Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/25 E. 2020/321 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/25 Esas – 2020/321

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/25 Esas
KARAR NO : 2020/321
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali ( Zamanaşımına uğrayan bonodan doğan alacak istemli)
DAVA TARİHİ : 10/01/2020
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
K.YAZIM TARİHİ : 16/07/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında alacak ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkiline olan borcuna karşılık 20/12/2015 tanzim tarihli 10/01/2016 vade tarihli 11/01/2016 faiz başlangıç tarihli 9.000,00 TL bono keşide edildiğini, davalı tarafından sürekli olarak borcun ödeneceği yönünde vaatler verilmiş olup müvekkilini oyalanmış ve iyiniyetli olarak davalının borcunu ödemesinin beklendiğini ve bu süreçte bonoya yönelik istem hakkının zamanaşımına uğradığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı taraftan yapmış olduğu bu ödemeye istinaden hiçbir ödeme almaması karşısında söz konusu tutarın tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının 30/01/2018 tarihinde icra takibine alacağın aslına, faize ve tüm ferilerine müvekkili yönünden de itiraz ettiğini ve bunun sonucunda icra takibini durdurduğunu, davalının söz konusu borçtan sorumlu olduğunu, takibe itiraz dilekçesindeki borca yönelik iddiasının haksız açıkça kötüniyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, icra takibinin devamına, kötüniyetli davalının %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; göreve ilişkin ilk itirazlarını bildirmekle, müvekkilinin, 2015 yılında davacı … ve babası … tarafından işletilen … adlı şirketten … plakalı aracı kiraladığını, müvekkilinin davalıya ait aracı kullandığına dair kendi beyanlarını içerir 15/05/2016 tarihli ve … olay numaralı Asayiş Büro Amirliğinin bilgi alma tutanağı bulunduğunu, davacı yanın ve babasının, müvekkilinin kira bedelini ödememesi durumunda kullanılmak üzere 20/12/2015 düzenleme ve 10/01/2016 ödeme tarihli boş senedi müvekkile imzalattığını, müvekkilinin aracın davacıya teslimi esnasında kiralama bedelini davacıya elden ödediğini, davacının borcun ödenmiş olduğu tarihten üç yıldan fazla süre geçtikten sonra boş senedi doldurduğunu ve takibe dayanak yaptığını, ayrıca istenilen miktarda yerinde olmayıp, temerrüt hali söz konusu olmadığından faiz talebinin de yanlış olduğunu beyan ederek, davanın öncelikle usulde, kabul görmezse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; zamanaşımına uğramış bonodan dolayı doğmuş alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu resen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; borç ilişkisi nedeniyle düzenlenen ve ibraz süresi geçmiş olan çek nedeniyle davacı hamil tarafından genel haciz yolu ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiştir. Mahkememizce, ilgili vergi dairesi ile yapılan yazışma sonucunda davalının ticari faaliyetinin bulunmadığı tespit edilmiş ve ticaret sicil müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Dava, dava konusu senet kambiyo senedi niteliğinde olmadığından mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan davanın, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/07/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı