Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/92 E. 2019/595 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/92 Esas – 2019/595

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/92 Esas
KARAR NO : 2019/595

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
KARAR TARİHİ : 10/10/2019
K.YAZIM TARİHİ : 08/11/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; Ankara Batı İcra Dairesinin alacaklısı …, borçluları … İnş. İth. İhr. Tur. Taah. Tic. Ltd. Şti. ve …, konusu 290.000,00TL bedelli senedin tahsili olan … esas sayılı dosyasında kendisine gönderilen 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerine elinde olmayan sebeplerle müvekkilinin itiraz süresini kaçırdığını, müvekkilinin icra dosyasında borçlu konuma düştüğünü, taşınır ve taşınmaz mal varlığına haciz şerhi işlendiğini, ilgili icra dosyasında borçluların müvekkilinden herhangi bir alacağı olmayıp tamamen elinde olmayan sebeplerle borçlu konumuna düştüğünü, müvekkili borçlu olmadığını, yüklenici … Limited şirketinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yükümlülüklerine uymadığını, ihlal ettiğini ve sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle müvekkili ile diğer arsa sahipleri tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesini mahkeme kararıyla fesih edildiğini, yarım bırakılan inşaat sebebiyle müvekkilinin de piyasaya milyonlarca borcu olan … Limited Şirketinin mağdurlarından biri olduğunu, ne şirkete ne şirket ortağı olan …’a hiçbir borcu bulunmadığını, yine müvekkilinin aynı şekilde Ankara ….. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında … Ltd. Şti’nin borcundan dolayı kendisine gelen 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerine itiraz sürelerini kaçırması üzerine tarafınca Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasında yer alan 26/02/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, benzer bir kararın işbu dosyada da ivedilikle verilmesi gerektiğini beyan ederek, öncelikle Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takibin müvekkili açısından tedbiren durdurulmasına, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında müvekkilinin takip borçlularına muaccel bir borcunun bulunmadığı dikkate alınarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin müvekkili açısından iptaline müvekkilinin taşınır ve taşınmazları üzerine konulan haksız hacizlerin kaldırılmasına kötüniyetli davalıların %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, … ile … . Ltd. Şti. Hakkında açılan dava bu davadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili; … Ltd. Şti.’nin davacının paydaşı olduğu arsa üzerinde, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşa ettiği bir yapı mevcut olduğunu, bu yapı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca da arsa sahiplerinden alacaklı olması gerektiğini, müteahhit firma olan … A.Ş.’nin söz konusu yapıya milyonlarca lira yatırım yaptığının bilindiğini, bu nedenle müteahhit firmanın herhangi bir alacağı olmadığını iddia edebilmenin mümkün ve inandırıcı olmayacağını, davacı tarafın menfi tespit davasını süresinde açmadığını, müteahhitin alacakları için arsa sahiplerine İİK md. 89 uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini, diğer arsa sahipleri 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini ancak davacı …’nın itiraz etmediğini, bunun üzerine kendisine 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak buna da itiraz etmemesi üzerine 89/3 yazısı gönderildiğini, …’nın herhangi bir borcu olmadığı iddiası varsa süresinde itiraz hakkını kullanması gerektiğini, bu yola başvurulmadığını, üstelik menfi tespit davasını da süresinde açmadığını, davaya konu icra takibinde davacıya 89/3 ihbarnamesinin 06/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, kanun gereği davacının 21/12/2018’de menfi tespit davasını açması/arabulucuya başvurması gerektiğini, davacı ise dava açma süresi geçtikten çok sonra Şubat 2019’da arabulucuya müracaat ettiğini ve daha sonra da dava açtığını, bu nedenle, davacının menfi tespit davası açmak için öngörülen 15 günlük hak düşürücü sürede davasını açmadığının sabit olduğunu beyan ederek, davanın reddine, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirketin ticaret sicil kaydı, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/388 esas sayılı dava dosyası, Ankara Batı … İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı borçlu hakkında diğer davalı tarafından başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz sürelerinin kaçırılması sonucu davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Yasa ile değişik 89/3. maddesinde;
“Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur…” hükmüne yer verilmiştir. Görülmektedir ki, üçüncü kişi, menfi tespit davasını üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren on beş gün içinde açmak zorundadır (md.89/III c.3). Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, mahkemenin, davanın süresi içinde açılıp açılmadığını re’sen araştırması gerekir(Baki Kuru-İcra İflas Hukuku Ders Notları-baskı; 2004, sayfa; 406 vd.).
Davacı tarafından, Ankara Batı İcra Dairesi’nin … esas sayılı alacaklısı …, borçluları … Ltd. Şti. ve … olan dosyasında davacı üçüncü kişiye gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz ve İİK 89/3 maddesi kapsamındaki menfi tespit davası açma süresinin kaçırıldığı belirtilerek, İİK nın 72.maddesi kapsamında menfi tespit talep edildiği ileri sürülmüştür.
Mahkememizce davanın nitelendirilmesi resen yapılarak, davacının, davalı alacaklı … hakkında açtığı dava ile diğer davalılar hakkında açtığı davanın farklı hukuki nedenlere dayandığı, davalı … hakkında açılan davanın İİK 89/3 maddesinde düzenlenen menfi tespit istemi olduğu zira davacı ile bu kişi arasındaki hukuki ilişkinin icra takibi kapsamında yollanan haciz ihbarnamelerine dayandığı ve bu kapsamdaki menfi tespit isteminin de İİK nın 89/3 maddesi ile özel olarak düzenlendiği açıktır.
Anayasa Mahkemesi’nin 1999/7 Esas, 1999/31 K sayılı 13/07/1999 tarihli ve 26/10/2000 yayın tarihli kararında işaret edildiği üzere; İİK nın anılan özel hükümleri kendisine ihbarname yollanan üçüncü kişiye ,İİK 72 anlamında, borçluya karşı menfi tespit isteminde bulunma imkanı tanırken, alacaklıya karşı bu davanın açılmasına cevaz vermemiştir. İcra ve İflâs Kanunu’nun, “Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında:” başlığını taşıyan 89. maddesi, borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczinde, alacaklı, borçlu ve üçüncü kişi arasındaki menfaat dengesini sağlamak amacıyla konulmuştur. Takip borçlusunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczinde, taraflar arasındaki menfaat dengesini sağlamak amacıyla konulduğundan, 89. madde üçüncü kişilere de aşamalı bir biçimde kendini savunma ve takipten kurtulma olanağı tanımıştır. Borçlunun üçüncü kişideki mal ve alacağını haczeden icra dairesi, önce üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesini göndermektedir. Üçüncü kişinin yedi gün içinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz ederek takipten kurtulma olanağı bulunmaktadır. İtiraz etmezse borç zimmetinde sayılacak ve ikinci haciz ihbarnamesi gönderilecektir. Üçüncü kişiye bu ihbarnamenin tebliğinden itibaren yedi gün içinde menfi tesbit davası açma hakkı tanınmıştır. Aksi halde borcun zimmetinde sayılmış olması kesinleşecektir. Gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen ve menfi tesbit davası açmayan üçüncü kişinin, kusuru olmaksızın bir engel nedeniyle bu hakları kullanamadığı anlaşıldığı takdirde kendisine yeni bir hak daha tanınarak, 65. maddede öngörülen gecikmiş itiraz yolundan yararlanma olanağı verilmektedir. Bu yolu da kullanamayan üçüncü kişiye, genel hükümlere göre borçluya karşı dava açıp her türlü sav ve savunmada bulunabilme hakkı tanınmaktadır. 89. maddede belirtilen hakları kullanmayarak aslında borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalan üçüncü kişinin takip alacaklısına karşı geri verme (istirdat)/ İİK 72 kapsamında menfi tespit davası açamaması, hak arama özgürlüğüne getirilen bir sınırlama olarak kabul edilebilir. Bu sınırlamanın amacı, uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesini engellemek olup kamu yararına yöneliktir. Hak arama özgürlüğüne “kamu yararı” amacı ile getirilen bu sınırlama; demokratik toplum düzeninin gereklerine de aykırı düşmemektedir.
Buna göre davanın, İİK 89/3 maddesinde belirtilen 15 günlük hak düşürücü süresinde açılmadığı anlaşıldığından diğer davalılar yönünden tefrik kararı verilerek davalı … hakkında açılan davanın usulden reddi ile mahkememizce verilen tedbir kapsamında Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile takip işlemleri durduğundan davalı yararına tazminata hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İİK 89 ve HMK 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca süresinde açılmayan davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Dosya kapsamında tedbir uygulandığından, İİK 89/3 kapsamında %20 oranda tazminatın davacından tahsili ile davalıya verilmesine,
3-İcra dosyası kapsamındaki tedbirlerin kaldırılmasına, bu hususta icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
4-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.044,07TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.999,67TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı …’un kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/10/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imza