Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/660 E. 2019/831 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/660 Esas – 2019/831
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/660 Esas
KARAR NO : 2019/831

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2019
K. YAZIM TARİHİ: 13/01/2020

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; davalının, kendisi ve şirketi aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 12/03/2019 tanzim, 10/10/2019 vade tarihli, 35.000,00 TL tutarlı bonodan dolayı icra takibi başlattığını, takibe konu senedin teminat senedi olarak verildiğini ve bedelsiz olduğunu, çektiği krediye karşılık olarak …na 250.000,00 TL bedelle ipotekli bulunan adına kayıtlı Samsun ili … ilçesi … kain .. ada 24 parseldeki 1/4 arsa paylı 2 nolu bağımsız bölümü ipotekli olarak …’a devrettiğini, …’ın da davalı …’a ipotekli olarak devrettiğini, bu taşınmazın dışında bankadan çektiği kredilere karşılık başka ipotekli taşınmazları da olduğunu, davalının kendisine gelerek bankayla görüştüğünü ve tarafından feragat verilmesi halinde sadece 2 nolu meskenin ipoteğinin kaldırılabileceğinin bildirildiğini söylediğini, ipotek kaldırılana kadar da teminat olarak dava konusu senedin imzalanıp …’a verildiğini, ipotek kaldırıldığında senedin kendisine iade edileceğini, kendisinin bankaya giderek feragat imzasını attığını ve ipoteğin banka tarafından kaldırıldığını ancak davalının teminat olarak verdikleri senedi iade etmeyerek icra takibine geçtiğini beyan ederek, söz konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve 01/01/2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit talebine ilişkin olup 28/11/2019 tarihinde açılmıştır. Her ne kadar iş bu davada davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de; davacının nispi harç yatırarak talepte bulunduğu dava konusu miktar, davalı yönünden para alacağı niteliğinde olup, yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisi tartışılacaktır. Yasanın düzenleniş gayesi gözetildiğinde, bu tür davaların da zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ve dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
Davacı şirket yetkilisine, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir meşruhatlı davetiye gönderilmiş, gönderilen meşruhatlı davetiye 20/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisinin Ünye Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosu aracılığıyla mahkememize gönderdiği 23/12/2019 tarihli dilekçede arabulucuya başvuru yapmadıklarını beyan ettiği görülmüştür. Hal böyle olunca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 428,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 384,46 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/12/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza