Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/282 E. 2021/689 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/282 Esas – 2021/689
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/282 Esas
KARAR NO : 2021/689

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :25/11/2019
KARAR TARİHİ:23/09/2021
K.YAZIM TARİHİ:19/10/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı ile müvekkilinin karşılıklı olarak ticaret yapmakta olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten malzeme satın aldığını, bu malzemelerin karşılığını ödemiş olmasına rağmen davalının malzemeleri göndermediğini, bu hususun ekte sunulan cari hesap ekstresinden anlaşılacağını, bunun üzerine 24.07.2019 tarihinde müvekkili tarafından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 06.08.2019 tarihli dilekçesi ile söz konusu borcun var olmadığından bahisle takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, söz konusu iddia ve borca yapılan itirazın yalnızca tahsilatı geciktirmeye yönelik olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde, borcu bulunmadığına dair hiçbir somut delil sunmadığını, herhangi bir açıklamada bulunmadığını, davalının itirazının tamamen kötü niyetli olduğunu, borcun ödemesini geciktirme ve müvekkilinin alacağının tahsilini güçleştirmek amacına yönelik olduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişki mevcut olduğunu, dilekçe ekinde sunulan faturalardan bu durumun açıkça görüleceğini beyan ederek, Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine haksız itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı tarafın, müvekkili şirketin davacıya fatura kestiğini ve bu fatura bedellerinin davacı tarafça ödenmesine rağmen faturaya konu malların teslim edilmediğini iddia ettiğini, taraflar arasında uyuşmazlık konularının; tarafların bir ticari ilişkisinin olup olmadığı haliyle davalıca bir fatura kesilip kesilmediği, eğer bir ticari iş ilişkisi sebebiyle davalıca kesilmiş bir fatura var ise bu faturaya konu malların bedellerinin davacı tarafından ödenip ödenemediği, eğer ödenmişse malların teslim edilip edilmediği, akabinde davacının davalıdan iddia ettiği gibi bir alacağının olup olmadığının tespiti olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında ne geçmişte nede günümüzde herhangi bir ticari ilişkinin olmadığını, haliyle müvekkili tarafından ne davacıyı muhatap alarak kesilmiş bir fatura ne de davacıdan müvekkile gönderilmiş bir bedel bulunmadığını, tarafların ticari defterinin incelendiğinde gerçeğin ortaya çıkacağını, lakin taraf ticari defterlerin dahi incelenmesine gerek olmadığını, nitekim davacının dilekçe ekinde sunmuş olduğu sözde delillere dahi mevcut durumun aşikâr şekilde ortada olduğunu, davacının dayanak olarak sunmuş olduğu faturaların müvekkili şirketçe kesilen faturaların muhatabının davacı olmayıp, başka bir şirket olduğunu, işbu faturaların dava dışı farklı bir şirkete kesilen faturalar olduğunu, muhatabı olmadığı halde işbu faturalara istinaden, onaylanmamış, tarafların isimleri dahi net olarak anlaşılmayan herhangi bir vergi numarasının ve alacaklının ismi dahi tam olarak yazılmayan cari hesap sunulduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari işin olmadığını, haliyle herhangi bir alacak verecek ilişkisinin de bulunmadığını, davacı tarafça kendilerinin muhatap alınarak müvekkili tarafından kesilen bir fatura alacağında sunulmadığını, dolayısıyla müvekkiline ödenen bir miktarda bulunmadığını, davacı tarafından bu konuya ilişkin herhangi bir dekontunda sunulmadığını beyan ederek, haksız davanın reddine, icra takibinin iptalini, davacının kötü niyeti aşikâr olduğundan asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, tarafların 2018-2019 yıllarına ait BA-BS formları, 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; ücreti ödenerek satın alındığı iddia edilen malların teslim edilmemesi sebebiyle ödenen ücretin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla cari hesap alacağına dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 06/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 06/08/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarında geçmişten gelen ticari bir ilişki olduğunu, davalıdan malzeme satın aldığını, ücretini ödediğini, ancak malzemelerin davalı tarafça teslim edilmediğini iddia ederek ödemiş olduğu malzeme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı yan ise, davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, kesilen faturaların dava dışı bir şirkete kesildiğini, davacı ile ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davacı yan dava dilekçesi ekinde, davalı tarafça dava dışı …Tic. Ltd. Şti. adına kesilen fatura suretlerini ve yine dava dışı şirkete ait cari hesap ekstresini sunmuştur. Ancak davacı şirket ile dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’nin birbirinden bağımsız ayrı tüzel kişilikleri bulunan şirketler olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine açıklayıcı beyanda bulunmak üzere davacı yana süre verilmiş, davacı vekili 26/04/2021 tarihli beyan dilekçesiyle, karışıklığın yanlış belgelerin dava dosyasına sunulmasından kaynaklandığı beyan edilmiştir. Davacı ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin unvanlarının birbirine yakın olması ve takip talebinin ekine doğru belgelerin eklenmiş olması sebebiyle yanlış evrakların dosyaya sunulmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı kanaatine varılarak daha sonra sunulan belgeler dosyaya delil olarak kabul edilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2018-2019 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Davacı vekiline, ön inceleme duruşmasında davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların sunulması, sunulamayacak boyutta olması halinde adresinin bildirilmesi için kesin süre verildiği ve kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, ancak ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden yalnızca davalının defter ve kayıtları üzerinde ve dosya kapsamına göre bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, davalı … A.Ş.’ne ait ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; dava dışı …. Tic. Ltd. Şti. ile olan ticari ilişkilerinin “…” kodlu hesapta takip edildiği, buna karşılık davacı … Tic. Ltd. Şti. adına tanımlanmış bir hesap bulunmadığı gibi taraflar arasında ticari ticari ilişki kaydına da rastlanılmadığı, davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün 26.07.2019 E. sayılı dosyası ile davalı…. A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 26.07.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığı belirtilmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu tespit ve takdir edilerek rapor hükme esas alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı şirket arasında davacı yanın iddia ettiği şekilde bir ticari ilişkinin tespit edilemediği, davalı defter ve kayıtlarında davacı ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, ancak dosyaya sunulu bulunan muavin defter kaydında davalıya yapıldığı iddia olunan ödemelerin kayıtlı olduğu, davacı muavin defter kaydı ile davalı kayıtlarının örtüşmemesi ve davacının kayıtlarının usulüne uygun tutulup tutulmadığının denetlenememesi sebebiyle tek taraflı olarak tutulan davacı kayıtlarına itibar edilemeyeceği, dosyaya kazandırılan taraflara ait Ba – Bs formlarının incelenmesinde de herhangi bir bildirimin bulunmadığı, ödemelere ilişkin 3 adet dekont sureti dosyaya sunulmuşsa da dekontların ikisinde herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, yalnızca birinde “… ödemesi” açıklamasının bulunduğu tespit edilmiştir.
TBK’nın 207. maddesinin birinci fıkrasında “Satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanan satış sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir ve satış bedelinin ödenmesi zamanına göre peşin, vadeli, taksitli yahut ön ödemeli sözleşmeler olarak tasnif edilebilirler. Anılan 207. maddenin ikinci fıkrasına göre “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Buna göre kanun koyucu satışa konu malın alıcıya teslimi ile birlikte, bedelinin peşin olarak satıcıya ödendiği yolunda bir karine kabul etmiştir. Somut olayda davacı bedelin daha önce ödendiğini iddia etmekte, ancak sözleşmeye konu malın ne olduğu konusunda bir beyanda bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre davacı yan ticari ilişkiyi, alım – satım ilişkisini ispatlayamamış, satıma konu malın ne olduğu konusunda bir beyanı da bulunmadığından kapı kaşık ödemesi açıklaması, tek başına satım sözleşmesinin varlığını ispata yarar bulunmamıştır. Buna göre davacı yan ticari ilişkiyi ispatlayamadığından ve dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı yanın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 152,27TL harçtan mahsubu ile artan 92,97TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2019 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/09/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı