Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/18 E. 2020/320 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/18 Esas – 2020/320

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/18 Esas
KARAR NO : 2020/320

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :

DAVA : Alacak ( Tüketicinin zarar görmesi nedeniyle )
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
K.YAZIM TARİHİ : 17/07/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin … Şubesi Müdürlüğü’nde … no.lu vadeli ve …-…-… no.lu vadesiz hesapları bulunduğunu, 18.07.2019 günü müvekkilinin evinde bulunduğu sırada kendi kullandığı ve üzerine kayıtlı … numaralı telefonuna … numaralı bir telefon hattından arama yapıldığını, hattan arayan erkek şahıs kendisinin …’tan aradığını, bankanın el değiştirdiğini ve bu nedenle banka kartlarının yenileneceğini, yenilenen banka kartlarının hangi adrese gönderilmesi için aradığını, adres değişikliği yok ise kartın eski kayıtlı adrese mi gönderileceği, bunun teyidi bakımından cep telefonuna şimdi bir şifre gönderildiğini, o şifrenin hemen kendisine bildirilmesini istediğini, telefon kapatılmadan yani bu kişi ile telefonda görüşülüyorken telefonun mesajlar bölümüne “…’tan mesaj” adı ile gelen iki adet mesajın sonraki mesaj numarası olan “…” numarasını bu kişiye bildirdiğini, bunun üzerine şahıs bu şifrenin teyidi için bir şifre daha gönderdik onu da onaylayın dedikten sonra 1 hafta içerisinde kartlarının eline geçeceğini söyleyerek telefonu kapattığını, telefon kapatıldıktan 1 dakika sonra …’tan arıyoruz diye tekrar arama yapıldığını, bankanın Katar’a satılmış olduğu için biraz önce arama yaparak rahatsız ettiklerini, o nedenle tüm Banka kartlarının değiştirildiğini, müvekkilin kartının da değişmesi gerektiği için az önce aramış olduklarını söylediğini, müvekkilinin de kendi kartının geçerlilik süresinin daha henüz dolmadığını söylemesine rağmen, banka görevlisi elinizdeki kartların zaten işlevsiz hale geldiğini, elinizdeki kartlarla artık işlem yapamayacağınızı, ancak biraz evvel bildirdiğiniz adresinize hemen yeni banka kartının gönderileceğini şeklinde oyalayıcı konuşmalar yaptığını, aradan üç dakika geçmeden müvekkilin telefonuna bir mesaj geldiğini ve mesajda “hattınızdan yaptırdığınız yönlendirme işlemi iptal edilmiştir” dendiğini, bu mesajlar üzerine müvekkilinin hemen çok yakında bulunan ve hesabın bulunduğu … Şubesine gittiğini, Şube personeline gelen mesajları gösterdiğini, hesap hareketlerine bakıldığında 11.06 ile 11.17 saatleri arasında 11 dakika içersinde internet bankacılığı yöntemi kullanılarak başka … Şubeleri ve … Bankası Şubelerine olmak üzere altı ayrı işlem ile toplam 85.790-TL para gönderildiğini öğrendiğini, banka yetkilileri durumu telefonla Emniyet Müdürlüğüne bildirdiğini ve bir müddet sonra Bankaya bir Şehit Osman Avcı Polis Karakolundan bir ekip geldiğini, Banka yetkililerinden aldıkları bilgi doğrultusunda müvekkilinin de yedeğine alarak suç duyurusu için polis karakoluna müvekkilimi davet ettiklerini, müvekkilinin olayı anlatması sonucu başlatılan soruşturma ve bilahare vekil sıfatı ile Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikayet sonucu Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Savcılığı … sor.No ile hazırlık dosyası açıldığını, soruşturma devam etmekte olduğunu, her iki davalının da üzerine düşen güvenlik önlemlerini almamalarından kaynaklı olarak, dolandırıcı kişilerin bu güvenlik zafiyetinden yararlanması sonucu oluştuğunu, tamamen hayatın olağan akışına uygun hareket eden müvekkilinin böylesi bir olayda dolandırıldığını fark edebilmesi mümkün olmadığını, bankada gizli kalması gereken müvekkiline ait bilgilerin tamamı dolandırıcı tarafından müvekkiline okunduğunu, dolandırıcıların banka içinde gizli işbirlikçi ortakları olmadan bu olayın meydana gelmesi mümkün olmadığını, böylesi özel bilgilerin hesabın miktarına kadar detayda 3.kişilerin elinde olması bankanın güvenlik zafiyetini ortaya koymakta olduğunu, müvekkilinin bu dolandırıcı kişiye bir tek şifre verdiğini ve bu şifre ile de bankanın internet sayfasına girildiğini, bankanın dolandırıcıya ödediği 85.790-TL’den sadece 13.000-TL’si kredi kartının kalan limitini kullandırmak suretiyle bankanın dolandırıcıya ödemiş olduğu banka riski olduğunu, kalan para müvekkilinin ödediğini beyan ederek, her türlü tazminat talep ve hukuki hakları saklı tutularak 86.421-TL alacağın olay tarihinden itibaren işletilecek reeskont/avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … Hizmetleri A.Ş. vekili; davanın müvekkili açısından husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket kayıtları incelendiğinde … numaralı hattın müvekkili şirketle ilişkisi bulunmadığını, davacı taraf dilekçesinde bahsedilen numaranın müvekkili şirkete ait olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın hiç bir doğruluğunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için doğru olduğunu kabul etsek dahi, kurumsal bir hat üzerinden arama yapılmadığını, bu durumda davacı tarafın ihmalini gösterdiğini, sırf aranan numara banka numarasına benziyor diye aranan numarayla ilişkisi bulunmayan müvekkili şirkete kusur yüklenmeye çalışılmasının hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, olayın oluş biçimi araştırılıp incelenerek tarafların rol ve sorumluluklarının tespiti gerektiğini, bu yapıldığında müvekkili şirketin bankacılık işlemlerinde herhangi bir dahlinin ve dolayısı ile sorumluluğunun olmadığını, müvekkili şirketin sadece iletişim hizmeti vermekte olup bankacılık işleminin/işlemlerinin taraflarından biri olmadığını, müvekkili şirketin bankacılık işlemlerinin güvenle yapılması konusunda ne davacıya karşı ne de diğer davalı bankaya karşı herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, meydana geldiği iddia edilen olaylar asıl olarak davacının kimlik ve/veya bankacılık işlemlerine ilişkin banka tarafından kendisine verilen veya müşterinin kendisi tarafından oluşturulan şifrelerinin gereği gibi korumamasından ve gerekli özen ve dikkati göstermemesinden kaynaklandığını, müvekkil şirket kayıtlarına göre davacı tarafından yapıldığını, her ne kadar davacının iddiası bu durumun kendisi tarafından gerçekleştirilmediği olsa da yapılan yönlendirme işleminin davacı tarafından yapılıp yapılmadığının tespiti, müvekkil şirket tarafından yapılması mümkün olmadığını, bu durumda müvekkili şirkete kusur ve sorumluluk izafe edilmesi hukuken mümkün olmadığını, her koşulda yönlendirme işlemi ile bankacılık işlemleri arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını beyan ederek, müvekkili şirket aleyhine açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili; davacının müvekkili bankaya karşı dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığını, bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu işlemlerin internet bankacılık girişi kullanılarak gerçekleştirildiğini, davacının hesabından talimatı olmadan ve şifreli güvenlik işlemleri tamamlanmadan para çıkışının olmasının mümkün olmadığını, davacıya ait hesaptan yapılan işlemlerin sadece hesap sahibi tarafından bilinen bilgiler ile gerçekleşebilecek işlemler olduğunu, dava konusu işlemlerin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, dava konusu para transferlerinde kusurun müvekkili bankaya ait olmadığını, davacının şifrelerin güvenliğinden ve kimlik bilgilerinin muhafazasından sorumlu olduğunu, müvekkilinin banka kanunu uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının faiz talebini hiçbir surette kabul etmediklerini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı firmalar aracı kılınarak gerçekleştirildiği iddia edilen dolandırıcılık eylemleri kapsamında davacı tarafından ödenen haksız bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre: a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar, b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi) c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Yine aynı Kanun’un 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dilekçesindeki beyanlara, vergi dairesi ile ticaret sicil kayıtlarına göre davacının ticari faaliyetinin olmadığı, dolayısıyla da tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı, davalı firmalar aracı kılınarak gerçekleştirildiği iddia edilen dolandırıcılık eylemleri kapsamında ödenen haksız bedellerin iadesini talep etmektedir. Davacının tacir olmadığı ve davalılar karşısında tüketici konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Cep telefonu ve internet bankacılığı işlemlerinin de tüketici işlemi olarak tartışılması gerektiğinden, yargılama görevi 6502 sayılı Yasanın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine aittir. Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Tüketici Mahkemeleri olduğundan, Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/07/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı