Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/744 E. 2020/18 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/744 Esas – 2020/18
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/744 Esas
KARAR NO : 2020/18

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/01/2020
K. YAZIM TARİHİ: 31/01/2020

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kümes hayvanlarından yumurta üretimi işi yaptığını, davalı şirketten nakliye dahil 965+KDV karşılığında 2.000 Ton mısır alımı hususunda anlaştıklarını ve taraflar arasında 14/08/2018 tarihli sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin 15/08/2018 tarihinde 1.949.000,30 TL tutarında ödeme yaparak sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiğini, karşılığında davalının sadece 561.200,00 kg mısır teslimi yaptığını, kalan 1.438,710 TL mısırın müvekkiline gönderilmediğini, daha sonra müvekkilinin talebi ile 01/08/2019 tarihinde bir kamyon (24.600 kg) buğday gönderildiğini, gönderilen buğdayın da sözleşmede mısır için kararlaştırılan birim fiyat esas alınarak fatura edildiğini, taraflarınca davalı yana çekilen ihtarın usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı şirketçe mağduriyetlerinin giderilmediğini ve müvekkilinin zarara uğratıldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi zararlarının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve 01/01/2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
30/12/2019 tarihinde açılan eldeki dava ticari bir dava olup, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
31/12/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile davacı vekiline, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir davetiye çıkartılmış, davacı vekilince 15/01/2020 havale tarihli dilekçe ekinde dava tarihinden (30/12/2019) sonra 07/01/2020 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair “Arabuluculuk Son Tutanağı” aslının ibraz edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası birlikte değerlendirildiğinde, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dahi tek başına yeterli olmayıp, arabuluculuk faaliyetinin sonuçlanması ve anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı vekiline verilen bir haftalık kesin süre, arabuluculuğa başvuru için değil, dava öncesi olumsuz neticelenmiş arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemeye sunumu için öngörülmüş bir süredir. Somut olayda arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/01/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza