Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/738 Esas – 2021/201
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/738 Esas
KARAR NO : 2021/201
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
K.YAZIM TARİHİ:19/04/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin itiraza konu 04.05.2018 tarihli fatura da belirtildiği üzere … plakalı aracın onarım-bakım işlemleri nedeniyle faturta düzenlendiğini, davalı şirkete … plakalı aracın gerekli bakım-onarım çalışmasının ardından teslim edildiğini, fakat ödemesinin alınamadığını, davacı şirketin faturanın ödenmesi konusunda davalının sürekli müşterisi olması nedeni ile hemen işlem başlatmadığını, ödemeyi yapmasını beklediğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, iş bu faturaya karşı itirazda bulunulmaması ve borcun da ödenmemesi üzerine borçlu hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun bu dosyada yapmış olduğu borca itirazı üzerine 11.03.2019 tarihinde takibin durdurulduğunu, takip dosyasında yekun alacağın 1.730,84 TL olduğunu, izah edilen ve re’ sen takdir edilecek nedenlerle; söz konusu itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz konusu dosya için kötü niyetli borçludan %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin faaliyet merkezinin Çankaya/Ankara olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin Ankara Merkez Mahkemeleri olduğunu, öncelikle yetki itirazları hususunda bir değerlendirme yapılarak açılan davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafça başlatılan icra takibine karşı süresinde asıl alacak ve ferileri hususunda itiraz edildiğini, davacının alacağını faturaya dayandırdığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi davalı şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, bu doğrultuda, davacı ve davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin tekil olaylar/ilişkiler üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, davacının yaptığı gibi belirli faturaların alacak kalemleri içerisinden çekilerek takibe konu edilmesinin mevcut ticari ilişkinin olağan akışına aykırı olduğunu, çünkü yapılması gereken dönem sonunda tüm alacak/borç kalemlerinin hesaplanıp mahsup edildikten sonra kalan bakiye miktar üzerinden hareket etmek olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine fatura ve bunun karşı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin beyanın tek başına bir ticari ilişkinin kanıtı olmadığını, ortada bir ticari ilişki olduğunun net bir biçimde tespit edilebilmesi için fatura konusu malın ya da hizmetin usulüne uygun olarak karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, kanuni olarak malın tesliminden veya hizmetin tamamlanmasından önce fatura düzenlenebilmesinin mümkün olduğunu, dolayısı ile faturayı düzenleyen tarafın aradaki ilişkiyi ve malın teslimini ya da işin gerektiği gibi yerine getirildiğini kanıtlama yükümlülüğü olduğunu, davacı takip alacaklısı tarafından faturaya yansıtılan mal veya hizmetin ne olduğu ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda tespit yapılamadığını, fatura tanziminin malın teslim edildiğini veya hizmetin yerine getirildiğini ortaya koymayacağını, bununla birlikte, davalı şirket tarafından davacıya çeşitli ödemeler yapıldığını, bir an için takibe konu edilen alacağın varlığı kabul edilse dahi bu alacağa uygulanması talep edilen faiz oranı yönünden açıkça hukuka aykırılık bulunduğunu, talep edilen ve likit olmayan bir alacak olduğundan alacağın tamamına ferileri ile birlikte itiraz zorunluluğu doğduğunu, arz ve izah edilen ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, öncelikle yetki itirazı hususunda bir değerlendirme yapılarak dosyanın görevli ve yetkili Ankara Merkez Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise; davacı tarafından faturaya dayandırılan mal ve hizmetlerin verildiğinin davacı tarafından kanıtlanmasının ardından bilirkişi incelemesi ile varsa borç bakiyesinin belirlenmesine, belirlenebilir bir borca dayanmayan ve usulüne uygun olarak hazırlanmamış icra takibi karşısında davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, neticeten haksız açılan davanın reddi ve itirazımızın kabulü ile takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına alınarak incelenmiştir.
Tarafların ticari sicil gazetesi suretleri dosya arasına alınmıştır.
Taraflara ait BA-BS formları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi 31/08/2020 tarihli raporu ile özetle; davacı şirketin Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 01/03/2019 tarihi itibari ile davalı şirketten 1.180,00 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi 21/01/2021 tarihli ek raporu ile özetle; davacı şirketin Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 01/03/2019 tarihi itibari ile davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasındaki ticari hizmet sözleşmesi kapsamında verilen hizmet bedelinden doğduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla 1.180,00 TL nin tahsiline dair faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 08.11.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 11.03.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek;
Uyuşmazlık konusu kapsamında davacının faturaya dayalı alacağı olduğu iddiasından kaynaklı hizmeti yerine getirdiğini ispat etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Taraflara ait BA-BS formları ve taraflara ait ticari defterler incelenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile taraflara ait ticari defterlerin TTK 64 vd gereğince sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme ile davacı şirket tarafından davalı şirket adına 2018 yılı içerisinde 3 adet fatura düzenlendiği bu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu bu durumda fatura içeriğinin davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı ve tarafların kayıtlarına göre fatura bedelinin ödendiğinin tespit edildiği davacının basiretli tacir olarak muhasebesel hataya dayanamayacağı anlaşıldığından davacının alacağının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Sehven kanun yolunun istinaf gösterilmiştir. Davanın değeri 1.180,00TL’dir.Bu kapsamda miktar ve değeri 4.400,00TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2) Bu kapsamda miktar itibariyle kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Dava nedeni ile alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 1.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/04/2021
Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍