Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/724 E. 2021/814 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/724 Esas – 2021/814
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/724 Esas
KARAR NO : 2021/814
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
K. YAZIM TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak, borcunu ödemeyen davalı borçlu hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, ancak borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının, su ve maden suyu sektöründe üretici ve satıcı olarak faaliyet gösteren müvekkili şirketten satın aldığı ürün bedellerini ödemeyerek, icra takibi açılmasına sebebiyet verdiğini, ancak borcu olmasına rağmen haksız bir surette takibe itiraz ederek alacağı sürüncemede bıraktığını, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline ve takibin takip tarihinden itibaren avans faizi ile devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/07/2020 tarihli dilekçesi ile özetle; davalılardan ..’in, …. Şirketi’nin şirket yetkilisi olduğundan ve şirket yetkilisi olarak müvekkili şirkete vermiş olduğu kefilli senetleri sebebiyle açılan başka dosyalar üzerinden kambiyo takipleri bulunduğundan, bu dosyada sehven kendisine takip başlatıldığını, bu nedenle …. yönünden davanın takipsiz bırakılmasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalı müvekkili şirket ile davacı şirket arasında cari hesap sözleşmesine dayanan bir ticaret olmadığı gibi, karşılığında kıymetli evrak verilmeyen bir alışverişin de olmadığını, davacının her mal teslim ettiğinde müvekkili davalı şirket tarafından davacı şirkete kıymetli evrak verildiğini, 70 civarında tahsilat makbuzu ile de kıymetli evrak bedellerinin çoğunun ödendiğini, buna rağmen davacı şirketin 08.10.2018 tarihinde iki ayrı takip dosyası açarak İstanbul …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyası marifeti ile hem kambiyo senetlerine özgü icra takibi açtığını hem de aynı icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptığını, ilamsız takip dosyasındaki yetki itirazları nedeni ile dosya Ankara Batı İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve yine itiraz etmeleri nedeni ile eldeki davanın açıldığını, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyası marifeti ile derdest olan senetlerine özgü icra takibine ilişkin olarak 22.10.2018 tarihinde yapmış oldukları yetki itirazının halen İstanbul ….. İcra Mahkemesi …. Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, taraflar arasındaki nizanın, davacının o tarihteki bölge müdürünün kotasını doldurmak için daha sonra iade alınmak sözü ile hatra binaen müvekkile şirkete gönderdiği ve son kullanma tarihi yakın olan, piyasa da talebi sınırlı olan 1 tır sodanın iade alınmamasından kaynaklandığını, önce iade alacaklarını beyan ettikleri ürünleri iade almadıkları için çıktığını, müvekkili şirketin muhasebe birimine ulaşılamadığında iade ile ilgili belgeler sunulacağını, davacı şirketin, ticari ilişki ile birlikte teslim ettiği ve karşılığında kıymetli evrak almadığı ürün/hizmet olduğunu ispatlaması gerektiğini, hiçbir resmiyeti haiz olmayan, hatta icra dosyasına dahi sunmadığı, ödeme emri ekinde taraflarına gönderilmeyen, müvekkili şirketin imzası ya da kabulü olmayan bilgisayar çıktıları ile alacak iddiasının ispatlanamayacağını, davacının kötü niyetli olduğunun aynı konuda iki ayrı takip yapmasından belli olduğunu, davacı ile hiç bir ticari ilişkisi olmayan davalı gerçek kişi müvekkili …. aleyhine takibe girişilip dava açılmasının da kötü niyetin bir başka göstergesi olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili gerçek kişi ….’in davacı şirket ile ticari bir alışverişinin ve borcunun olmaması nedeni ile hakkında açılan kötü niyetli davanın reddine, davalı müvekkili ….Tic. Ltd. Şti. yönünden aynı konuda kambiyo senedine dayalı mükerrer takip olması ve müvekkilinin davacıya borcunun bulunmaması nedenleri ile reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyası, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyası, İstanbul ….. İcra Mahkemesi …. Esas sayılı dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
Tanık …. duruşmada; “ben davalı şirkette babamın yanında çalışıyorum, 2015 den beri SGK lı çalışanım, depoda mal yükleme, kabul işlemlerine bakıyorum, bölge temsilcileri ile görüşmelerde bulunuyorum, gelen fatura ve irsaliyeleri bilgisayar programına yükleme işini de yapıyorum, davacı ile 2015 den beri işi yapıyoruz, 2016 yılı sonu gibi …. ile görüştük, kendisi bize piyasada gitmeyen ürünleri verip satılmazsa iade alacağı taahhüdünde bulunarak teklifte bulundu bizde kabul ettik ancak anlaşmamıza aykırı olarak satılmayan ürünleri iade almadılar, ürünler bize geldiğinden raf ömrü üç ay kalmıştı, normalde altı ay olarak belirlenir, iki tır mal geldi, çocuklar için su, soda, limonata olarak teslimat yapıldı, başka bayiilerin almadığı ürünleri de bize verdiler, ancak iade talebi kabul edilmedi, bir kısım ürün zayi oldu, bir kısım ürün hala depoda beklemektedir, davacı tarafından davaya konu edilen faturalar bu iade alınmayan ürünlere ilişkindir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi 27/05/2020 tarihli raporu ile özetle; Davacı şirketin defter açılış ve kapanış kayıtlarını süresi içinde yaptığı, davacının, alacağı oluşturan faturaları süresi içinde defterine işlediği ve defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, davacının icra takibi tarihi itibariyle davalıdan …Ltd.Şti’nden 74.83,66 TL alacaklı olduğu, davacı şirket kayıtlarında davalı …. için herhangi bir kayda rastlanmadığı, bu alacağın henüz ödenmediği, yine davacı kayıtlarında davalı …..Ltd.Şti’nin protesto olmuş 3 adet borç senedi karşılığı 207.000,00 TL daha borçlu olduğu, protesto olan senet görüntülerinin dava dosyasında bulunmadığından ve davacı tarafından tarafına sunulmadığından … ile ilişkisinin saptanmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi …. 27/08/2021 tarihli raporu ile özetle; Davacı … Tic. A.Ş.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile davalılar … ve …. Tic. Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 24.01.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 74.783,66 TL alacaklı olduğu, bununla birlikte davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu bildirilmiştir.
Davalı …. yönünden, dosya ile ilgili 09/09/2021 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı hususu nazara alınarak bu dosyadan tefrikine karar verilmekle mahkememizin ….. esas sırasına kayıt edilmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesi nedeniyle faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı iddiasında su ve maden suyu sektöründe üretici ve satıcı olarak faaliyet gösteren davacı şirketten satın aldığı ürün bedellerini ödemediği iddiasında bulunduğu, davalı ise savunmasında daha sonra iade alınmak sözü ile hatıra binaen davalı şirkete gönderdiği ve son kullanma tarihi yakın olan, piyasa da talebi sınırlı olan 1 tır sodanın iade alınmamasından kaynaklandığı savunmasında bulunarak malı teslim aldığını fakat son kullanma tarihi yakın olması sebebiyle ayıp savunmasında bulunmuştur. Uyuşmazlık konusu malın ayıplı olduğu iddiasının davalı yanca, malın tam olarak teslim edildiği savunmasının ise davacı tarafça kanıtlanması gerekir.
TBK 223. Madde ‘ alıcı kabzettiği satılanın halini örf ve adete göre imkan hasır olur olmaz muayene etmek borcu ile mükellef olup satılanda satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu derhal satıcıya ihbar etmesi lazım gelir. ‘
TBK 226. Madde ‘ Başka bir mahalden gönderilen satılanın ayıplı olduğunu iddia eden alıcı, bulunduğu yerde satıcının mümessili yok ise satılanın muhafazası için lazım gelen tedbirleri muvakkaten ittihaz etmekle mükelleftir. Alıcı ayıplı olduğunu iddia ettiği satılanı muhafaza için icap eden tedbirleri yapmaksızın satıcıya gönderemez. Alıcı vakit kaybetmeksizin satılanın halini usulen tasdik ettirmekle mükelleftir. Aksi halde, iddia olunan ayıbın satılan kendisine vasıl olduğu zaman mevcut bulunduğunu ispat etmeye mecbur olur.’ Son kullanma tarihinin yakın olduğu savunması açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının teslim aldığı malı yasal ihbar süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı , aldığı ürünlerin hatalı veya ayıplı olduğuna dair usulüne uygun yaptırılmış bir tespit de bulunmadığından ayıp iddiasını ispatlayamamıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunduğu, davalının teslim yapılmadığına dair savunmada da bulunmadığı, TTK 23.maddesi kapsamında usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulduğuna dair delil de sunulmadığı gözetildiğinde, Davacı şirketin defter açılış ve kapanış kayıtlarını süresi içinde yaptığı, davacının, alacağı oluşturan faturaları süresi içinde defterine işlediği ve defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, davalı şirketin 2018 yılı sonu itibariyle davalı şirketin ticari kayıtlarına göre davacı şirkete 96.725,97TL borçlu gözüktüğü, davacı ticari defterlerine göre davacının icra takibi tarihi itibariyle davalıdan …Ltd.Şti’nden 74.83,66 TL alacaklı olduğu,davacının teslim ettiği mallara ilişkin satım bedeli alacağının tahsili talebi haklı görüldüğünden, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davalı …Ticaret Limited Şirketi hakkında açtığı davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına vaki itirazın 74.783,66 TL üzerinden devamına,
Fazlaya dair istemin reddine
2-Alacağın miktarı likit ve belirlenebilir olması sebebi ile asıl alacak miktarı 74.783,66 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.108,47 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 951,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.156,53 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davanın kabul-red oranına göre belirlenen 1.040,14 TL’nin davalıdan, 56,13 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 951,94 TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı, 6,40TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.002,74 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 217,40 TL tebligat ve posta gideri ile 1.400,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.617,40 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanıp belirlenen 1.534,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 10.521,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 4.035,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/10/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍