Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/707 E. 2020/9 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/707 Esas – 2020/9
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/707 Esas
KARAR NO : 2020/9

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
K. YAZIM TARİHİ: 31/01/2020

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, davalıdan aldığı balıkların karşılığı olarak davalıya üç adet çek verdiğini, iki adet çek karşılığı olan balıkları teslim aldığını ve ödemesini yaptığını ancak geriye kalan … numaralı 150.000,00 TL bedelli çekin karşılığı olan balıkların kendisine teslim edilmediğini beyan ederek, … Şubesinin TR… iban nolu hesabına ait … nolu 150.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi için tedbiren ödeme yasağı konulmasını, çekin iptaline karar verilmesini ve mağduriyetinin giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinin talep sonucu kısmında çek iptali istenilmiş ise de; nispi harç yatırılarak ve hasımlı olarak açılmış olması ve dava dilekçesi içeriği nazara alındığında eldeki davanın bedelsiz iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Menfi tespit talepli iş bu dava 16/12/2019 tarihinde açılmıştır.
Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. Her ne kadar iş bu davada, dava konusu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de; davacının davasına konu ettiği çek konusu miktar, davalı yönünden para alacağı niteliğinde olup, yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisi tartışılacaktır. Yasanın düzenleniş gayesi gözetildiğinde, bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olduğu kanaatiyle; 19/12/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile davacıya, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir davetiye çıkartılmış, davacı tarafça dava tarihinden (sonra 02/01/2020 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair “Arabuluculuk Başvuru Formu” nun ibraz edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası birlikte değerlendirildiğinde, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması tek başına yeterli olmayıp, arabuluculuk faaliyetinin sonuçlanması ve anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı yana verilen bir haftalık kesin süre, arabuluculuğa başvuru için değil, dava öncesi olumsuz neticelenmiş arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemeye sunumu için öngörülmüş bir süredir. Dolayısıyla eldeki davada, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kananu gereği alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.507,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/01/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza