Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/706 E. 2021/901 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/706 Esas – 2021/901
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/706 Esas
KARAR NO : 2021/901
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 30/11/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; Davacı vekili 16.12.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu …. A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin davalı borçludan cari hesaptan 286.883,06 TL tutarında alacağının olduğunu, bu nedenle 01.01.2019-11.04.2019 tarihleri arasını kapsayan cari hesap gereği, borçlu hakkında Ankara Batı İcra Dairesi …. esas sayılı takip başlatıldığını ve ödeme emrine 28.05.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini ve borçlunun borcunu ödemeyerek, borca itiraz ettiğini, 01.01.2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklar bakımından, arabuluculuğa gidildiğini, ancak görüşmelerden neticesinde anlaşmaya varılamadığını, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile yapmış olduğu itiraz nedeniyle kendisi hakkında durmuş olan takibin devamı için işbu davanın açıldığını beyan ederek, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’ne …. sayılı dosyası ile başlamış icra takibine davalı borçlu şirketin, asıl alacak ve ferilerine yönelik haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacının dilekçesinde beyan ettiği hususların kabulü mümkün olmadığını, davacının müvekkil aleyhine ikame ettiği icra takibinde alacağını cari hesaba dayandırdığını, ancak taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi ve/veya hesap mutabakatının olmadığını, davacı her ne kadar dilekçesinde bahsetmemiş olsa da, müvekkil aleyhine ikame ettiği icra takibinde cari hesap alacağının kaynağını faturalar olarak gösterdiğini, bu noktada sadece faturanın düzenlenmiş olmasının hizmetin/malın verildiği anlamına gelmediğini, davacı, cari hesap alacağını faturadan kaynaklandığını göstermiş olsa da fatura içeriğindeki malın/hizmetin verildiğiteslim edildiğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmadığını, müvekkili şirket tarafından faturanın içeriğine 8 gün içinde itirazda bulunulmamış olması sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesini doğutduğunu, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımadığını, malın teslim edilmiş olduğunun davacı tarafından açıkça kanıtlanması gerektiğini, faturaların müvekkile tebliği tek başına alacağı muaccel hale getirmeyeceğini, ayrıca temerrüt içinde ihtarname gönderilmesi gerektiğini dava konusu alacak likit ve muayyen bir alacak olmadığını, bu nedenle davacı şirketin icra inkar tazminatı talebinin reddine hükmedilmesi gerektiğini, davacı şirketin İİK mad. 67/2 düzenlemesi uyarınca kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kaydı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası, tarafların 2018-2019 yılına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, talimat mahkemesince alınan 06/11/2020tarihli bilirkişi raporu, 20/01/2021 tarihli bilirkişi raporu, 30/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasındaki ticari alım – satım ilişkisi nedeniyle cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla cari hesaba dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 01/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 31/05/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan 01/01/2019 – 11/04/2019 tarih aralığına ilişkin cari hesap gereği davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, fatura düzenlenmesinin tek başına malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini göstermeyeceğini, davacı yana borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2018 ve 2019 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. Buna göre 2019 yılına ilişkin herhangi bir bildirimin bulunmadığı, 2018 yılına ilişkin ise davalı yanın BA formuyla davacı adına 24 adet belge karşılığında 255.743,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu, davacı yanın ise BS formuyla davalı adına 24 adet belge karşılığında 255.743,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir.
İddia ve savunmalara göre davacı yanın takip tarihi itibariyle varsa alacağının tespiti ve hesaplanması bakımından dosya kapsamı ile davacı yana ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için İnegöl …. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait 2018 ve 2019 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri T.T.K.’nun 69. ile 213. Sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222. Maddelerinden öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, kayıtlama sistemi olarak tek düzen muhasebe sistemi uygulama genel tebliğine ve muhasebe ilke ve kurallarına uygun olarak tutulduğu, yasal defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davalının davacıya 286.883,06TL borçlu olduğu, … Şirketi’nin 01/12/1988 tarihinde kurulduğu ve 1989 yılından itibaren …. A.Ş. İle ticari faaliyetlerinin olduğu rapor edilmiştir.
Davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda, iddia, savunma ile dosyaya sulan delillerin ve dosyaya mübrez 06.11.2020 tarihli bilirkişi raporu kapsamında incelenen davacıya ait ticari defter kayıtlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; davalıya ait ticari defterlerin bulunduğu …. adresine gidilmesine rağmen adreste kimsenin bulunmaması ve davalı vekilince müvekkiline ait ticari defterlerin pandemi nedeniyle sunulamayacağı beyan edildiğinden, davalı şirkete ait ticari defterlerin fiilen incelenme imkânı elde edilemediğinden, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine ilişkin bir tespite bulunma imkanı elde edilemediği, davacıya ait ticari defter kayıtlarına ve dosya kapsamına göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 286.883,06 TI. alacaklı olduğu, davacının takibe itirazının yerinde olmadığı, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki yasal faiz oranı üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya kazandırılan 2018 yılına ait BA-BS formları incelenerek ve davalı defter ve kayıtları yerinde incelenerek ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, ancak defter ve kayıtların daha önce incelenememesi davalıdan kaynaklandığından masrafın davalıdan alınmasına karar verilmiş, davalı yanın bilirkişi ücretini yatırmaması sebebiyle defter ve kayıtlar incelenmeksizin yalnızca dosyaya kazandırılan 2018 yılına ait BA-BS formları incelenerek düzenlenen bilirkişi ek raporunda, dosya kapsamı, tarafların beyan ve itirazları kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacı ….Tic. Ltd. Şti’nin 21.05.2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. E, sayılı dosyası ile davalı …. A.Ş. Aleyhinde başlatmış olduğu icra takibi kapsamında 21.05.2019 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 286.883,06 TL alacaklı olduğu, bu çerçevede, davacının icra takibine konu edilen tutarı talep etmekte haklı olduğu, anlaşılmakla davacının icra takibine konu 286.883,06 TL alacağını takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede yıllık %19,50 oranındaki avans faiz oranı üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, mahkememizce talep üzerine ve resen toplanan deliller, alınan kök ve ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında önceden gelen ticari mal alım – satımı sebebiyle hukuki ilişki bulunduğu, 2018 yılına ilişkin davalı yanın BA formuyla davacı adına 24 adet belge karşılığında 255.743,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu, davacı yanın ise BS formuyla davalı adına 24 adet belge karşılığında 255.743,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, bu yönüyle davacı ile davalı arasında devam eden bir ticari ilişki bulunduğu ve 2018 yılına ilişkin bildirimlerin örtüştüğü, davacı yanın defter kaydında davalının 2018 yılından devreden 35.081,20TL borcu ile 2019 yılında 821,28TL ve 980,58TL olmak üzere iki adet fatura borcu olmak üzere toplam 36.883,06TL davacı yana borcunun bulunduğu, 2018 yılına ilişkin borca karşılık davalı tarafça verilen 125.000,00TL bedelli iki adet çekin karşılıksız kalması üzerine 250.000,00TL karşılıksız çek sebebiyle borç olmak üzere toplam 286,883,06TL davalının davacıya borcu bulunduğu, 2019 yılına ilişkin taraflarca BA – BS formuyla bildirimde bulunulmamışsa da, KDV hariç 5.000,00TL’nin altındaki mal alım – satımlarında bildirim zorunluluğu bulunmadığından davacı kayıtlarında geçen faturaların BA – BS formuyla bildirilmediği, sonuç olarak yapılan bilirkişi incelemeleriyle tespit edildiği üzere davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Takibe konu alacağın dayanağı faturalardır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır. Davalı yanın, davacı adına 2018 yıllına ait BA formuyla bildirimde bulunmuş olduğu ve davacı tarafça da aynı şekilde BS formu verildiği ve kayıtların örtüştüğü gözetildiğinde davacı yanın faturalara konu malları teslim ettiği/hizmeti ifa ettiği kanaatine varılmıştır. Zira davalı yanın aksi yönde ispatlanmış bir iddiası da bulunmamaktadır.
Davalı tarafça, davalıya ait defter ve kayıtların incelemeye hazır hale getirilmediği ve pandemi koşulları ileri sürülerek inceletilmeyeceğinin bilirkişiye bildirildiği, daha sonra rapordaki tespite itiraz edilerek defterlerin incelenmesinin talep edildiği, bilirkişi ile yapılan görüşmede rapordaki tespitin gerçeği yansıttığının anlaşıldığı, ancak hak kaybına mahal vermemek adına yeniden inceleme yapılmasına karar verildiği ve yeniden incelemeye davalı yan sebebiyet verdiğinden bilirkişi ücretinin davalı yandan karşılanmasına karar verildiği, ancak davalı yanın verilen kesin sürede ücreti yatırmadığından davalı yan ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinden vazgeçmiş sayılmıştır. Her ne kadar davalı defterleri incelenememiş ve davacı defterleriyle mukayesesi yapılamamışsa da HMK’nın 222. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, davalı defterleri ibraz edilmediğinden / incelenmeye hazır hale getirilmediğinden davacı defterleri, davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Bu doğrultuda davacı yanın incelenen ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamına göre davalıdan takip çıkışı kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı yanın borcun ödendiğine ilişkin ispatlanmış bir savunması da bulunmadığından davalının takibe itirazının haksız olduğu ve itirazının iptali gerektiği sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 57.376,61TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 19.596,98TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.464,83TL harcın mahsubu ile bakiye 16.132,15TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2019 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 3.464,83TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı, 6,40TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.515,63TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 171,00TL tebligat ve posta gideri ile 1.100,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.271,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 28.531,81TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/11/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı