Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/31 E. 2020/501 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/31 Esas – 2020/501
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/31 Esas
KARAR NO : 2020/501

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacağı Zamanaşımına Uğramadığının Tespiti
DAVA TARİHİ: 13/01/2020
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
K. YAZIM TARİHİ: 13/10/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki kapsamında, davalı şirketin keşidecisi olduğu çeki müvekkilin verdiğini, davalının çek bedelini ödememesi üzerine davalı-borçlu aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …E. (Eski Esası…E.) sayılı dosyasında 28/02/2013 keşide tarihli, … Seri Nolu, 53.000,00 TL bedelli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edilmediğini ve kesinleştiğini, takipte kesinleşen miktarın 58.678,62 TL olduğunu, davalı tarafça, icra takibi devam ederken dosyada işlem yapılmadığından icra mahkemesine başvurarak İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …E-…K. Sayılı kararı ile icranın geri bırakılması kararı alındığını, 2004 sayılı Kanun m. 33/a ; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” hükmü gereğince işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, son yasal değişiklik sebebiyle dava şartı olan arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu, öncelikle İzmir Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ancak yetki itirazı ile karşılaşıldığını ve akabinde İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin …E.-…K. Sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiğini, bu yetkisizlik kararı sonrası hemen Ankara Batı Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ve yapılan görüşmeler sonucu tarafların anlaşamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği birtakım işler yapıldığını ve bu işlerin karşılığı olan müvekkilinin alacaklarının, davalı şirket tarafından ödenmediğini, müvekkili tarafında davalı şirket için havalandırma kanalı imalatı ve montajı işlemi yapıldığını, bu hususta davalı tarafından müvekkiline hem çek keşide edildiğini hem de yapılan işe istinaden müvekkili tarafından faturalar kesildiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde de taraflar arasındaki mevcut iş ilişkisi ve davalının müvekkile olan borcunun görülebileceğini, yapılan iş karşılığı müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin bu alacağının TBK madde 146 gereği on senelik zamanaşımına tabi olduğunu, bu sebeple müvekkilinin alacağının zamanaşımına uğramadığını ve icra takibine devam edilmesi gerektiğini beyan ederek, bu hususun tespiti ile İzmir … İcra Müdürlüğünün …E. (Eski Esası …E.) Sayılı dosyasında takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamın Zamanaşımına Uğradığı İddiası” başlıklı 33/a maddesinde;”Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” hükmünün yer aldığını, İcra Hukuk Mahkemesince verilen kararın kesinleştiğine dair kendisine tebligat yapılan tarafın, genel mahkemelerde dava açma süresi ve hangi koşullarda dava açabileceğinin İİK md. 33/a hükmünde açıkça belirtildiğini, işbu tespit davasının İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… E. … K. Sayılı dosyasından verilen kararın kesinleştiğine dair, davacıya yapılan tebligattan sonra, kanunun emrettiği 7 günlük hak düşürücü sürede açılmadığını, ilgili madde kapsamında açılabilecek dava haklarının da ortadan kalktığını, kanunun amir hükmü gereği yasal süre içerisinde açılmayan işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, eser sözleşmesinin, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmeler olduğunu, davacı taraf ile müvekkili arasında akdedilen 25/06/2012 tarihli bir eser sözleşmesi bulunduğunu, zira bu hususun davacı tarafça da dava dilekçesinde ikrar edildiğini, ancak davacının bu sözleşmeyle yükümlendiği imalat ve montajları gereği gibi yerine getirmediğini, ayıplı üretim yaptığını ve eksik ifada bulunduğu için kendisine ödeme yapılmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Beş Yıllık Zamanaşımı” başlıklı 147/6. maddesinde kural olarak eser sözleşmesinden doğan alacakların beş yıllık zaman aşımına tabi olduğunun hüküm altına alındığını, somut olayda, taraflar arasında imzalanan yapım işi sözleşmesinin imza tarihinin 25/06/2012 olduğunu, taraflarınca İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına (yeni esas … sayılı dosyası) karşı İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyası ile takibin taliki davası ikame edildiğini, mahkemece verilen 14/11/2019 tarihli… K. sayılı kararla müvekkili şirket yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, taraflarınca ikame edilen takibin taliki davasının açıldığı tarihte dahi; zamanaşımı süresi olan 5 yıllık süreden çok daha fazla süre geçtiğini, işbu davanın ikame edildiği tarih olan 2020 Ocak ayına ve hatta takibin taliki davasının açılmış olduğu 30 Eylül 2019 tarihine kadar dahi beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dolayısıyla davacının eser sözleşmesine dayalı alacaklarının, (TTK. 147 mucibince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması nedeniyle) zamanaşımına uğradığını beyan ederek, öncelikle süresinde açılmayan işbu davanın usulden ve en nihayetinde esas hakkında tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … E-K. sayılı dosyası, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin …E-K sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, İİK’nun 33/a maddesi uyarınca İzmir … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına konu alacağın zaman aşımına uğramadığının tespiti talebine ilişkindir.
İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile İzmir … İcra Dairesinin … esas (eski esası …) sayılı dosyasının bir sureti getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Davalı taraf, eldeki davanın İİK’nun 33/a maddesinde öngörülen 7 günlük hak düşürücü sürede açılmadığını iddia etmiş ise de; İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleştiğinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde davacı tarafça arabuluculuk sürecine başvuru yapıldığı, sürecin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlayan hak düşürücü süre içerisindeki eldeki davanın açıldığı anlaşılmış ve işin esasına girilmiştir.
Eldeki davada, takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan, çekin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun uygulanması gerekir. TTK’nun 814. maddesine göre çeklerde zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıldır. Aynı Kanunun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmış, 751/2. maddede ise “Zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı şirketin de aralarında bulunduğu borçlular hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 11/03/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu … Ltd. Şti.’ne gönderilen ödeme emrinin 21/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 05/02/2014 tarihinde şirkete ait araç ve taşınmaz kaydının sorgulandığı, bunun dışında herhangi bir icra işleminin mevcut olmadığı, alacaklı vekilinin 10/02/2015 tarihinde borçlu …Şti. yönünden takibi yenilediği ve … Esas numarasını aldığı, takip dayanağı çekin 28/02/2013 tanzim tarihli olduğu ve aynı tarihte bankaya ibraz edildiği belirlidir.
İzmir … İcra Dairesinin … esas (eski esası …) sayılı dosyasında davalı/ borçlu şirket yönünden en son yapılan ve zamanaşımının kesilmesine sebebiyet veren icra takip işleminin 05/02/2014 tarihli araç ve taşınmaz kaydı sorgulama işlemi olduğu, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayısına kayden görülen icranın geri bırakılması talepli davanın ise 30/09/2019 tarihinde açıldığı ve dolayısıyla takibe konu çek bakımından TTK’nun 814. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmıştır.
Diğer taraftan; davalı tarafça dosyaya sunulan 25/06/2012 tarihli sözleşme suretinden anlaşıldığı ve davacı tarafında kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında havalandırma kanalı ve imalatı işine ilişkin eser sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye konu işler nedeniyle davacı tarafından davalı adına düzenlenen 15/08/2012 ve 16/11/2012 faturalara dayalı olarak davacı tarafından İzmir … İcra Dairesinin … esas (eski esası …) sayılı dosyasıyla takibe konulan çekin verildiği, bir başka deyişle taraflar arasındaki temel ilişkinin eser sözleşmesi olduğu ve eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın 2012 yılında doğduğu, 6098 sayılı TBK’nun 147/6 maddesi gereğince eser sözleşmesinden doğan alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımını kesen en son işlemin 05/02/2014 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayısına kayden görülen davanın açılış tarihi olan 30/09/2019 tarihi itibarıyla bu beş yıllık zamanaşımı süresinin de geçmiş olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, İzmir … İcra Müdürlüğünün… esas (eski esası …) sayılı dosyasına konu alacağın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 708,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 654,39 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/10/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı