Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/172 E. 2020/186 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/172 Esas – 2020/186

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/172 Esas
KARAR NO : 2020/186

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
KARAR TARİHİ: 11/03/2020
K.YAZIM TARİHİ: 13/03/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Ankara Batı İcra Dairesinin alacaklısı …, borçluları …. Ltd. Şti. ve …, konusu 290.000,00TL bedelli senedin tahsili olan … esas sayılı dosyasında kendisine gönderilen 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerine elinde olmayan sebeplerle müvekkilinin itiraz süresini kaçırdığını, müvekkilinin icra dosyasında borçlu konuma düştüğünü, taşınır ve taşınmaz mal varlığına haciz şerhi işlendiğini, ilgili icra dosyasında borçluların müvekkilinden herhangi bir alacağı olmayıp tamamen elinde olmayan sebeplerle borçlu konumuna düştüğünü, müvekkili borçlu olmadığını, yüklenici … Limited şirketinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yükümlülüklerine uymadığını, ihlal ettiğini ve sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle müvekkili ile diğer arsa sahipleri tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesini mahkeme kararıyla fesih edildiğini, yarım bırakılan inşaat sebebiyle müvekkilinin de piyasaya milyonlarca borcu olan … Limited Şirketinin mağdurlarından biri olduğunu, ne şirkete ne şirket ortağı olan …’a hiçbir borcu bulunmadığını, yine müvekkilinin aynı şekilde Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında … Ltd. Şti’nin borcundan dolayı kendisine gelen 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerine itiraz sürelerini kaçırması üzerine tarafınca Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasında yer alan 26/02/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, benzer bir kararın işbu dosyada da ivedilikle verilmesi gerektiğini beyan ederek, öncelikle Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takibin müvekkili açısından tedbiren durdurulmasına, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında müvekkilinin takip borçlularına muaccel bir borcunun bulunmadığı dikkate alınarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin müvekkili açısından iptaline müvekkilinin taşınır ve taşınmazları üzerine konulan haksız hacizlerin kaldırılmasına kötüniyetli davalıların %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, … ile … İnş. İth. Tur. Taah. ve Tic. Ltd. Şti. Hakkında açılan dava bu davadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili; … Ltd. Şti.’nin davacının paydaşı olduğu arsa üzerinde, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşa ettiği bir yapı mevcut olduğunu, bu yapı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca da arsa sahiplerinden alacaklı olması gerektiğini, müteahhit firma olan … A.Ş.’nin söz konusu yapıya milyonlarca lira yatırım yaptığının bilindiğini, bu nedenle müteahhit firmanın herhangi bir alacağı olmadığını iddia edebilmenin mümkün ve inandırıcı olmayacağını, davacı tarafın menfi tespit davasını süresinde açmadığını, müteahhitin alacakları için arsa sahiplerine İİK md. 89 uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini, diğer arsa sahipleri 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini ancak davacı …’nın itiraz etmediğini, bunun üzerine kendisine 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak buna da itiraz etmemesi üzerine 89/3 yazısı gönderildiğini, …’nın herhangi bir borcu olmadığı iddiası varsa süresinde itiraz hakkını kullanması gerektiğini, bu yola başvurulmadığını, üstelik menfi tespit davasını da süresinde açmadığını, davaya konu icra takibinde davacıya 89/3 ihbarnamesinin 06/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, kanun gereği davacının 21/12/2018’de menfi tespit davasını açması/arabulucuya başvurması gerektiğini, davacı ise dava açma süresi geçtikten çok sonra Şubat 2019’da arabulucuya müracaat ettiğini ve daha sonra da dava açtığını, bu nedenle, davacının menfi tespit davası açmak için öngörülen 15 günlük hak düşürücü sürede davasını açmadığının sabit olduğunu beyan ederek, davanın reddine, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirketin ticaret sicil kaydı, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas sayılı dava dosyası, Ankara Batı … İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı borçlu hakkında diğer davalı tarafından başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz sürelerinin kaçırılması sonucu davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde esasa dair verilen 10/10/2019 tarihli karara karşı istinaf yoluna başvurulması sonucunda; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …HD’nin 26/02/2020 tarih 2020/191E.-2020/362 K. sayılı ilamı ile, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Somut olayda, davacı ve davalı gerçek kişi olup, tacir olmadıkları anlaşılmıştır. Dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/03/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı