Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/710 E. 2020/476 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/710 Esas – 2020/476

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/710 Esas
KARAR NO : 2020/476

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/12/2019
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
K.YAZIM TARİHİ : 04/11/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan koruma ve güvenlik sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından güvenlik hizmeti verildiğini, dava konusu faturaların da verilen güvenlik hizmeti bedeline ilişkin faturalar olduğunu, müvekkili şirketin vermiş olduğu güvenlik hizmeti ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin müvekkili şirket tarafından sunulan güvenlik hizmeti bedelini ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek, davalı tarafın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirket tarafından başlatılan icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlığa konu alacağın likit bir alacak olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğinden somut olayda %20 oranında icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, davacı şirketin somut olayda kötü niyetli olduğundan müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, beyan ederek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, tarafların 2019 yılına ait BA-BS formları, 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasındaki (koruma ve güvenlik) hizmet sözleşmesi kapsamında hizmet bedeline ilişkin düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı olduğu iddiasıyla toplam 82.032,77 TL nin tahsiline yönelik olarak faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 25.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 29.10.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı, davalıya güvenlik hizmeti verdiğini ve hizmet bedeline yönelik alacağının ödenmediğini ileri sürmüş; davalı ise borcunun bulunmadığını savunmuştur.
HMK nın 221.maddesi kapsamında mahkememizce resen tarafların BA-BS formları celp edilmiştir.
Davalı yanın defter ve kayıtlarının sunulması için verilen kesin süre içinde defterlerin ibraz edilemediği anlaşılmıştır.
Davacı yanın defter ve kayıtları ile ba-bs formlarının incelenmesine yönelik olarak alınan 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya ait defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, takibe konu faturaların davacı kayıtlarında bulunduğu ve 84.733,68 TL alacaklı gözüktüğü, davacı tarafından düzenlenen faturalarının davalı tarafından vergi dairesine beyan edilmiş olduğu bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında güvenlik hizmetine dair hukuki ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalıya koruma ve güvenlik hizmeti verildiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların davacı kayıtlarında bulunduğu ve davalı tarafından da vergi dairesine hizmet alımı olarak beyan edildiği, davalı tarafından hizmet alınmadığına dair savunma yapılmadığı aksine faturaların kabul edildiği gözetildiğinde, davacının hizmet bedeline ilişkin bakiye alacağının tahsili haklı görüldüğünden davanın asıl alacak yönünden kabulüne, takip açılmadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden birikmiş faiz isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 80.088,89TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin hükmedilen bu miktara takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi (takip talebindeki miktarı aşmamak üzere) ile birlikte devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-80.088,89 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.470,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 990,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.480,11 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.288,72 TL sinin davalıdan, 31,28 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 990,76 TL peşin harç, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla icra dosyasına yatırılan 410,16 TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı, 6,40TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.451,72 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 57,50 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 757,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 739,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 11.211,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c maddesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.943,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c maddesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/10/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı