Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/97 E. 2019/729 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/97 Esas – 2019/729
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/97 Esas
KARAR NO : 2019/729

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2014
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
K. YAZIM TARİHİ: 16/12/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 13 Ocak 2014 tarihinde davalılardan …’ın yönetimindeki … plakalı aracı ile Etimesgut Fatih Sultan Mehmet Bulvarı istikametine doğru seyir halindeyken, karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarptığını ve çarpma neticesinde müvekkili …’nın ağır yaralandığını, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, davalı sürücü …’ın kusuruyla kazanın meydana geldiğinin zapt altına alındığını, trafik kazası tespit tutanağı içeriğinde müvekkiline çarpan aracın çarpma eyleminden sonra 22 metre savrulduğu ve fren yaptığı hususunun tespit edildiğini, bu durumun davalının hız limitlerine uymadığının ve kontrolsüz araç kullandığının en açık kanıtı olduğunu, davalı … Tur Ltd. Şti. adına kayıtlı olan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … Sigorta A.Ş tarafından … numaralı poliçe ile sigortalandığını, kaza neticesinde müvekkilinin birkaç uzvunda kemik kırığı meydana geldiğini ve yaşanan kaza nedeniyle müvekkilinin beyninde ve akciğerlerinde harabiyet oluştuğunu, müvekkilinin tedavisinin hala devam ettiğini, uzmanların müvekkilinin işlerini tam olarak görebilmesinin mümkün olmadığını, kısmen iyileşmesinin ise yıllar süreceğini ifade ettiğini, müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle iş ve gücünü yapamaz hale geldiğini, uzunca bir süre de iş ve gücünden yoksun kalacağını, müvekkilinin evli ve çocuk sahibi bir aile babası olduğundan ve geçindirmekle yükümlü bulunduğu bir ailesi bulunduğundan dava konusu kaza nedeniyle çok zor durumlara düştüğünü, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza sebebiyle günlerce hastanelerde tedavi gördüğünü, müvekkilinin çekmiş olduğu acı ve duyduğu elemin bir nebze olsun hafifletilebilmesi için iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 1.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen 31/12/2013-31/12/2014 vadeli … poliçe numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, zorunlu mali mesuliyet sigortasının meblağ sigortası olmadığını, zarar sigortası olduğundan davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları ispat etmesinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada davacının asli kusurlu olduğunu, kendi kusurundan kaynaklı trafik kazası nedeniyle açmış olduğu iş bu tazminat davasının haksız ve yersiz olduğunu, kazadan sonra davacının müvekkilden şikayetçi olması sebebiyle Ankara Batı Sulh Ceza Mahkemelerinin kapatılması ile Asliye Ceza Mahkemesindeki … E. sayı ile görülen taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma konulu ceza davasında müvekkile yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı anlaşıldığından beraatına karar verildiğini, mahkemece yargılama esnasında alınan kusur raporunda müvekkili …’ın yayaya çarpmamak için sağa manevra tedbiri almasına rağmen çarpmak durumunda kaldığı olayda oluş şartlarında hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfi kabil kusuru olmadığı kanaatine varıldığını, bunun yanında yaya …’nın yayaların geçişini engellemek için orta refüjü fiziki bariyer ile kapatılmış bölünmüş yoldan kurallara aykırı olarak karşıya geçmek isteyip kontrolsüz biçimde yola girerek can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde ve yakın mesafeden önüne çıktığı …’ın kullandığı otomobilin çarpılmasına maruz kaldığı olayda, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları ile kurallara aykın hareketleriyle asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, iş bu rapor ve ceza mahkemesi beraat kararı ile de sabit görüldüğü üzere olayda asli kusurlu olanın davacıdan başkası olmadığını, müvekkiline atfedilebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, bu sebeple kazadan hemen sonra düzenlenen kaza tespit tutanağının hatalı hazırlanmış bir evrak olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E-K. sayılı dava dosyasında verilen görevsizlik kararı, Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, 30/07/2015 tarihli kusur bilirkişisi raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 06/10/2015 tarihli raporu, Karayolları fen heyetinde görevli üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 25/06/2019 tarihli rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E-K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyasının, mahkememizin 2015/33 esasına kayden yapılan yargılaması sonucunda, mahkememizin 24/11/2015 tarih 2015/33-580 E-K sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 17. HD’nin 06/12/2018 tarih 2016/2659E-2018/11821K sayılı ilamıyla “… Mahkemece kusur konusundaki çelişkilerin giderilmesi için dosyada bulunan bilirkişilerden/kurumdan farklı, yeni bir kuruldan rapor alınması gerekirken ceza yargılamasında görüşüne başvurulan aynı kurumdan rapor alınması doğru görülmemiş, buna göre mahkemece kusur konusundaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi farklı kurum/kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiş, gönderilen dosya Mahkememizin 2019/97 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak ve Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığı Trafik Fen Heyetinden Emekli makine mühendislerinden oluşan üç kişilik bir heyete dosya tevdi edilerek, ceza yargılaması sırasında alınan ve Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığınca düzenlenen 19/09/2014 tarihli rapor ile mahkememiz dosyası kapsamında alınan 30/07/2015 tarihli kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi, davaya konu trafik kazasındaki kusur oranlarının belirlenmesi bakımından rapor düzenlemeleri istenmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenip dosyaya sunulan 25/06/2019 tarihli raporda; davacı yaya …’nın meydana gelen olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Eldeki dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı ile hükme esas alınan Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığı Trafik Fen Heyetinden Emekli makine mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinin düzenlediği 25/06/2019 tarihli kusur raporu birlikte değerlendirildiğinde; Türk Borçlar Kanununun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 madde ve fıkrası gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin yaralanmasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı kanununun 86. maddesindeki düzenleme gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da sorumluluktan ve dolayısıyla tazminat ödeme yükümlülüğünden kurtulacağı, davalı … Sigorta A.Ş.’nin davalı …’ın idaresinde bulunan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğu, davacının yaralanmasıyla neticelenen trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve dolayısıyla davalıların davacının yaralanma nedeniyle oluşan zararlarını giderme yükümlülüklerinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından maddi ve manevi tazminat talepli olarak açılan DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 140,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 95,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Reddedilen maddi tazminat bakımından, davalılar …, … . Ltd. Şti. ile … Sigorta A.Ş.’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat bakımından, davalılar … ve … Ltd. Şti.’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/11/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza