, bu dairelerden 26’sının arsa sahibi kooperatife devredeceğini, kalan 70 daireyi ise kendi ortaklarına teslim edeceğini, müvekkili yüklenici kooperatif sözleşmede belirlenen şartları yerine getirdiğinde B ve C bloklarda bulunan 64 adet dairenin tapularının yükleniciye veya kooperatif yönetim kurulunun göstereceği ortaklara verileceğini, A Blok zemin katta bulunan 4 adet daire ile normal katta bulunan 5 ve 6 nolu dairelerin ise iskan ruhsatı alındıktan sonra yüklenici kooperatife verileceğinin kararlaştırıldığını, inşaatı süresinde bitirdiğini ve 26 adet daireyi arsa sahibi kooperatife teslim ettiğini, müvekkili kooperatifin kendi tasarrufuna düşen 70 dairenin 12 adedine kura dışı bırakarak 58 adedini davacı da dahil ortaklarına teslim ettiğini, Temmuz 2012 tarihine kadar olan dönemde görev alan yöneticilerin sahtecilik vc dolandırıcılık yolu ile ve güveni kötüye kullanarak müvekkili kooperatifin tasarrufunda bulunan ve ortaklarına ait 28 adet daire ile birlikte davacının da dairesini, müvekkil kooperatifin onayı ve bilgisi dışında diğer davalılara devredip, tapuda işlem yaptırarak müvekkili kooperatifin ve sorumlusu olduğu üyelerinin mağduriyetine sebep olduklarını, dava konusu gayrimenkulun tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilinin gerekeceğinin kabulü ile, müvekkili kooperatif hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza

Davalı … vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin yöneticilerinden birisinin intihar etmiş olması nedeniyle kooperatif işlemlerinde muğlaklık olduğunu bu nedenle kimin ne yaptığının belli olmadığını, bu hususta
Cumhuriyet savcılığında araştırma olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen tüm hususların gerçeğe aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde S.S. … Konut Yapı Kooperatifi vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Sincan … Noterliğinin 26.08.2003 tarih ve … yevmive numaralı düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat vaadi sözleşmesinin dosyada mevcut olduğunu, … Noterliğinin 05.08.2010 tarih ve … yevmiyesinde düzenleme şeklinde kayıtlı vekaletname ile kooperatif üyeleri adına ferdileşme işlerini yapmak üzere müvekkili kooperatif denetçisi … ile kooperatifin önceki başkanı …’nın vekil tayin edildiğini, her iki kooperatife olan mali yükümlülüklerini yerine getirerek evraklarını tamamlayan ve S.S. … Konut Yapı Kooperatifi”nce bildirilen üyeler adına ferdileşme işlemlerinin yapılmış olduğunu, davanın kendileri yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Ankara Batı …ACM’in ..E., sayılı dosyası kapsamı, davalı kooperatifler arasında akdedilen inşaat sözleşmesi, tapu kayıtları, satışa ilişkin akit taplosu örnekleri, kooperatiflere ait defter ve kayıtlar, ticaret sicil dosyaları, 28.03.2013 tarihinde mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan 02/05/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 12.11.2013 tarihli birinci ek rapor, 12.02.2012 tarihli ikinci ek rapor, ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 20.04.2016 tarihli ve 2012/222 esas, 2016/250 sayılı kararı ile; “Davalılar Tasfiye Halinde SS … KYK, … ve … aleyhine açılan davanın (tüm taleplerin) reddine, Davalı Tasfiye Halinde SS … KYK aleyhine açılan tapu iptal ve tescil istemli davanın reddine, Davalı Tasfiye Halinde SS … KYK aleyhine açılan tazminat davasının KABULÜNE, 140.000,00TL tazminatın 20/07/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2018/696 esas, 2020/664 karar sayılı bozma ilamında; “Davacı, davalı T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin üyesidir. Davalı yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi ile davalı arsa sahibi T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, yüklenici kooperatife isabet eden bağımsız bölümlerin kur’a ile üyeleri adına tahsis edildiği, davacının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan edimlerini yerine getirerek, dava konusu bağımsız bölümün adına tescilini istemeye hak kazandığı, davacıya 27.01.2008 tarihli kur’a ile tahsis edilen bağımsız bölümün, 2009 yılında fiilen teslim edildiği ve davacının o tarihten beri konutta oturmakta olduğu uyuşmazlık dışıdır.
Somut olayda, davacı, davalı yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi üyeliğini 10.06.2006 tarihinde davalı …’den devralmıştır. Davalı arsa sahibi T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi, dava konusu bağımsız bölümü, yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’ne ya da kendisini kur’a ile tahsis yapılan davacıya devretmesi gerekirken, yüklenici kooperatifin izin ve onayı olmadan ferdileşme işlemi ile 05.04.2011 tarihinde davalı …’e devretmiştir. Davacıya üyelik devreden ve aynı zamanda bağımsız bölümün adına tescili tarihi itibariyle davalı yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olan davalı …’in, bu bağımsız bölümün kur’a ile davacıya tahsisli olduğunu ve davacının uzun süredir bu bağımsız bölümde oturduğunu bildiğinden ya da bilmesi gerektiğinden, iyiniyetli olarak kabulü mümkün olmayıp, bu nedenle adına yapılan tescil yolsuzdur.
Burada, üzerinde durulması gereken …’den bağımsız bölümü devralan davalı …’nin iyiniyetli olup olmadığıdır.
e-imza e-imza

Hukukumuzda kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse, iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.
Belirtilen ilke, TMK’nun 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde hükme bağlanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz ” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
Davalı …, ferdileşme yoluyla 05.04.2011 tarihinde devraldığı bağımsız bölümü aynı gün davalı …’ye devretmiştir. Bu tarihte bağımsız bölümde davacının oturduğu sabittir. Basit bir araştırma ile bu konutun davacı adına tahsisli olduğunun ve hali hazırda konutta davacının oturduğunun anlaşılması mümkün olup, davalı …, gezip görmeden devraldığı bu konutun, bu kez üçüncü bir kişiye satışı için 26.06.2012 tarihinde kızına vekalet vermiştir. Tapuda aynı gün yapılan devirler, konutta devir tarihi itibariyle davacının ikamet ediyor olması, konutun gerçek değeri ile tapuda gösterilen değer arasında büyük fark bulunması, konutun hiç görülmeden alınmış olması ve kısa sayılabilecek bir sürede konutun yeniden devri için vekalet verilmiş olması olguları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı …’nin iyiniyetli olarak kabul edilmesi ve bu nedenle tapu siciline güven ilkesinden yararlanması mümkün olmayıp, iktisabının korunmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının terditli taleplerinden ilki olan tapu iptal ve tescil talebinin kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde bu talebin reddine karar verilerek, ikinci talebi olan tazminat talebinin kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı ve davalı T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi yararına bozulması gerekmiştir. ” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
GEREKÇE :Dava, üyeye tahsis edilen taşınmazın, sahtecilik ve hileli işlemlerle üçüncü kişilere devredilen tapusunun iptali ile davacı adına tescili, olmadığında ise bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın tedavüllü tapu kaydı, satışa dair akit taplosu, davalı kooperatifilerin defter ve kayıtları, sicil dosyaları, inşaat sözleşmesi, hazırlık evrakı getirildikten sonra mahallinde keşif icra edilmiş ve uzman bilirkişi kurulundan rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; nizalı taşınmazın davacıya tahsis edilen taşınmaz olup olmadığı, yüklenicinin ve dolayısı ile onun halefi olan davacının taşınmaz mülkiyetini istemekte haklı olup olmadığı, taşınmazın üçüncü kişilere devrinin yasal olup olmadığı, iş bu devirler yapılırken sahtecilik ve hileli işlemler yapılıp yapılmadığı, tapu maliki olan üçüncü kişilerin TMK’un 1023. maddesindeki yasal düzenlemeden yararlanıp yararlanamayacağı ile ilgilidir.
Davalılardan Tasfiye Halinde SS. … KYK ile Tasfiye Halinde SS … KYK arasında … ilçesi … mahallesinde kain … ada 2 parsel de bulunan taşınmaz üzerine konut yapılması hususunda Sincan …. Noterliği’nde 26/08/2003 tarih ve … yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı ve İnşaat sözleşme akdedilmiştir. Bu sözleşmede, mülkiyeti SS … KYK ait olan taşınmaz üzerine diğer kooperatif tarafından A,B,C olmak üzere üç blok şeklinde toplam 96 adet dairenin yapılması, bunların 70 adedinin yükleniciye, 26 adedinin ise arsa malikine ait olması…/…
e-imza e-imza

…/…konusunda anlaşılmıştır. Davacıda yüklenici olan SS … KYK ‘in üyesidir. Sözleşmeye göre yüklenici edimini yerine getirdiğinde (inşaatı bitirip daireleri mal sahibi kooperatife teslim ettiğinde) 64 adet dairenin tapusunun yükleniciye veya yüklenici kooperatifin göstereceği üyeler adına tescil edileceği, yükleniciye düşen diğer 6 adet dairenin (A blokda zemin katta yer alan 4 daire ile kattaki 5 ve 6 nolu daireler) tapularının ise iskan ruhsatı alındıktan sonra verileceği kararlaştırılmıştır. Nizalı bağımsız bölümde iskan koşuluna bağlı olmayan taşınmazlardandır. Mahallinde yapılan keşif ve tarafların kabulü ile yükleniciye düşen taşınmazların fiilen bitirilip teslim edildiği tartışmasızdır. Bu durumda yüklenici SS … KYK’i, dava konusu taşınmazda dahil 64 adet taşınmazın tapusunu istemekte haklıdır. Bu durum yüklenici SS … KYK ile, arsa maliki SS … KYK’inde kabulündedir.
Davacı, üyeliği …’den devralmış, üyelik talebi yönetim kurulunun 10.06.2006 tarihli toplantısında kabul edilmiştir. Bu karar ile davacıya niza konusu B blok zemin kat 25 nolu daire tahsis edilmiştir. Davacının kooperatife parasal borcu bulunmamaktadır. Açıklanan hususlar ayrıca çekişme konusu da değildir.
Ferdileşme işlemi sırasında nizalı bağımsız bölüm davacı adına tescil ettirilmemiş, ferdileşme davalı … adına yapılmıştır. Taşınmaz tahsis tarihinden itibarende davacının kullanımındadır.
Taraflar arasındaki 26.08.2003 tarihli inşaat sözleşmesine göre, arsa sahibinin daireleri eksiksiz ve tam olarak teslim edildiğinde, 64 adet dairenin tapuları yükleniciye veya kooperatif yönetim kurulunun göstereceği ortaklara verilecektir. Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede; yüklenici SS … KYK’in, diğer kooperatif yetkililerine, kendisine düşen taşınmazları tescilini istediği şahısları (üyeleri) bildiren yazılı bir talebi olmadığı belirlenmiştir. Bu durumun aksini iddia eden SS … KYK’de, iddiasını teyit eden herharangi bir delil sunmamıştır. Buna mukabil, arsa maliki kooperatif, … Noterliği’nde düzenlenen 21.07.2010 tarihli vekaletname ile ferdileşme işlemini yapmaya, tapu senetlerini vermeye, tapuyu tescil ettirmeye, yöneticilerinden … (denetçi) ve …’ yı vekil tayin etmiş; 05.08.2011 tarihli vekaletname ile de …, …’ı vekil tayin ettiği görülmüştür. Bu vekillerde, arsa maliki kooperatifin bir taşınmazı ile yüklenici kooperatifin 29 adet taşınmazını, kooperatif üyeleri adına ( kur’a tutanağında yada peşin bedelli üyelik tahsisinde bildirilen üyeye) değilde, kooperatif ortağı olmayan üçüncü şahıslar adına tescil ettirmişlerdir.
Davalı kooperatifler kendilerine düşen bağımsız bölümlerden bir kısmının tapusunu ferdileşme neticesinde ortaklarına devretmişlerdir. Davalılardan SS … KYK 35 adet taşınmazını ortaklarına devretmiştir. Bunun haricinde 29 adet bağımsız bölümün tapusuda yukarıda açıklanan ferdileşme işlemi sırasında, kooperatif ortakları haricinde üçüncü sahıslara devredilmiştir.
Davalı SS … KYK yöneticilerinden (olay tarihinde denetçidir) …’ın intihar ederek vefat etmesi neticesinde bu kooperatifin üyelerine tahsis ettiği taşınmazların tapusunun ortak olmayan üçüncü şahıslara verildiği iddia edilerek mahkemizde 30 dan fazla dava açıldığı, bu intihar olayı ile anılan tasarrufların hak sahibi olan üyelerce öğrenildiği anlaşılmıştır. Mahkememizde üyelerin açtığı diğer dosyalarda (2012/245, 2012/247E gibi) dinlenen tanıklar bu durumları belirtmişler ve …’ın emlak bürosunun bulunduğunu, …’ün de burada çalıştığını gördüklerini bildirmişlerdir. Konutları üçüncü kişilere devredilen üyelerin ve S.S. … KYK’in yaptığı şikayetler üzerine başlatılan hazırlık tahkikatlarında da ve devamında açılan ceza davasında kooperatifin eski yöneticileri ve üyeleri olan tanıklarda özetle, intihar eden …’ın S.S. … KYK adına ferdileşme işlemlerini takip ettiğini, tapuların ücüncü şahıslara devredildiğini intiharla birlikte öğrendiklerini, bu şahısın …’dan yüklü miktarda borç aldığını, borcu ödeyemeyince intihar ettiğini bildirdikleri görülmüştür.
e-imza e-imza

Nizalı taşınmazın adına ferdileştirildiği …’in kooperatifte birden ziyade üyeliğinin bulunduğu, ferdileşmenin yapıldığı gün taşınmazı diğer davalı …ye 88.000-TL ye sattığı, taşınmazı satın alan …’nin kızının ise anılan tarih itibariyle bankadan hesabından para çektiğine ilişkin belgeleri dosyaya sunduğu, mahallinde yapılan keşifte nizalı taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 145.000-TL ettiğinin belirlendiği görülmüştür.
Tüm bu tespitler ve alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; kooperatif üyelerine düşen bağımsız bölümlerin mal sahibi S.S. … KYK’in verdiği vekaletnameye istinaden vekilleri tarafından sahtecilik yapılarak ve hileli şekilde üye olmayan üçüncü şahıslara devredildiği, hak sahibi üyeler adına tescil yapılmadığı, bu devrin iki kooperatif arasındaki sözleşmeye de aykırı olduğu belirlenmiştir.
Yargtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; somut olayda, davacı, davalı yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi üyeliğini 10.06.2006 tarihinde davalı …’den devralmıştır. Davalı arsa sahibi T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi, dava konusu bağımsız bölümü, yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’ne ya da kendisini kur’a ile tahsis yapılan davacıya devretmesi gerekirken, yüklenici kooperatifin izin ve onayı olmadan ferdileşme işlemi ile 05.04.2011 tarihinde davalı …’e devretmiştir. Davacıya üyelik devreden ve aynı zamanda bağımsız bölümün adına tescili tarihi itibariyle davalı yüklenici T.H.S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olan davalı …’in, bu bağımsız bölümün kur’a ile davacıya tahsisli olduğunu ve davacının uzun süredir bu bağımsız bölümde oturduğunu bildiğinden ya da bilmesi gerektiğinden, iyiniyetli olarak kabulü mümkün olmayıp, bu nedenle adına yapılan tescil yolsuzdur.
Burada, üzerinde durulması gereken …’den bağımsız bölümü devralan davalı …’nin iyiniyetli olup olmadığıdır.
Hukukumuzda kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse, iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.
Belirtilen ilke, TMK’nun 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde hükme bağlanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz ” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
Davalı …, ferdileşme yoluyla 05.04.2011 tarihinde devraldığı bağımsız bölümü aynı gün davalı …’ye devretmiştir. Bu tarihte bağımsız bölümde davacının oturduğu sabittir. Basit bir araştırma ile bu konutun davacı adına tahsisli olduğunun ve hali hazırda konutta davacının oturduğunun anlaşılması mümkün olup, davalı …, gezip görmeden devraldığı bu konutun, bu kez üçüncü bir kişiye satışı için 26.06.2012 tarihinde kızına vekalet vermiştir. Tapuda aynı gün yapılan devirler, konutta devir tarihi itibariyle davacının ikamet ediyor olması, konutun gerçek değeri ile tapuda gösterilen değer arasında büyük fark bulunması, konutun hiç görülmeden alınmış olması ve kısa sayılabilecek bir sürede konutun yeniden devri için vekalet verilmiş olması olguları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı …’nin iyiniyetli olarak kabul edilmesi ve bu nedenle tapu siciline güven ilkesinden yararlanması mümkün olmayıp, iktisabının korunmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, davacının terditli taleplerinden ilki olan tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının tapu iptali ve tescil davasının KABULÜNE,
Dava konusu Ankara ili … ilçesi … Mahallesi … ada .. parsel sayılı taşınmazda B Blok 6.kat 25 nolu konut niteliğindeki bağımsız bölümün tapu kaydının İPTALİ ile iptal edilen bağımsız bölümün … T.C. Kimlik Nolu davacı … adına tapuya KAYIT ve TESCİLİNE,
Hüküm özetinin … Tapu Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
2-Alınması gereken 9.563,40TL karar ve ilam harcından peşin alınan 545,50TL, ıslah yolu ile alınan 1.878,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.139,55TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/222 esas, 2016/250 karar, 2016/107 harç nolu Harç Tahsil Müzekkeresinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 545,50TL peşin harç, 1.878,55TL ıslah harcı, 21,15TL başvurma harcı ve 3,10TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.448,30TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 17.250,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 700,00TL bilirkişi ücreti, 307,70TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.007,70TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davalılara iadesine,
6-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/09/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza