Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/209 E. 2021/133 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/209 Esas – 2021/133
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/209
KARAR NO : 2021/133

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
K.YAZIM TARİHİ : 05/03/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; üyesi olduğu davalı kooperatifin 2015 yılı olağan genel kurulunda, kooperatifin inşaatı devam etmekte olan B1 blokta hissesi bulunan 20 üyeye daireleri bitirilip teslim edilinceley kadar kira yardımı ödenmesi kararı aldığını, sonraki 2016, 2017 ve 2018 yıllarında da ödemenin devamı kararı alındığını, 30.06.2019 tarihinde yapılan son genel kurulun 5. maddesinde kira yardımının durdurulmasına karar verildiğini, tarafından karara muhalefet şerhi konulduğunu, verilen kararın iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu ve kazanılmış hakkında ihlali netiliğinden olduğunu belirterek, davalı kooperatifin 30.06.2019 tarihli olağan genel kurulu tarafından oluşturulan gündemin 5. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı kooperatif mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kooperatife ait taşınmazlar üzerine yapılan inşaatlardan bir parselin inşaatının tamamlanmadığını, bir kısım üyelerinin dairelerinin alması nedeniyle, hak kaybına sebebiyet vermemek adına inşaatı tamamlanmayan parselde hak sahibi bulunan üyelere kira yardımı ödenmesi hususunda kararlar alındığını, bu kararların her yıl değerlendirildiğini, gelinen safhada davacının da bağımsız bölümünün bulunduğu inşaatın tamamlanmak ve teslim edilmek üzere olduğu, ayrıca davacıya teslim edilecek bağımsız bölümün imalatı ve özellikleri dikkate alındığında daha önceki üyelere teslim edilen dairelerden asgari %30 daha değerli duruma geldiği, bağımsız bölümleri geç teslim alacak üyelerin zararlarının kalmadığının anlaşılması üzerine 2019 yılında yapılan genel kurulda kira yardımının sonlandırılmasına karar verildiğini, alınan kararın yasal ve üyeler arasındaki eşitlik ilkesine uygun olması sebebiye davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davalı kooperatifin Ticaret Sicil kayıtları, 30.06.2019 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli ve gündemi gösterir belgeler, 19/01/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 16/10/2019 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile; “davacının davasının reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 11/03/2020 tarihli ve … esas, … sayılı ilamında; “İlk derece Mahkemesince; davalı tarafın savunmasının yerinde olup olmadığı ve alınan kararın 1163 sayılı Kanunun 23. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği belirtilerek, bilirkişi ücretini yatırmayacağını belirten davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 266/1. maddesi, “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda, bilirkişiye başvurulamaz.” hükmünü içermektedir. İlk derece Mahkemesince; dava dilekçesinde belirtilen ve kira yardımı ödemelerinin başlatılmasına karar alınan 13.06.2015 tarihli, ayrıca 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin genel kurul kararları getirtilerek, davacının, alınan kararın kazanılmış haklara aykırı olduğuna ilişkin iddiaları değerlendirilebilir. Öte yandan, İlk derece Mahkemesince, davalının, davacıya teslim edilecek dairelerin asgari %30 daha değerli duruma geldiği savunması, anasözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesap aşaması ile ilgili düzenleme dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yapılmaksızın değerlendirilip, sonuca bağlanabilir. Yine, davacıya tahsis edilen dairenin teslim edilip edilmediği, hangi tarihte teslim edileceği hususları da bilirkişi incelemesi yapılmaksızın belirlenebileceği gibi sonucuna göre alınan kararın Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olup olmadığı takdir ve tespit edilebilir. Buna göre İlk derece Mahkemesince, tarafların iddia ve savunmalarının, genel bilgi ve tecrübeyle, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgiyle çözümlenebileceği gözetilerek, tarafların iddia, savunma ve delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 266. maddesi hükmüne aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 353/(1)-b.2, maddesi, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlemesini; 353/(1).b.3. maddesi ise, yargılamada bulunan ve tamamlanabilecek nitelikteki eksikliklerin tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında karar verileceği düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, İlk derece Mahkemesince, uyuşmazlığın esası hakkında hiç bir hukuki değerlendirme yapılmamış olduğu, tarafların delillerinin bu kapsamda tartışılıp değerlendirilmemiş olduğu, bir başka anlatımla maddi ve hukuki denetime elverişli bir hüküm bulunduğundan söz edilemeyeceği görülerek, anılan hükümler doğrultusunda işlem yapılmamıştır. Bu durumda Dairemizce, davacının istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, esasını incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir..” denilerek mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE :Talep, davalı kooperatif genel kurulunda alınan 30/06/2019 günlü 5 nolu kararın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin 2018 hesap yılı olağan genel kurul toplantısı yapılmak üzere 30.06.2019 tarihinde saat 09:00’da … Toplantı Salonu Etimesgut/Ankara adresinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisi … … gözetiminde toplanıldığı, genel kurul toplantısı ile ilgili gündemi içeren çağrı mektuplarının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 45. maddesi gereğince ve ana sözleşmenin 28. maddesinde belirtilen çağrıya ilişkin usullerin uygulanarak, çağrı mektuplarının 105 ortağa 27.05.2019 tarihinde Etimesgut PTT Müdürlüğünden iadeli…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…taahhütlü olarak gönderildiği, toplantıya 105 ortaktan 26 ortağın asaleten ve 16 ortağın vekaleten katıldığı, toplam 42 ortağın toplantıda hazır bulunduğu, 5 nolu madde ile; … ada … parsel üzerinde hissesi olan üyelerin kira durumunun görüşülüp karara bağlanması hususun görüşüldüğü, ortaklardan … … …, … …, … …. ve … …. tarafından verilen önerge ile, … ada … parselde bulunan üyelere 2015 yılından bugüne kadar kira ödemesi yapıldığı, gelinen noktada aynı maddenin tekrar denge olarak göz önüne alındığında … ada … parselde dairesi olan üyelere değer farkının tahsil cihetine gidilmemesi ve 30.06.2019 ile 31.12.2019 tarihleri arası kira ödenmemesini talep ettikleri, talebin oylamaya sunulduğu, 25 kabul oya karşılık 14 red oyu ile talebin kabul edildiği hususları tartışmasızdır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 45/2 maddesi; “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı kanunun 51/1 maddesi ise; “Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Davalı kooperatifin 30.06.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların bu hükümlere uygun olarak alındığı görülmüştür.
1163 Sayılı Kanun’un 53. maddesinde; kanuna, ana sözleşme hükümlerine, iyi niyet esaslarına aykırı olan genel kurul kararlan aleyhine iptal davası açılabileceği hükme bağlanmış ve iptal davası açabilecekleri de; ortaklar, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerden her biri olarak saymıştır. Ancak; anılan kanun iptal davası açma hakkını tanıdığı ortakları iki grupta toplamıştır.
1. Grup; Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen ortaklar.
2. Grup: Toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortaklar.
Bu dava toplantıyı izleyen günden itibaren bir ay içinde açılmalıdır.
Öte yandan anılan madde gereğince, genel kurul kararları aleyhine birden fazla iptal davası açıldığı takdirde, bu davalar birleştirilerek görülür.
Kural olarak, bir ortağın genel kurulda alınan kararın iptalini talep edebilmesi için, 1163 Sayılı Kooperatifler Yasası’nın 53/1-1. maddesi hükmü uyarınca karara karşı ret oyu kullanıp muhalefet şerhini tutanağa yazdırması gerekmektedir. Bu husus dava ön şartı olup re’sen dikkate alınması gereği bulunmaktadır.
Ayrıca oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir hususa karşı olunduğunun belirtilmesi yahut eleştiri yapılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin görüşülen konuya değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir.
Diğer yandan; KK.’nda gerekse TTK.’nda hangi kararların batıl olduğu belirtilmemiştir. Borçlar Kanunu’nun 19. ve 20. maddeleri ışığında kanunun emredici hükümlerine aykırı olan kararları batıl kararlar olarak kabul etmek gerekmektedir. Böyle olduğu saptanan bir toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitini ise, 1163 Sayılı Kanun’un 53. maddesindeki koşullar aranmaksızın genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu öne süren her ortak isteyebilir. Batıl olan genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü kişiler için hiçbir hak ve borç doğurmaz. Bu gibi kararların iptali bir aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman istenebilir. Bu nedenle, genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat okluğunu ileri süren ortakların, genel kurul toplantılarında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da şart değildir. Dolayısıyla, genel kurul toplantılarına katılmayan ortakların bile böyle bir iddia ile dava açmaları mümkündür.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davalı kooperatifin 30/06/2019 tarihinde yapılan genel kurul kararına karşı 17/07/2019 tarihinde dava açılmakla başvurunun bir aylık hak düşürücü süre içerisinde yapıldığı görülmüştür.
Bakanlık temsilcilerince imzalanan hazirun cetveline göre davacı, dava tarihi itibariyle kooperatif ortağıdır ve iptalini istediği toplantıya asaleten katılmıştır.
İptal davası açabilmek için gerekli şartları içeren KK ‘nun 53/1. maddesinde, “Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyetini tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri” şeklinde belirtilmiştir.
Bakanlık temsilcilerince imzalı tutanak üzerinde yapılan incelemelerde; davacının genel kurulca gündemin 5. maddesi ile alınan karara karşı olumsuz oy kullanıldığı kanaati oluşmuştur. Ancak; KK.’nu, anasözleşme ve Yargıtay H .H.D.’nin yerleşik içtihatları doğrultusunda; genel kurul kararı ya da kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için ret oyu kullanılması yeterli olmayıp, oy sayımı açıklamasından sonra karara muhalif kalındığının da, genel kurul tutanağına yazdırılması gerekmektedir (Y.11.HD 28.04.1997 E2501/K2906 15.04.1994, E.2383/K.3101, 27.05 1993, E.3846/K.3968).
Bu paralelde yapılan incelemelerde, davacının gündemin 8. maddesinde dilek ve temennilerin görüşülmesi sırasında eşit davranılmaması ile ilgili maddeye dayanılarak verilmekte olan kira yardımlarının şartlarda hiçbir değişiklik olmadığı halde genel kuruldaki çoğunluğa dayanılarak ödemekten vazgeçilmesi hukuka aykırıdır, diyerek şerh koyduğu, açıklanan gerekçe nedeniyle, KK.’nun 53//1. maddesi gereğince, davacının gündemin 5. maddesi ile ilgili olarak dava açma hakkının bulunduğu kanaati oluşmuştur.
Davacı 30/06/2019 günlü genel kurulda gündemin 5. maddesi ile alınan kararının eşitlik ilkesine ve iyi niyet kurallarına aykırı düştüğünü ve alınan karar ile kazanılmış hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. İptali istenilen 5. madde tutanakta; “… Parsel üzerinde hissesi olan üyelerimizin kira durumunun görüşülüp karara bağlanması görüşüldü. Önerge veren… … …., … …, … … , … …. tarafından verilen önergede … Yapı Kooperatifi … parselde bulunan üyelerimize 2015 yılından bugüne kadar Kooperatifler Kanununun 1163 sayılı 23. maddesinde yer verilen “Ortakların hak ve vecibelerde eşitliği ilkesini gözetlemekle yükümlüdür.” ilkesi gereğince değişik rakamlarda kira ödemesi yapmaktayız. Bugün gelinen noktada aynı maddenin tekrar denge olarak göz önüne alındığında … parseldeki dairesi olan üyelerimize değer farkının tahsili cihetine gidilmemesi ve 30/06/2019 ile 31/12/2019 tarihleri arası kira ödenmemesini talep ediyoruz. Oylamaya sunuldu 25 kabul oyuna karşılık 14 red oyu verildi. İkinci önerge veren … … önergesinde kira artışlarının 2019 Haziran ayına ait 12 aylık ortalama %19,91 artış oranı üzerinden hesaplanması oylamaya sunuldu, 14 kabul 27 ret oyu verildi. Sonuç olarak birinci Önerge 25 oy kabul 14 red oyu ile kabul edildi” şeklinde yer almaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde yer alan hükme göre; Ortaklar bu Kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler. Hak ve vecibelerde (yükümlülük ve borçlarda) eşitlik ilkesi gereğince kooperatif genel kurulu ve yönetim kurulunun, aynı durumda olan ortaklar arasında herhangi bir ayırım yapması mümkün olamayacaktır. Doktrinde ve yargı kararlarında eşitlik, mutlak ve nispi eşitlik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Mutlak eşitlik, bütün ortaklara aynı hakların tanınması veya aynı borçların yüklenmesidir. Yargıtay 11. HD’nin 26.09.2000 tarih ve E.3987, K.7188 sayılı kararı da bu yöndedir. Mutlak eşitlik, ortağın kooperatifle ilişkilerinin niteliğine ve derecesine bakılmaksızın, her ortağın haklarından eşit şekilde yararlanmasını ve borçlara da eşit derecede kanmasını öngörmektedir. Örneğin bilgi alma ve inceleme hakkı (KK. md. 24-25), genel kurulda her…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…ortağın bir oyunun olması (KK. md. 48), her ortağın iptal davası açabilmesi (KK. md. 53) gibi konularda mutlak eşitlik hakimdir.
Nispi eşitlik ise; ortakların çeşitli nedenlerden doğan farklı durumlarının göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve sonuçta eşit olacak biçimde bir ölçünün uygulanmasıdır. Maddi yararın, bir katkıdan faydalanmanın, bir iktisabın, desteklemenin, dayanışmadan istifade etmenin mevcut olduğu durumlarda nispi eşitlik söz konusu olacaktır. (Tekinalp-Poroy-Çamoğlu, “Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku”, 7 Baskı Beta Yayınları, İstanbul 1997, s. 894-8951
Bilirkişiler tarafından mahallinde yapılan incelemelerde; dairelerin planlarının ve inşaatının aynı olduğu, taşınmazın mevcut durumu itibariyle oturmaya ve kullanıma müsait bulunduğu, B1 blokta Ekim 2019 ayından itibaren ortakların ikamet etmeye başladığı, bu bağlamda, davacıya ait … nolu bağımsız bölümün mevcut haliyle oturmaya müsait bir durumda bulunduğu (inşaat sonrası temizliği yapılmak suretiyle), dava konusu taşınmazın aylık 1.500,00 TL’na kira getirebileceği saptandığından, davacının ortaklığına yönelik olarak KK.’nun 23. maddesinde açıklanan ilkenin yerine getirildiği bildirilmiş ise de; 30/06/2019 günlü genel kurulun görüşüldüğü sırada davacıya … nolu bağımsız bölümün tamamlanmadığı ve oturmaya müsait bir durumda olmadığı, 30/06/2019 günlü genel kurulda gündemin 5. maddesinde; … ada … parseldeki dairesi olan üyelere değer farkının tahsil cihetine gidilmemesi belirtilmiş ise de; kooperatife ait dairelerde herhangi bir değer farkının bulunmadığı, bu itibarla 30/06/2019 tarihli genel kurulun 5 maddesinde alınan kararın eşitlik ilkesine ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu kanaatine varılarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalı S.S. … K.Y.K.nin 30/06/2019 günlü genel kurulda gündemin 5.maddesi ile alınan kararın İPTALİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan 44,40TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 88,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 226,60TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı ile davalı kooperatif temsilcilerinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza