Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2021/650 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/13 Esas – 2021/650
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/13 Esas
KARAR NO : 2021/650

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
K.YAZIM TARİHİ :15/10/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin … piakalı … model … marka aracı ve … plaklar … model … marka yarı römorku karşı taraftan 02.05.2019 tarihinde Etimesgut …. Noterliğinin … yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile satın aldığını, henüz 20 gün geçmeden … plakalı aracın arıza yapması üzerine servise götürüldüğünü, müvekkilinin aracı kullanamadığı günler kapsamında zarara uğradığının açık olduğunu, aracın hava kompresörünün yüksek miktarda su vermesinden dolayı araçtaki pnomatik ve elektronik çalışan ventil ve valflerini deforme edip arızaya sebebiyet verdiğini, bu nedenle kompresörünün değiştirilip ventil ve valfterindeki arızaların giderilmesi gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca motorda meydana gelen su kaçağının ise 1. ve 2. silindir kapak contalarından olduğunun tespit edildiğini, silindir kapakları söküldüğünde motor blok yüzeyinin aşırı derecede deforme olduğunun tespit edildiğini, arızanm glderilmesi için motorun tamamen sökülüp revizyon yapılması gerektiğinin bildirildiğini, Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinla … D.İş satılı dasyası ile araç üzerinde yaptırılan tespit neticesi alınan rapordan görüleceği üzere, müvekkilinin sadece onarım bedeli kapsamında 40.137,706 zarara uğradığını, müvekkilinin söz konusu zararı ödeyerek aracı tamir ettirdiğini, onarım bedeli ve araçtan mahrum kalınan süreye yönelik oluşan zararın davalı tarafça ödenmemesi üzerine arabuluculuk başvurusunun yapıldığını ve görüşme neticesi anlaşma sağlanamadığını, araçta meydana gelen arızanın olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkabilecek bir ayıp olmadığının açık olduğunu, TBK 219. madde hükmü ile birlikte açıklayarak, servis tarafından araçta meydana gelen anzanın kaynağı bildirilir bildirilmez durumun davalıya bildirildiğini, müvekkilinin satın aldığı araçta kusurundan kaynaklı olmayan gizli ayıp nedeniyle zarara uğradığının açık olup, araçta oluşan gizli ayıp nedeniyle oluşan bakım ve onarıma ilişkin masraflar ve aracı kullanamamasından dolayı oluşan zararlardan davalırımn sorumlu olması nedeniyle iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik onarım bedeli için 6.000,00 TL ve onarım süresince kullanılamaması nedeniyle araç mahrumiyet zararı için 100,00 TL olmak üzere toplam 6.100,00 TL’nin araç satış tarihi olan 02.05.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, zararın tazminini güvence altına almak adına davalı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/06/2021 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 46.713,10 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkilinin dava konusu … plakalı … modei … marka aracı 31.10.2015 yılında ikinci el olarak satın aldığını, ağır vasıta ve ticari vasıf taşıdığı için şirket bünyesinde araçlar ile sorumlu personele sürekli olarak sö2 konusu aracı kontrol ettirerek bakmalarını eksiksiz yaptırdığını, araç satımı için davacı taraf ile anlaşıldıktan sonra müvekkili şirketin araç sorumlusu ve araç şoförü ile birlikte davacı tarafla birlikte aracın herhangi bir kusuru olup olmadığının tespiti için Ostim sanayisinde aracın tüm kontrolünün yapıldığını, yaklaşık 3.000 ile 4.000 TL masraf olduğunun belirtildiğini, şirket merkezine dönüldüğünde araçtaki bu masraftan dolayı müvekkili şirketin aracın henüz satılmadığını bu nedenle satıştan dönebileceklerini ısrarla belirttiğini, ancak davacı tarafın bu masrafı kabul ederek aracı satın aldığını, davacının bu sorunu bilerek ve kabul ederek aracı satın aldığını, taraflar arasındaki araç satışının 02.05.2019 tarihinde gerçekleştiğini, aracın 07.05.2019 tarihînde müvekkilinin parkından teslim alındığını, davacı taraf aracı satın aldıktan sonra aracı kullandığını ifade ettiğini, ayıbı tespit eden davacı tarafın uygun bir süre içerisinde müvekkili şirkete bunu bildirmediğini, müvekkili şirketin bu durumu arabuluculuk görüşmesinde öğrendiğini, Kanunda belirtilen uygun ve makul süre içerisinde bildirim yapılmadığından satılan aracın mevcut haliyle kabul edildiğinin beyan ederek, öncelikle hak düşürücü süre itirazları dikkate alınarak davanın reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, dava konusu aracın tramer kaydı, dava dışı servis kayıtları, 25/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan ve hasar bedeli ile araç mahrumiyet zararından oluşan tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen Etimesgut … Noterliğinin 02/05/2019 tarih ve … yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile davacı yanın davalıdan … plakalı … model …marka aracı 124.500,00TL bedelle, … plakalı … model … marka yarı römorku 40.000,00TL bedel satın aldığı anlaşılmıştır.
Davacı yan, aracın satın alınmasından 20 gün sonra arızalandığını ve servise götürüldüğünü, serviste aracın hasarlarının tespit edildiğini, ardından araç başında tespit yapıldığını, tespit sonucu hasarın kullanıcı hatası olmadığını, daha öncesinde aracın bakımının düzgün yapılmaması ya da arızaların giderilmesinde itinalı davranılmamasının hasarın meydana gelmesine sebep olduğunu, ticari işlerinin devamı için aracın tamir ettirildiğini iddia ederek, aracın tamir bedeli ve tamiri sebebiyle aracın kullanılamadığı günlere ilişkin mahrumiyet bedeli talep etmiştir.
Davalı yan ise, aracın satılmadan önce Ostim sanayisinde … Otomotivde kontrollerinin yapıldığını, kontrol sonucu 3.000,00TL – 4.000,00TL civarında masraf gerektiğini, davacı yanın bunu bilerek aracı satın aldığını, buna ilişkin tanık …’ün dinlenilebileceğini, süresinde yapılmış ayıp ihbarının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların bildirmiş oldukları deliller toplanmış, davacı yanın varsa alacağının tespiti içi dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen bilirkişi raporunda, iş bu dava konusunu oluşturan, taraflar arasında satışa konu ticari araca ait dizel yakıtlı 6 silindirli motorunun satış işlemi öncesinde gördüğü alelade usuller ile yapılan bakım ve onarım işlemi hususunda davacı şirketin bilgilendirildiğine ilişkin resmi ve geçerli bir belge bulunmamakla birlikte araç satış bedelinde indirim yapılarak 02.05.2019 tarihinde 124.500,00 TL bedel üzerinden satış işleminin tamamlandığı, aracın bu tarihten sonra davacı şirket personelinin bakım ve sorumluluğunda kullanıldığı, satış tarihinden çok kısa bir zaman sonra da araç motorunun susuz kalarak hararet yapması ile de zaten ayıplı olan motorun tamamen kullanılamaz hale geldiği, davacı şirketin motordaki ayıbı bilip farkında olmadığından buna uygun şekilde öncelikli onarım veya normal şartlar altında kullanımdan farklı şekilde titizlik ve ihtimam göstererek yaklaşması beklenemeyeceğinden kusuru olmasa da su seviyesinin azalması sonrası araca hararet yaptırılmasından ve motordaki hasar boyutunun artmasından da sorumluluğu bulunduğu, yani araç alımı esnasında ve satış sonrası en kısa sürede yapması gereken araç kontrol işleminde davacı yanın kusur ve ihmali bulunmamakla birlikte – aracın kullanımı sonrası artan hasar boyutundan sorumluluğu bulunduğu, buna göre mahkemece davacı yanın onarım bedelini talebinde haklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığında, ticari araçta motor kaynaklı arıza sonrası onarım bedelinin 43.713,10TL olduğu, davacı yanın onarım bedelinden sorumlu olmayıp ayıplı araç satış nedeni ile ayıp oranında indirim bedelinden sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığında ise araç satış bedelinden uygulanması gereken indirim bedeli nispi metod yöntemine göre 16.381,57TL olarak ayrıca hesap edildiği, davacının mahrum kaldığı çekici nedeni ile oluşan mahrumiyet zararı ise 3.000,00TL olarak belirlendiği belirtilmiştir.
Davalı yanın tanık …’ü dinletmek istemesi halinde tanığın açık adresini ve tebligat masrafını yatırması için davalı vekiline kesin süre verilmiş ancak verilen kesin süreye rağmen tanığın açık adresi bildirilmediğinden davalı yanın tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kabul edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere, davacı şirketin, motor bloku içinde gerçekleştirilen onarım yöntemini, kullanılan malzemenin yapısını, birleştirilme usullerini, dıştan gözle yapılan bir kontrolle anlayamayacağı gibi motor kompresyon testi ile de bu ayıbın ortaya çıkmama – belirlenememe ihtimalinin kuvvetli olduğu, bu tespite göre de araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu kanaatine varılmıştır.
Ayıba ilişkin, 6102 sayılı TTK’nın 23. maddesinde, “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.

c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
TBK’nın 223. maddesinde, “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
219. maddesinde, “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” şeklinde yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, davalı yanın ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin savunmasının değerlendirilmesinde;
Aracın satın alındığı tarihin 02/05/2019 tarihi olduğu, aracın arızalanması ile …. servisinde 21/05/2019 – 15/06/2019 tarihleri arasında onarım gördüğü, Ankara …. Sulh Hukuk Mahkemesince 24/05/2019 tarihinde tespit yapıldığı, yapılan tespit sonucu 05/07/2019 tarihli raporun düzenlendiği, düzenlenen raporun davalıya 12/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, arabuluculuk görüşmelerine 24/09/2019 tarihinde başlandığı, 15/10/2021 tarihinde sona erdiği, işbu davanın 07/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Açıklanan yasal düzenlemeler gereği, araçtaki ayıbın gizli ayıp olması sebebiyle TTK madde 23 hükümlerinin değil, TBK madde 223’ün uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir. Somut olayda aracın teslim alınmasından sonra arızalanması üzerine servise götürüldüğü, serviste aracın ayıplarının tespit edildiği, davacı tarafça davalıya yapılan ayıp ihbarının bulunmadığı davacı vekilinin 06/04/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarından ve tüm dosya kapsamından tespit edilmiştir. Davacı yan ayıp ihbarının tespit raporunun tebliği ile yapılmış sayılacağını beyan etmişse de, tespit raporunda aracın hasarlarından ve sebeplerinden bahsedilmiş ancak açık bir şekilde aracın ayıplı olduğundan ve bu ayıbın açık/gizli ayıp olup olmadığından bahsedilmemiş olduğundan tespit raporunun tebliği mahkememizce ayıp ihbarı olarak kabul edilmemiştir. Bu nedenle davacı yanın ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 104,18TL harç ile ıslah ile alınan 694,00TL harçtan mahsubu ile artan 738,88TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2019 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.872,70TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/09/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı