Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2020/202 K. 16.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/217 Esas – 2020/202
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/217 Esas
KARAR NO : 2020/202

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2020
KARAR TARİHİ:16/04/2020
K.YAZIM TARİHİ: 16/04/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili kooperatif ile davalı müteahhit … arasında 25/07/2017 tarihinde, kaba inşaatı bitmiş olan kooperatifin ince işlerinin, çevre duvarlarının ve düzenlemesinin yapımı işine ilişkin olarak eser sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmede taahhüt ettiği işlerden toplam on üç kalem işten sadece üç kalemini tamamladığını, bir kalem işi ağır kusurlu imalat olarak yaptığını, geri kalan ve taahhüt ettiği işlerin büyük bölümünü oluşturduğu dokuz kalem işe ise haksız ve hukuksuz olarak hiç başlamadığının tespit edildiğini, davalının sözleşme süresinin sonuna kadar işleri bitireceğini taahhüt ettiğini, yer tesliminden sonra yüklenici taahhüt ettiği işlerden şap, alçı ve mantolama işleri dışında hiç bir işi yapmadığını, yaptığı işleri de uygun yapmadığını, bu durumun Ankara Batı … Sulh Hukuk Mahkemesinin 11/02/2020 tarihli ve … değişik iş sayılı tespit dosyası ile tespit edildiğini, davalı yüklenicinin sözleşme süresinin sonundan üç ay sonraya vadeli senet aldığını, davalının bu senetler yönünden icra takibi başlatarak, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında kooperatif üyelerinin daireleri üzerine haciz koydurduğunu, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan haciz sonucu kooperatifin dört dairesinin satışa çıkarıldığını, iş bu dava süresince satışa çıkarılan dairelerin satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasını, davalının sözleşmeye aykırı olarak eksik ve ayıplı iş yaptığını, bu sebeple müvekkili kooperatifin uğradığı zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı …’dan alınarak müvekkili kooperatife iadesine, davalıya devredilen iki dairenin üçüncü kişilere satışının engellenmesi için A Blok 8 nolu daire üzerine tedbir konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Dava; eser sözleşmesi uyarınca alacak istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 09/04/2020 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması, ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia, fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124/1 maddesinde “Kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “Şahıs şirketleri” ve “Sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bu düzenlemelere benzer hükümler, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nda da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasında, yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere; davacı yapı kooperatifi tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/04/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza