Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/287 E. 2020/589 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/287 Esas – 2020/589
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/287 Esas
KARAR NO : 2020/589

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : MADDİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 17/10/2016
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
K. YAZIM TARİHİ: 15/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili; 15/08/2014 tarihinde …’e ait … plakalı aracı, dava dışı …’in kullandığı sırada meydana gelen trafik kazası sonucu yolcu konumundaki …’ün vefat ettiğini, … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketinin … nolu sigorta poliçesi ile yapıldığını, vefat eden …’ün çocukları olan davalılar … ve …’nun özürlü olmaları hasebiyle babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını, davalının olay sebebiyle sorumlu olduğunu, davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun varsa mevcut ve muhtemel zincirleme sorumlular yönünden müteselsil mesuliyete dayandıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müteveffanın çocuklarının her biri için 500,00’er TL (Toplam:1.000,00 TL) tazminatın olay tarihi olan 15/08/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davalı …’nun kaza tarihi itibarıyla evli olduğunu, bu nedenle babasının vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmesinin hukuken ve yerleşik Yargıtay kararlarınca mümkün olmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde davacıların özürlü olması dolayısıyla destek aldıkları belirtilmişse de sunmuş oldukları delillerin arasında ve dosya mahiyetinde bununla ilgili herhangi bir belge bulunmadığını, bu nedenle destekten yoksun kalındığından bahsedilemeyeceğini, davacı …’ün Sigorta Tahkim Komisyonuna destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili olarak yaptığı başvurunun destek zararının bulunmadığı kanaati ile reddine karar verildiğini ve anılan hükmün süresinde temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, anılan davacı açısından kesin hüküm var olduğundan davanın reddinin gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/703 esasına kayden açılan dava dosyası, aradaki bağlantı nedeniyle 2016/110 esas sayılı dosya ile birleştirilmiş, yargılamaya 2016/110 esas üzerinden devam olunmuştur.
Yargılama sırasında davacıların ekonomik ve sosyal durumları ilgili kolluk birimlerine müzekkere yazılarak tespit edilmiş, müteveffanın desteğinden faydalandıklarına ilişkin gösterdikleri tanıkların beyanlarına başvurulmuştur.
Yargılama neticesinde Mahkememizin 31/05/2018 tarih 2016/110 esas 2018/373 karar sayılı ilamı ile davacılar … ve … yönünden birleşen davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 04/06/2020 tarih … esas 2020/646 karar sayılı ilamıyla ve “…Dava konusu olayda kaza 15.08.2014 tarihinde meydana gelmiş, birleştirilen dava 17.10.2016 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde davalı sigorta şirketine başvurduklarını belirterek sigorta şirketine başvuru dilekçesini dosyaya sunmuş ise de dilekçe içeriğinden ve sigorta şirketinin cevabından hangi davacı için başvurulduğu anlaşılamadığından, mahkemece birleştirilen dosyada davacılar vekili tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığı iddia edildiğinden davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurulduğuna dair belgelerin ve tebliğ evraklarının dosyaya ibrazının sağlanması, dava açılmadan önce başvuru yapılmamış ise Yargıtay …. Hukuk Dairesinin de kabulünde olduğu gibi 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde belirtilen başvuru zorunluluğunun HMK.nın 115/2. Maddesine göre eksik olan dava şartı belirli bir süre verilerek giderilebilecek olduğundan davacı tarafa eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi, bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi, dava şartının yerine getirilmesi halinde ise davaya devam edilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, gönderilen dava dosyası, mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda davacılar vekiline 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi gereği davalı sigorta şirketine başvuru yapmak ve buna dair belgeler ile tebliğ evrakını dosyaya sunmak üzere süre verilmiş, davacılar vekili tarafından sunulan 16/11/2020 tarihli dilekçe ekinde, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya ilişkin 23/09/2020 tarihli dilekçe ve tebliğ evrakının dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan deliller, benimsenen 06/04/208 tarihli bilirkişi raporu ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların müteveffanın oğlu ve kızı olduğu, davacı …’ün kaza/ölüm (15/08/2014) tarihinde 39 yaşında olup, 17/09/1994 tarihinden itibaren sigortalı olarak çalıştığı, kaza tarihinde … Genel Müdürlüğünde memur olarak çalışmasını sürdürdüğü, en son sigortalı çalışmasının 2016 yılı 1. ayına kadar devam ettiği, daha sonra malulen emekli olduğu ve emekli aylığının bulunduğu, annesiyle birlikte babasına ait evde ikamet ettiği, hakkında düzenlenen 01/02/2012 ve 18/02/2013 tarihli raporlara göre depresyon teşhisine bağlı olarak % 40 oranında özürlü olduğu tespitinin yapıldığı, adı geçen davacının gerek rapor tarihilerinde gerekse kaza tarihinde fiilen çalışmakta olduğu ve gelir elde ettiği, bir başka deyişle özür durumunun çalışmasına ve gelir elde etmesine engel teşkil etmediği, olay tarihindeki yaşı itibarıyla destek alma yaşını aşmış olduğu, müteveffa ile birlikte ikamet etmesinin destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesini haklı kılmayacağı; benzer şekilde, kaza/ölüm tarihinde 36 yaşında olup, 10/07/1997 tarihinden itibaren evli ve iki çocuğu bulunduğu anlaşılan davacı …’nun kaza tarihinde … Devlet Hastanesinde sigortalı olarak çalıştığı, her ne kadar hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporlarında % 37, % 33 ve % 43 oranında sürekli özürlü olduğu tespiti yapılmışsa da, raporların kaza/ölüm tarihinden sonraki tarihlere ilişkin olduğu, kaza/ölüm tarihinde davacının fiili çalışmasını sürdürdüğü ve gelir elde ettiği, buna göre davacı …in psikiyatri, kardiyoloji vb. teşhislere istinaden tespit edilen özrünün çalışma ve gelir elde etmesine engel teşkil etmediği, davacının geçimini eşi ile birlikte sağladığı, eşinin çalışarak gelir elde ettiği ve ayrıca kira gelirinin de bulunduğu anlaşılmakta olup, davacının kaza tarihindeki yaşı ve medeni durumu itibarıyla destek alma yaşını aştığı, tespit edilen özür durumunun çalışma ve gelir elde etmesine engel teşkil etmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları kabul edilemeyecek davacıların davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan; davacı … tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olarak işbu dava öncesi 21/05/2015 tarihinde davalı sigorta şirketi aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulduğu, 18/01/2016 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonunca, kaza tarihi itibarıyla destek zararının bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği, uyuşmazlık hakkında verilen hakem karara karşı itiraz yoluna başvurulmakla birlikte harcı ikmal edilmediğinden itirazın reddedildiği ve kararın kesinleştiğinin belirlendiği, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-i maddesinde “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” nın dava şartı olarak öngörüldüğü, 115/2. maddesinde ise dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde mahkemece davanın usulden reddine karar verileceğinin hükme bağlandığı, bu duruma göre Mahkememizce, Sigorta Tahkim Komisyonu kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği gözetilerek, davacı … tarafından maddi tazminat talepli olarak açılan davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince usulden de reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 500,00 TL vekalet ücretinin ise davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar … ve …’ün yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/11/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza