Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/718 E. 2020/218 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/718 Esas – 2020/218

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/718 Esas
KARAR NO : 2020/218

HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR: 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALILAR:1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
DAVA : Tazminat (Kira sözleşmesine konu taşınmaz ve taşınırların zarar görmesi nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 22/12/2019
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
K.YAZIM TARİHİ : 23/06/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkillerinin … Ankara adresinde bulunan binanın maliki olduklarını, kiralanan dükkanın, Kahramankazan İlçesi Saray Mahallesinde kain …ada … parsel sayılı taşınmaz olduğunu, söz konusu dükkanın 10/10/2017 tarihli kira sözleşmesi ile davalı şirketlere kiralandığını, davalı şirketlerin müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazda kiracı olarak faaliyet göstermekteyken 05/05/2019 tarihinde yangın meydana geldiğini, davalı kiracıların imalat yapılan makine ve tesisatlarında başlayan yangının ağır hasara neden olduğunu, yangında müvekkillerinin maliki olduğu binanın da ağır hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesnin… değişik iş sayılı dosyasıyla yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi heyeti raporuna göre, tutkalı belirli bir sıcaklıkta tutması için programlanmış rezisdans sisteminde muhtemelen su seviyesinin azalması ya da ilgili aksamda yaşanmış olacak elektriksel bir arıza sonucu ortaya çıkan ısının çevresindeki kolay tutuşacak malzemeleri etkilemesi sonucu yangının masura makinesine, sonrasında da yapının tamamına sirayet etmiş olacağı kanaatinin bildirildiğini, davalı şirketlerin kolayca yanıp tutuşabilecek ürünler üretmekte olduğunu, davalıların gerekli önlemleri almadıkları gibi, kullandıkları malzemenin bakımını da gerektiği gibi yapmadıklarını, kiralanan taşınmazın yeni inşa edildiğini, ilk kiracılarının davalılar olduğunu, yangının kendi kusurlarıyla meydana geldiğini, yine kaçak akım rolesinin davalılar tarafından söküldüğünü, davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını, davalı sigorta şirketinin ise binada meydana gelebilecek hasarı poliçeyle temin ettiğini, yangın sonucu kullanılamaz hale gelen taşınmazdaki zararın giderilmesi için davalılarla yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, sigorta şirketine yapılan başvuruda zararın giderilmediğini beyan ederek, yangınla ilgili zararlarının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … Şirketi vekili; görev ve yetkiye ilişkin olarak usuli itirazlarda bulunarak, müvekkili şirketin, davacılara ait …/Ankara adresindeki taşınmazıda kiracı olduğunu, müvekkilinin kira sözleşmesinden doğan yükümlülükleri yerine getirmekte iken 05.05.2019 günü menfi bir olay vuku bulduğunu, müvekkili şirketin kiracısı olduğu taşınmazda yangın çıktığını, yangın sebebiyle müvekkili şirketin bir çok makine ve tesisatının zarar gördüğünü, kullanılamaz hale geldiğini, aynı zamanda yangının; müvekkili şirketin ticari faaliyetleri sekteye uğratıp durma noktasına getirdiğini, maddi ve manevi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin meydana gelen yangında hiçbir kusuru bulunmadığını, dolayısıyla kusuru bulunmayan müvekkili şirketin davacıların uğradıklarını iddia ettikleri zararlardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, söz konusu olayda müvekkili şirketin kusuru bulunmadığından davacıların uğradıklarını iddia ettikleri zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, itfaiye raporlarında müvekkili şirketin kusuru bulunmadığı sonucuna ulaşıldığını, ekspertiz raporunda kusur oranlarının makine imalatçısına %60, bina sahibine ise %40 oranında olarak belirlendiğini, görüldüğü üzere müvekkili şirkete yüklenebilecek bir kusur oranı bulunmadığını aksine davacıların yangında %40 oranda kusuru olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin yangının meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :Dava, davacıya ait olan ve davalı şirkete kiralanan taşınmazda (iş yeri) 05/05/2019 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle davacıların maddi zararının, kiracı ve iş yeri sigortacısı olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 31/12/2015 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesinde ise, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki davada, 05/05/2019 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle davacıların davalı kiracıları ile işyerini sigorta eden şirketten maddi zararının tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Sigorta sözleşmesi de davalı kiracı ile sigorta şirketi arasında düzenlenmiştir. Sigorta şirketi, sigortalısının sorumlu olduğu miktar ile üçüncü kişilere karşı sorumlu olacaktır. Buna göre tartışılacak husus, kiracılık ilişkisi kapsamında davalıların yangın olayında kusurunun bulunup bulunmadığı, kira sözleşmesine aykırı davranılıp davranılmadığı ve bu kapsamda tüm davalıların sorumluluğun belirlenmesi olduğundan, dava tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan, davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili, davalı …AŞ vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/06/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı