Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/114 E. 2021/144 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/114 Esas – 2021/144
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/114 Esas
KARAR NO : 2021/144

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 08/04/2011
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
K.YAZIM TARİHİ : 26/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalılardan …’in kardeş olduklarını, 1985 yılından beri de %50 şer hisseli olarak diğer davalı şirkette ortak iken 2005 yılında ortaklığı sonlandırma kararı aldıklarını ve 05/05/2005 tarihli sözleşmeyi düzenlediklerini, buna göre davacının şirketteki %50 hissesini davalı ağabeyinin oğlu olan …’e devredileceğinin kararlaştırıldığını, buna karşılık şirkete ait fabrika ve idare binasının bulunduğu … İlçesi … Mahallesinde kain … ada 2 parseldeki taşınmazın ½ hissesinin müvekkiline verilmesi ile toplamda 400.000,00 TL ödemenin yapılmasının anlaşmaya bağlandığını, 20/06/2005 tarihinde müvekkilinin şirketteki tüm hissesini davalının oğluna devrettiğini, bu durumun ticaret sicilinde de ilan edildiğini, davalı tarafın da 400.000,00 TL ödemeyi gerçekleştirdiğini, ancak davalı tarafın bugüne kadar taşınmazın tapusunu devretmediğini, davalı kardeşinin sözleşmeye aykırı davrandığını, yapılacak yargılama neticesinde; … ada 2 parsel üzerindeki taşınmazın ½ tapu hissesinin iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin belirlenerek şimdilik 100.000,00 TL’ nin sözleşme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/02/2021 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 505.375,00 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı … … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen olayla ilgili olarak dayanak sözleşmelerin hükümsüz kaldığını, çünkü dayanak sözleşmelerin … ile … arasında düzenlendiğini, ancak böyle bir devrin söz konusu olmadığını, her iki ortağa ait devir sözleşmeleri incelendiğinde kendi hisselerinin tamamının … ile …’e satıldığının anlaşılacağını, devir senetlerine göre, devir alanların hisselerinin bedellerini tam ve eksiksiz olarak aldıklarının göründüğünü, şirket hisselerim devralanların bedelini ödeyerek hisseleri tamamen almaları nedeniyle taşınmazın devir ve satışına ilişkin bir taahhütlerinin bulunmadığının tartışmasız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … duruşmalara katılmamış, dosyaya cevap da vermemiştir.
DELİLLER :Taraflar arasında düzenlenen 05.05.2005 tarihli adi yazılı sözleşme, davacının davalı şirketteki hissesini devrettiğine ilişkin … 1. Noterliği’nin 20.06.2005 tarihli ve … yevmiye nolu sözleşmesi, davalı şirketin 20.06.2005 tarih ve 06 sayılı kararı, davalı şirketin sicil dosyası, 23.01.2012 tarihli bilirkişi raporu ile 17.05.2012 tarihli ek rapor, 10/08/2015 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu, mahallinde yapılan 24/09/2020 keşif sonrası alınan 30/09/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 05/01/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen adi yazılı sözleşmenin ifası amaçlı olarak tapu iptal tescil, olmadığı takdirde ise tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 25/09/2012 tarihli ve 2011/89 esas, 2012/242 sayılı kararı ile; “davanın reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10/06/2014 tarihli ve 2013/4574 esas, 2014/11054 karar sayılı bozma ilamında; ” Dava, limited şirket ortaklığından ayrılmaya dair düzenlenen protokole dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı ile davalı gerçek kişinin kardeş oldukları, yarı oranda diğer davalı limited şirkette pay sahibi bulundukları, ayrı ayrı limited şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları, ortaklıktan ayrılmaya yönelik irade sergiledikleri, önce 04.05.2005 tarihli protokol düzenleyerek davalı gerçek kişinin şirketten ayrılmasının kararlaştırıldığı, anılan protokolde davacı ile davalı gerçek kişinin imzasının bulunduğu, daha sonra 05.05.2005 tarihli uyuşmazlık konusu protokolün düzenlenerek davacının hangi şartlarda şirketten ayrılmasının belirlendiği, bu protokolü davacı ile davalı şirket kaşesi kullanılarak davalı gerçek kişinin imzaladığı, davacının davasında işbu protokole dayandığı hususlan uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davacının davalı limited şirketteki hisselerini 20.06.2005 tarihinde davalı gerçek kişinin oğlu dava dışı …’e, aynı gün davalı gerçek kişinin payını ise diğer oğlu …’e devir ettikleri, anılan kişilerin, davalı şirketin yeni pay sahihi ve müdürleri oldukları yönleri de dosya kapsamıyla sabittir. Davacı açmış olduğu davasında 05.05.2005 tarihli protokol uyarınca davalı şirketteki payını devir ederek ortaklıktan ayrıldığını, ayrılma karşılığı olarak protokolde belirlenen 400.000 TL paranın kendisine ödendiğini, ancak yarı hissesinin kendisine devri taahhüt edilen davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın devrinin yapılmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak hüküm doğru değerlendirmeler içermediği gibi, varılan sonuç da dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı, işbu davasında 05.05.2005 tarihli protokole dayanmıştır. Bu protokol, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenmiş olup, davacının şirketten ayrılmasına ilişkindir. Diğer davalı şirketi temsilen protokole imza atmıştır. Doğrudan davalı gerçek kişiye husumet düşmemektedir. Davacı, davalı gerçek kişinin oğluna hisselerini devir ederek şirketten ayrılma edimini yerine getirmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz, davalı şirket adına kayıtlıdır. Protokole uygun şekilde davalı şirket davacıya 400.000 TL ödemiş olup, sözleşmeyi kısmen ifa etmiştir. Her ne kadar taşınmaz devir vaadi geçerli şekilde yapılmamış ve davacının tapu iptal ve tescil talebi yerinde görülmemiş ise de uyuşmazlık ayrılmaya dair protokolden kaynaklandığından, davacının protokol tarihi itibariyle hu taşınmazın değerinin yarısını tazminat olarak istemesine engel bir durum bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen şirketten ayrılma protokolden kaynaklandığı, davalı şirketin bunu kısmen ifa ettiği, davacının, şirketteki hisselerini geçerli şekilde devir ederek ayrılma taahhüdünü yerine getirdiği, davalı şirketin de sözleşmeyi kısmen ifa ettiği, sahibi olduğu taşınmazın devir vaadinin geçerli olmadığı, ancak davacının bu taşınmazın protokol tarihi itibariyle değerinin yarısı kadar zararının oluştuğu, bunu talep edebileceği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ile davalılardan şirket vekilinin karar düzeltme talebi, aynı dairenin 02/03/2015 tarih ve 2014/16105 E. -2015/4586 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Gönderilen dosya Mahkememizin 2015/334 esasını kaydedilmiş, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, dava konusu taşınmazın 05/05/2005 tarihi itibarıyla değerinin tespiti bakımından bir adet emlâkçı ve bir adet mali müşavirden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, düzenlenen 10/08/2015 tarihli rapor dosyaya dahil edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 17/11/2015 tarihli ve 2015/334 esas, 2015/565 sayılı kararı ile; “Davalı … aleyhine açılan davanın reddine, Davalı … … Limited Şirketi aleyhine açılan davanın kabulüne” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 19/12/2019 tarihli ve 2018/2501 esas, 2019/8309 karar sayılı bozma ilamında; “Dava, limited şirket ortaklığından ayrılmaya dair düzenlenen protokole dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda protokol tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın arsa değerinin 283.010,00 TL olduğu, davacının bu miktarın yarısını talep edebileceği ancak taleple bağlı kalınarak 100.000,00 TL’nin tahsiline karar verildiği belirtilerek hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, davacı tarafça taşınmazın değerinin tespiti konusunda yapılan bilirkişi incelemesine yönelik somut ve ciddi itirazlarda bulunulduğu anlaşılmakla, taşınmazın değerinin tespiti hususunda davacının işbu itirazlarını da karşılayan, denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak, dava konusu taşınmazın protokol tarihi ve dava tarihi itibariyle arsa değerinin tespiti bakımından mahallinde yapılan keşif sonucunda, bir adet inşaat mühendisi ile bir adet gayrimenkul değerleme uzmanından oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, düzenlenen 30/09/2020 tarihli rapor ile bilirkişi kurulundan 05/01/2021 tarihli ek rapor alınarak dosyaya dahil edilmiştir.
Davacı yan açmış olduğu dava ile 05/05/2005 tarihli protokol uyarınca davalı şirketteki payını devrederek ortaklığından ayrıldığını, ayrılma karşılığı olarak protokolde belirlenen 400.000,00TL bedelin kendisine ödendiğini ancak yarı hissesinin kendisine devri taahhüt edilen davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın devrinin yapılmadığını ileri sürerek terditli olarak tapu iptali tescil olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir.
Davacının talebinin davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen ve davacının şirketten ayrılmasına ilişkin olan 05/05/2005 tarihli protokole dayandığından, söz konusu protokolde davalı …’in şirketi temsilen protokole imza attığı anlaşıldığından ve bu sebeple davalı …’e husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak oluşturulan yeni bilirkişi heyetiyle yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunun bilim ve tekniğe uygun, taşınmazın üstün ve eksik yönleri tartışılarak düzenlendiği, hükme esas almak için denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle rapor hükme esas alınmıştır.
Davacı, davalı …’in oğluna hisselerini devrederek 05/05/2005 tarihli protokolden kaynaklanan edimini yerine getirmiştir. Davalı şirkette davacıya 400.000,00TL ödeme yaparak bu protokolden kaynaklanan edimini kısmen ifa etmiştir. Taşınmaz devir vaadi protokol ile düzenlendiğinden resmi şekilde yapılmadığından geçerli değildir. Satış vaadi içeren bu düzenleme geçerli şekilde yapılmadığından davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak uyuşmazlık 05/05/2005 tarihli protokolden kaynaklandığından davacı protokol tarihi itibariyle bu taşınmazın değerinin yarısını tazminat olarak talep edebilecektir. Dava konusu taşınmazın protokol tarihi itibariyle değeri 606.450,00TL olarak tespit edilmiştir. Bu durumda davacı yan tespit edilen değerin yarısı olan 303.225,00TL’yi tazminat olarak talep edebilecektir. Davacı vekili 04/02/2021 tarihli dilekçesiyle davalarını kısmen ıslah ettiklerini belirtip miktar olarak bir tutar belirtmemiştir. Ancak 17/02/2021 tarihli açıklama dilekçesinde bilirkişi kurulunun raporunda belirlenen değer üzerinden hesaplama yapılarak ıslah harcını yatırdıklarını, buna göre dava tarihi itibariyle taşınmazın tespit edilen değerinin yarı bedelinin dava konusu yapıldığını ve buna göre ıslah harcının hesaplanarak yatırıldığını beyan etmiş ancak yine bir tutar belirtmemiştir. Davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat olduğuna göre, taşınmazın tespit olunan dava tarihindeki değerine göre yarı hisseye düşecek bedel üzerinden Harçlar Kanunu madde 30 uyarınca tamamlama harcı yatırılması gerekmektedir. Ancak davacı yan tamamlama harcı yatırmayıp ıslah dilekçesi sunarak taşınmazın tespit olunan dava tarihindeki değerine göre yarı hisseye düşecek bedel üzerinden ıslah harcı yatırmıştır. Bu nedenle davacının 505.375,00TL talep ettiği değerlendirilmiş ve taşınmazın protokol tarihindeki değeri üzerinden yarı hissesine göre hesaplanan 303.225,00TL tazminat yönünden talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalı yan duruşmadaki beyanında bozmadan sonra ıslah yapılamayacağını beyan etmişse de 22/07/2020 tarihinde HMK’da yapılan değişiklikler ile 177. Maddeye eklenen 2. Fıkra ile Yargıtayın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabileceği düzenlenmiştir. Usul hükümleri derdest dosyalarda derhal uygulanacağından davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine,
3-Davacının terditli olarak talep etmiş olduğu tazminat talebinin davalı … …Limited Şirketi yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile, 303.225,00 TL’nin 05/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gereken 20.713,29 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.485,00TL harç ile 8.650,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 10.578,29 TL karar ve ilam harcının davalı … …Limited Şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
Mahkememizin 18/05/2018 tarih ve 2015/334 esas, 2015/565 karar, 2018/129 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 1.485,00 TL peşin harç, 18,40TL başvuru harcı, 2,90TL vekalet harcı ile 8.650,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.156,30 TL harcın davalı … …Limited Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 242,70 TL tebligat ve posta gideri ile 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 384,90 keşif harcı, 100,00 TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 2.527,60 TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 1.516,56 TL’nin davalı … …Limited Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı … …Limited Şirketi tarafından sarf edilen 200,00 TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 80,00 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 29.675,75 TL vekalet ücretinin davalı … …Limited Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı … …Limited Şirketinin kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 22.600,50TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Plastik Ltd. Şti. vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/03/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı