Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/288 Esas – 2021/224
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/288 Esas
KARAR NO : 2021/224
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 03/05/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; tacir sıfatını haiz müvekkilinin; tahıl, bakliyat, yağlı tohumlar ve yem sektöründe hububat alım satımı ticari faaliyeti yürütmekte olup, davalı şirket ile müvekkili arasında bazı hububatların davalıya satımı, bedellerinin ise müvekkiline ödenmesi konusunda bir satım sözleşmesi kurulduğunu, sözleşme uyarınca üzerine düşen tüm yükümlülüklerin müvekkilince sözleşme çerçevesinde yerine getirilerek mal/hizmet tesliminin davalıya gerçekleştirildiğini, bu nedenle de tüm yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili tarafından sözkonusu işe göre faturalar tanzim edilmiş olup, bu kapsamda 09.11.2018 tarih, … no, 214.450,07 TL toplam bedelli ve 12.11.2018 tarih, … sıra no, 83.242,18 TL toplam bedelli faturalar tanzim edilerek davalının borçlandırıldığını, bu şekilde taraflar arasında bir açık/cari hesap meydana geldiğini, ne var ki, müvekkilinin sözkonusu sözleşme, fatura ve cari hesaba dayalı alacağından bakiye 87.692,00 TL (fazlaya ilişkin haklar saklıdır) davalı tarafından bu zamana dek ödenmemiş olup, ödenmesi yönünde herhangi bir yaklaşımda da bulunulmadığını, müvekkilinin davalı şirketten izah edilen ticari ilişki kapsamında sözleşmeden, tanzim edilen faturalardan/cari hesaptan kaynaklı olarak bakiye alacağı bulunmakta olup, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmamasının herhangi bir haklı nedene dayanmadığı yargılama kapsamında da sübuta ereceğini, aradaki ilişki kapsamında müvekkilinin davalı borçludan sözleşme, fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak bakiye alacağı bulunmakta olduğundan eldeki davanın ikamesi zorunlu hale geldiğini, aradaki ilişki kapsamında müvekkilinin davalı borçludan sözleşme, fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak bakiye alacağı bulunmakta olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, şimdilik 87.692,00 TL’nin, davalı hakkında dava konusu alacağa dair başlatılan takip tarihi olan 01.03.2019 tarihinden, mahkeme aksi kanaatle hareket edecekse dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı taraf aleyhinde asıl alacağın %20 ‘si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı şirket tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Davalı şirkete ait ticaret sicil kaydı, davacıya ait ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları, Konya …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların 2018 yılı BA-BS formları, davacı şirket kayıtlarının incelenmesi bakımından talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan 29/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ticari satım sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yan hububat alım-satım ticari faaliyeti kapsamında davalı yana bazı hububatların satımını ve teslimini gerçekleştirdiğini, hububat satım ve teslimi sonrasında 09/11/2018 tarihli 214.450,07TL bedelli ve 12/11/2018 tarihli 83.242,18TL bedelli fatura tanzim ettiğini, taraflar arasındaki fatura alacağından bakiye 87.692,00TL’nin kaldığını ve davalı tarafça ödenmediğini iddia ederek işbu davayı açmıştır. Davalı tarafından ise usulüne uygun tebliğe rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığından davalı yanın savunması tespit edilememiştir.
Tarafların 2018 yılına ait Ba-Bs formları HMK m.221 uyarınca ilgili vergi dairesinden istenilerek dosyaya kazandırılmıştır.
Davalı yana çıkartılan ihtaratlı davetiyeye rağmen davalı yan ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı gibi adresini de bildirmediğinden yalnızca davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesine yasılan talimat ile davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı tarafın 2018 ve 2020 yıllarının incelenen dönemlerine ait ticari defterlerinin e-defter beratlarının yasal süresi içerisinde onaylandığı, davalı tarafın ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğu ve yürürlükteki muhasebe uygulamalarına uygun olduğu nedenleriyle HMK. 222. maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların davacı tarafın ticari defterlerine “açık satış” olarak kaydedildiği, davacı tarafın 2018 yılında davalı tarafa yaptığı satışlara ilişkin bilgileri yasal süresi içerisinde 21.12.2018 tarihinde form BS ile Gelir İdaresine bildirdiği, davacı tarafın 2018 yılı ticari defterlerine yaptığı kayıtlara göre; 2018 yılının Kasım ayında davalı şirkete 297.692,25 TL tutarında mısır satışı yaptığı, bu satışların karşılığı olarak 2018 yılında 210.000,25 TL tahsilat kaydı yaptığı, dava tarihi itibariyle davalı taraftan 87.692,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Fatura düzenlenmesi tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır. Davacı da alacağın varlığının ispatı amacıyla ticari defter ve kayıtlarına dayanmıştır. Davacı yanın ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelenmiş ve kendi kayıtlarına göre alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
HMK m.222/3 “Davacının ticari defter ve kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” şeklindeki yasal düzenleme uyarınca davalı yana çıkartılan “Ticari defterler sunulmadığı takdirde HMK’nun 222. maddesi kapsamında davacı yanın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olması halinde davacı lehine değerlendirileceği hususunun ihtarına” şeklinde ihtar içerir tebligata rağmen davalı yanın defter ve kayıtları incelenemediğinden davacı yanın kayıtları davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Ayrıca davalının 2018 yılına ait Ba formunda davacıdan iki adet belge kapsamında toplamda 294.744,00TL tutarında mal alım beyanında bulunduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıya düzenlenen iki adet fatura ile bazı hububatların satımını gerçekleştirdiği, davalının 2018 yılına ait Ba formundaki beyanından da fatura ile satımı yapılan malların davalıya teslim edildiği ve davalı tarafça beyanda bulunularak kayıtlarına işlediği, davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının iki adet faturadan kaynaklı alacağından 87.692,00TL bakiye alacağının bulunduğu ve bu alacağın ödendiği yönünde ispatlanmış bir iddianın da bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı yan Konya …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip tarihi itibariyle davalının temerrüte düşürüldüğünden bahisle takip tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de, gerek takibin dayanağı olarak 28/02/2019 tarihli cari hesap alacağının gösterilmiş olması gerekse takip çıkışının 90.000,00TL olması sebebiyle davalının işbu davanın dayanağı olan iki adet fatura alacağından kaynaklı olarak temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 87.692,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 5.990,24 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.497,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.492,67 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.497,57TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.559,77 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2019 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 60,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.060,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi gereğince takdir ve hesap edilen 12.199,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/04/2021
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı