Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/91 E. 2019/530 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/91 Esas – 2019/530
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/91 Esas
KARAR NO : 2019/530

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 19/09/2019
K. YAZIM TARİHİ: 10/10/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkiline 12.12.2018 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 100.000,00 TL tutarındaki senet hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, takibe dayanak senedin bono vasfını haiz olmamakla beraber senedin üzerindeki kefil sıfatının yanında yer alan imzanın da müvekkiline ait olmadığını, takip dolayısıyla icra müdürlüğü tarafından müvekkiline gönderilen tebligata müvekkilce atılan imzanın da senette bulunan imzalar ile bir benzerliğinin bulunmadığı gibi senet üzerindeki müvekkile ait olduğu iddia edilen her iki imzanın da birbiri ile bir benzerliğinin bulunmadığını, 1945 doğumlu müvekkilinin hiçbir ticari faaliyetinin olmadığını ve ayrıca müvekkilin davalıyı da tanımadığını, müvekkilinin dolandırılması hasebiyle suç duyurusunda bulunduklarını beyan ederek, müvekkilinin dava konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini, icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı alınmasını; icra takibinin iptalini; vekalet ücretinin yanında davalıya kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ön inceleme duruşması sırasındaki beyanında; dava dilekçesini tekrar ederek, cevap dilekçesinde takipten feragat edildiğinin bildirildiğini ancak takipten feragat edildiğine dair dilekçe ve müvekkilinin taşınmazı üzerindeki haczin kaldırıldığına dair herhangi bir yazının kendilerine tebliğ edilmediğini, arabuluculuk sonrası ve fakat dava açılmadan kısa bir süre önce takipten feragat edilmiş olduğunun dava açıldığı sırada kendilerince bilinmediğini, davanın konusuz kaldığını, ancak davanın açılmasına sebebiyet verdiği için yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen senedin müvekkiline, senedin keşidecisi ve davacının oğlu olan …tarafından verildiğini, kötü niyet olmaksızın hem keşideciye hem de davacı avale karşı icra takibinde bulunulduğunu, davacı tarafından ödeme emrine itiraz edilmeden takibin kesinleştiğini, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas No’lu dosyasında senetteki imzanın taklit olma ihtimaline binaen müvekkil tarafından davacı hakkındaki icra takibinden ve alacağından feragat edildiğini ve bu şekilde feragat harcını yatırmak suretiyle davacının haczolunan gayrimenkullerinin üzerindeki hacizlerin kaldırıldığını, huzurdaki davanın açılış tarihi itibarıyla müvekkilinin davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını, bu nedenle dava konusu olmamakla birlikte davacı bakımından bu davayı açmakta herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ön inceleme duruşması sırasındaki beyanında; cevap dilekçesini tekrar ederek, davacı vekilinin icra dosyasında da borçlu vekili olduğunu, icra dosyasına sundukları feragat dilekçesinin uyap kayıtlarında mevcut olduğunu, davalının taşınmazı üzerindeki haczin de kaldırıldığını, davacı vekilinin dava açıldığı tarih itibariyle bu durumu bilmesinin gerektiğini, dolayısıyla davayı açmada davacı yanın hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın usulden reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Dava, bonoya dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, senetteki imzanın kendisine ait olmadığının ileri sürerek, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmekte, davalı yan ise dava tarihi öncesi davacı hakkındaki takipten feragat edildiğini, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunmaktadır.
Dosyaya kazandırılan Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyası incelendiğinde; alacaklı … vekili tarafından borçlular …ve … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin dayanağı olarak keşidecisi …, lehtarı … olan, 15/08/2018 keşide, 02/11/2018 ödeme tarihli ve 100.000,00 TL tutarlı senedin gösterildiği, senette kefil olarak … ismi ve onun adına atılmış imzalar bulunduğu, ödeme emrinin 19/12/2018 tarihinde …’ya bizzat tebliğ edildiği, davacı borçlunun itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği ve haciz işlemlerine başlanıldığı, bilahare alacaklı (davalı) vekilince sunulan 26/02/2019 tarihli dilekçeyle dosya borçlusu … yönünden takipten feragat edildiği belirtilerek adı geçen borçlunun taşınmazları ile posta çeki hesabına konulan hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür.
“Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.” 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesinde dava şartı olarak öngörülmüştür. 26/02/2019 tarihinde davacı hakkındaki takipten feragat edildiği ve eldeki davanın da 01/03/2019 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, dava tarihi itibarıyla davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-h ve 115/2. madde ve fıkraları uyarınca dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.724,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.680,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/09/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza