Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/181 E. 2020/372 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/181 Esas – 2020/372
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/181 Esas
KARAR NO : 2020/372

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 12/03/2020
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
K. YAZIM TARİHİ: 18/09/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin asgari ücretle çalışan, evli ve çocuklu, evin tek çalışanı olduğunu, 10/12/2015 tarihinde … Şirketinden cep telefonu aldığını, bir süre sonra telefonun ekranında bozulmalar yaşadığını ve Sincan İlçe Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurduğunu, malın ayıplı çıkması nedeni ile “Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmaya hak kazandığını, bu karara istinaden ayıplı malın geri alınması kararına riayet ederek PTT A.Ş. aracılığı ile telefonu kargoya verdiğini, teslimat adresi olarak da Sincan İlçe Tüketici Hakem Heyeti kararında da yer alan ve doğru olan …adresine gönderdiğini, ancak PTT Kargo çalışanının telefonu adı ve adresi farklı olan …’da yer alan … Şti.’ye teslim ettiğini, para iadesi yapılmaması üzerine müvekkilinin …Ltd. Şti.’ni telefonla aradığını, yaptığı telefon görüşmesinde telefonun kendilerine teslim edilmediğini öğrendiğini ve bu nedenle bedel iadesi yapılamayacağının kendisine bildirildiğini, … Şti. ile yaptığı görüşmelerden de bir sonuç alamadığını, meydana gelen olayda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, PTT A.Ş.’nin dağıtım görevlisinin gerekli özeni göstermeksizin, teslimatın yapıldığı adresi, tüzel kişiliğin unvanını kontrol etmeden yanlış şirkete ve yanlış adrese yaptığı bu teslimat neticesinde müvekkilin mağduriyetinin halen devam ettiğini, PTT A.Ş. Posta Ve Kargo Hizmetleri Usul Ve Esasları madde 22’de PTT’nin belirlenen tazminat hadleri içinde müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu beyan ederek, cep telefonunun bedeli olan 2.304,00 TL’nin ve 11,75 TL kargo masraflarının maddi tazminat içerisinde ve toplamda 1.315,75 TL olmak üzere hizmet kusurunun gerçekleştiği tarih olan 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkilinin yaşadığı üzüntü sebebi ile de 8.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi itibariyle işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, Tüketici Hakem Heyeti kararına esas olan 1.152,00 TL değerindeki ayıplı cep telefonunun PTT A.Ş. çalışanının kusurlu hareketi ile yanlış adrese teslimatı sonucu kaybedildiğini ileri sürdüğünü, ilk olarak davanın görev yönünden reddi gerektiğini, zira; müvekkili şirket ile davacı arasında taşıma sözleşmesi mevcut olduğunu ve davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait oluğunu beyan ederek öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca dava konusu gönderinin … Şti. ünvanının altına … Sti. yetkilisine kaşe ile birlikte imzasıyla tam, sağlam ve itirazsız olarak teslim edildiğini, dolayısıyla herhangi bir itirazı olmadan gönderiyi imza karşılığı teslim alanın… Şti. yetkilisi olması sebebiyle; kayıp ile ilgili müvekkil şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını bu nedenle davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, söz konusu …barkod numaralı gönderinin, gönderici davacı vekili huzurunda kargo poşetine konulmak suretiyle ambalajlanarak kabul edildiğini, gönderinin bulunduğu torbanın 23/01/2018 tarihinde saat 07.27’de Etimesgut PDM’ne ulaştığını ve aynı gün saat 08.17’de sevkinin sağlandığını, Etimesgut PDM’de görevli dağıtıcı …(…) tarafından aynı gün alıcısına teslim edilmek üzere dağıtıma çıkartıldığnı ve alıcı ile aynı … Sti. yetkilisine imza karşılığı tam, sağlam ve itirazsız olarak teslim edildiğini, dolayısıyla davacının iddia ettiği bir zarar bulunması halinde müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini; eğer ki bir kayıp mevcut ise gönderiyi teslim alan… Sti. uhdesindeyken meydana geldiğini beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden, kabul edilmez ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı kargonun alıcıya gönderilmek üzere davalı şirkete teslim edildiğini, ancak alıcıya tesliminin gerçekleşmediğini, bu nedenle hem maddi hem de manevi zarara uğradığını ileri sürmektedir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Davanın açıldığı 12/03/2020 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa yürürlükte olup, davacı ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işlemi de tüketici işlemidir. Bu nedenle somut davayı yargılama görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine aittir. Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/09/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza