Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2021/132 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/177 Esas – 2021/132
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/177
KARAR NO : 2021/132

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Mülkiyetin Tespiti
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
K.YAZIM TARİHİ : 05/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …, 04/07/2013 tarih ve … sayılı yazı ile; müvekkili …’a tahsis tarihinden itibaren sanayi parseline herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümleri ve uygulama yönetmeliği’nin 108. maddesini dayanak olarak göstererek gecikmeksizin yatırıma geçilmesi veya gereğinin yapılması aksi halde gerekli yaptırımların uygulanacağı hususu bildirilmesini müteakip, … Organize Sanayi Bölgesi 14/07/2016 tarih ve … sayılı yazı ile …Etap … ada … parseldeki müvekkiline ait tahsis hakkının OSB Uygulama Yönetmeliği’nin 108. maddesine göre iptal edildiği hususunun bildirilmiş olduğunu, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun “Arsa tahsisleri” başlıklı 18. maddesinin 1. fıkrasında “Katılımcılara arsa tahsisi. Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik hükümlerine göre müteşebbis heyet tarafından yapılır.” hükmü yer almakta olduğunu, bu hüküm dışında kanunda tahsisin iptaline ilişkin bir hüküm bulunmadığını, usulde paralellik ilkesi gereği bir işlemin tesisinde uygulanan usulün, aynı işlemin geri alınması veya kaldırılması sırasında da aynen uygulanması gerektiğini, yapılan tahsis iptal işleminin hukuka aykırı nitelikte ve yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, davaya konu … Organize Sanayi Bölgesi … Etap … ada .. numaralı 1800 metrekarelik sanayi parselinin ve tahsis hakkının müvekkile iadesine/ devrine ve müvekkil adına tescil ve kaydına (Davalı adına yapılan kaydın iptali ile müvekkil adına tesciline/ düzeltilmesine) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 6. Maddeye göre; “(1)Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 12. Maddeye göre ise; “(1)Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü bulunduğunu, buna göre davalı … OSB’nin adresi …/… olduğunu, bununla birlikte dava konusu tahsis hakkının, gayrimenkule ilişkin, son tahlilde ayni bir hak olup gayrimenkulün bulunduğu yerin de davalı OSB sınırları içinde olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemenin Ankara Batı Mahkemeleri olduğunu, yine görevli mahkemenin ise Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının gerçek kişi olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Dava konusu edilen taşınmazın tapu kaydı, arsa tahsis sözleşmesi ve taahhütname suretleri, banka kayıtları, mahallinde yapılan keşif, 16/11/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davanın açıldığı …. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/02/2020 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
GEREKÇE :Dava, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu tarafından alınan, tahsis kararının iptaline dair kararın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu ihtilaf, OSB Yönetimi tarafından davacıya yapılan tahsisin iptali işleminin iptali ile arsa tahsisine ilişkin kararın iptalini gerektirecek şartların bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun (OSBK) 3. maddesinin b bendinde yapılan tanıma göre “Organize Sanayi Bölgeleri (OSB); sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini,..” ifade eder.
4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 6. maddesinde, Organize Sanayi Bölgelerinin organları, belirtilmiş olup, bunlar; müteşebbis heyet (işletme aşamasında genel kurul), yönetim kurulu, denetim kurulu ve bölge müdürlüğü’dür.
Müteşebbis heyetin niteliği ise, aynı kanununun 7. maddesinde açıklanmıştır. Yasa hükmüne göre müteşebbis heyet; Organize Sanayi Bölgelerinin oluşumuna katılan kurum ve kuruluşların yetkili organlarınca, mensupları arasından tespit edilecek üyelerden oluşur. Müteşebbis heyet, Organize Sanayi Bölgelerinin kuruluş amacını gerçekleştirmek için gerekli kararları ve tedbirleri almak, yer seçimi raporunda belirtilen hususları yerine getirmek, kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemelerle verilen görevleri yapmak, yönetim ve denetim kurulu çalışmalarını ve hesaplarını ibra etmek, Organize Sanayi Bölgelerine ait para ve diğer kaynakları kuruluş amacına uygun kullanmakla yükümlü ve görevlidir.
Müteşebbis heyetin 4562 Sayılı Kanunda bir organ olarak yer alması ile yukarıda açıklanan ve ancak bir genel kurulun tasarrufta bulunabileceği görevleri yapmaya yetkili olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, müteşebbis heyetin aldığı kararların genel kurul kararı niteliğinde olduğu ve bu kararlar aleyhine genel kurul kararlarında olduğu gibi iptal davası açılabileceği kabul edilmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

4562 Sayılı OSBK’nun 25. maddesini 5. fıkrası aynen; “Genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB’lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri kıyasen uygulanır” hükmünü içermektedir.
Anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptaline ilişkin 6102 Sayılı Yasanın 445/(1) maddesinde; “446. maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler” düzenlemesini içermektedir.
Yargıtay HGK’nun 2013/4-329 Esas, 2014/147 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere müteşebbis heyetin aldığı kararların genel kurul kararı niteliğinde olduğu ve bu kararlar aleyhine genel kurul kararlarında olduğu gibi iptal davası açılabileceği anlaşılmıştır.4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 25. maddesini 5. fıkrası aynen; “Genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB’lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri kıyasen uygulanır” hükmünü içermektedir.
Anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptaline ilişkin 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 381. maddesini 1. fıkrası aynen; “Aşağıda yazılı kimseler, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan umumi heyet kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabilirler” düzenlemesini içermektedir. Yasa metninden açıkça anlaşılacağı üzere 6762 sayılı TTK’nun genel kurul kararlarının iptali için öngördüğü süre üç aydır. 6102 sayılı TTK’nun 445. maddesinde de aynı süre korunmuştur. Bu itibarla davaya Asliye Ticaret Mahkemesi bakmakla görevlidir.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişiler …, … ve …’nun 12/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; dava konusu … ilçesi, … Organize Sanayi Bölgesi … Etap … ada … parselde kayıtlı olan taşınmazın hali hazırda Tam hisse ile … OSB adına kayıtlı olduğu, davacı … ile … OSB arasında … ada … parsel için 490 USD şerefiye bedeli karşılığında 25.09.2004 tarihinde sözleşme imzalandığı, davacı tarafından sözleşmenin 12.maddesinde belirtilen inşaata başlama ve bitirme şartlarının yerine getirilmediği, taşınmazın hali hazırda ham toprak olarak bulunduğu, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği 108. maddesinde; “a) Tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri OSB’ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan, b) Yapı ruhsatı tarihinden itibaren 2 yıl içinde üretime geçmeyen, c) Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre “Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi değildir”, Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir” veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu” kararı almayan, katılımcılara yapılan tahsis, yönetim kurulu tarafından iptal edilir.” hükmü gereği … OSB Yönetim Kurulunun arsa tahsisini iptal etme yetkisi bulunduğu ve iptal işleminin kanun ve yönetmeliğe uygun olduğu anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya idesine,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın red oranına göre hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
e-imza e-imza e-imza e-imza
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza