Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/20 E. 2020/5 K. 10.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/20 Esas – 2020/5

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/20 Esas
KARAR NO : 2020/5

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİL :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

jDAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/03/2019
KARAR TARİHİ : 10/01/2020
K.YAZIM TARİHİ : 10/01/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; dava dışı … tarafından, Ankara Batı … İş Mahkemesi’nin … E. , … K. sayılı dosyasında Müvekkili … aleyhinde ikame edilen davada, Davacı’nın, 2013-2017 yılları arasında … … Başkanlığı bünyesinde ve taşeron şirketler nezdinde işçi olarak çalıştığı beyan edilerek, ödenmeyen işçilik alacaklarının Müvekkili …den tahsiline karar verilmesi talep edildiğini, davada husumet Müvekkil … ile davalılardan … Med. Ve Tem.İnş.Tur.Gıda Peyzaj Taş.A.Ş.’ye yöneltilmiş ise de, işveren konumunda bulunmaları sebebiyle davanın diğer davalı şirkete de ihbar edilmesi talep edildiğini ve bu suretle kendilerine hak ve menfaatlerini koruma imkanı sağlandığını, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş olup, iş bu ilama dayalı olarak açılan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile Müvekkili … aleyhine başlatılan takip dolayısıyla müvekkil … tarafından icra dosyasına 24.321,71-TL ve 5.667,85-TL olmak üzere toplam 29.989,56-TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, gerekçeli kararda ve karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda belirlendiği, ayrıca dosyaya ibraz edilen sözleşme ve şartnamelerden açıkça anlaşılacağı üzere; Davalı Şirketler, hizmet alımı amacıyla gerçekleştirilen ihaleler kapsamında Müvekkil … ile farklı tarihlerde sözleşme imzalayan ‘yüklenicileri olduğunu, mahkemece, Müvekkil … işçilik alacaklarından ‘üst işveren’ olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş ise de, gerçekte ‘işveren’ sıfatı -dava dışı personeli istihdam ettikleri sürelerle sınırlı olmak üzere-Davalı Şirketlere ait olduğunu, bu hususun, Davalı Şirketlerle imzalanan Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi, Teknik Şartname ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 38. maddesinde açıkça düzenlendiği gibi, Yargıtay kararlan ile temel hukuk prensipleri çerçevesinde dava dışı personelin işçilik alacaklarından esasen -istihdam ettikleri sürelerle sınırlı olmak üzere-Davalı Şirketlerin sorumlu olacaklarını, Ankara Batı …İş Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamı gereği davalı şirketlerden, 29.989,56TL’nin (şimdilik l00,00 TL’si) Kamu Zararının Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve müvekkil … ile imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olarak kamu zararının 6183 Sayılı Kanun’a göre hesaplanacak faizi ile birlikte tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalılar vekili; dava dilekçesinde belirtilen hiçbir hususu kabul etmediklerini, davacı idarenin dava dışı personele ödemiş olduğu meblağı müvekkil şirketlere rücu edemeyeceğini, davacı idare ile davalı şirketlerden oluşan adi ortaklık arasında … İKN01/01/2013 – 30/09/2014 arasında … …si sınırları dahilinde bulunan meskun alanların Evsel Atıkların Toplanması, Nakli, Cadde, Sokak, Meydan ve Pazar Yerlerinin İnsan ve Makine Marifetiyle Süpürülmesi Hizmet Alımı İşi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme süre bitimi nedeniyle sona erdiğini, davacı tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin rücu edeceğine dair açık bir hüküm bulunmadığını, beyan ederek, davacı tarafından ikame olunan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, … …si sınırları dahilinde bulunan meskun alanların Evsel Atıkların Toplanması, Nakli, Cadde, Sokak, Meydan ve Pazar Yerlerinin İnsan ve Makine Marifetiyle Süpürülmesi Hizmet Alımı İşi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. – … K. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 17/12/2018 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, … …si sınırları dahilinde bulunan meskun alanların Evsel Atıkların Toplanması, Nakli, Cadde, Sokak, Meydan ve Pazar Yerlerinin İnsan ve Makine Marifetiyle Süpürülmesi Hizmet Alımı sözleşmesi kapsamında dava dışı işçiye … tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. Her ne kadar, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğundan bahisle mahkememizin görevli olduğuna yönelik usulden ret kararı verilmişse de; ihale ekindeki sözleşmede anılan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu kanaatiyle, davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK ‘nun 20. Maddesi gereğince verilen karar kesinleştikten sonra ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde HMK ‘nun 21. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi (mercii tayini) için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/01/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza