Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/659 E. 2020/376 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/659 Esas – 2020/376

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/659 Esas
KARAR NO : 2020/376

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/04/2018
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
K.YAZIM TARİHİ : 24/09/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı yan ile arasındaki ticari münasebet nedeniyle davalıya malzeme satışlarını yaptığını, işçilik ve servis hizmeti verdiğini, satılan mal ve hizmetin bedelinin davalı tarafça ifa edilmemesinden doğan alacağının sağlanması amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, davalı borçlunun icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, söz konusu faturalara rağmen borcunun olmadığını iddia eden davalı borçlunun haksız ve kötüniyetli olduğunu, yapılan itirazın borcun ifasının geciktirmeye yönelik olduğunu, icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğini, borçlunun yetki itirazının da haksız olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme kurulduğunu, sözleşmede müvekkil şirket edimini yerine getirdiğini, davalı yanın para borcunun ifasını yerine getirmediğini, sözleşmede, açık veya zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yerin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesine göre belirleneeğini, yani davanın konusu, sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğini, dolayısıyla burada söz konusu olan borç BK 89/1. md. gereği alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gereken bir borç olacağını, buna bağlı olarak alacaklı taraf olan müvekkilinin şirket merkezinin…/ANKARAadresinde yer aldığı da göz önünde bulundurulduğunda Ankara Batı icra dairelerinin yetkili olduğunun anlaşılacağını beyan ederek, davalı borçlunun Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasındaki borca ve yetkiye vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayalı alacağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmisini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı şirketin servis ve makinaların bakımı için kendisine çıkarılan tüm faturaların gerçeği yansıtmadığını ve bunları geri çevirdiğinden ve de kullanmadığından icra konusu yapılmalarını kesinkes kabul etmediğini, kaldı ki davacı şirketin makinaların bakımınlarına karşılık kendisinden 4.500,00 TL bono senedi aldığını, davacı şirketin anılan senedi icraya vererek kendisinden alacaklı olduğu parayı aldığını, senedi vermemiş olsa davacı şirketin bakımını yaptığı makinalarını kendisine teslim etmediğini, dava konusu yapılan fatura karşılığı yapıldığı gösterilen işlerin yapılmadığını ve kullanıldığı iddia edilen parçaların kullanılmadığını, makinaların bakım ve onarımı için karşılığı olan paranın 4.500,00 TL tutarındaki bono senedini ödediğini beyan ederek, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, davalıya ait vergi dairesi kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, tarafların 2016 ve 2017 yıllarına ait BA-BS formları, 12/05/2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; tacirler arası satım ve hizmet sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen faturalara ilişkin alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla toplam 10.525,54 TL alacak ve birikmiş faiz yönnden faturalara dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 16.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 16.02.2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen 17/07/2018 tarihli karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi…Hukuk Dairesi’nin 06/11/2019 tarih 2019/2350E.-2019/1806 K. sayılı ilamı ile;”dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğuna göre davalı borçlu tarafından süresinde, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise de, TBK’nin 89/1. ve HMK’nin 10.maddeleri uyarınca davacı alacaklının şirket merkezinin bulunduğu Sincan icra dairelerinin ve mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi” gerektiği belirtilerek kaldırılmıştır.
Davacı davalıya mal satıp hizmet verdiğini iddia etmiş, davalı ise hizmetin gereği gibi ifa edilmediğini davacıya ödeme yapılmış olduğunu savunmuştur.
Davalı adına ihtarlı tebligat yapılmasına rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından davacının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda; icra takibine konu olan 11 adet faturanın miktarlarının vergi dairesine beyan zorunluluğu miktarı 5.000 TL altında olduğundan taraflarca beyan edilmemiş olabileceği, davacının defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil niteliğini haiz olduğu, davacının kayıtlarına göre 8.022,13 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu sonuç ve kanaati belirtilmiştir.
Davalı tarafından ödeme savunmasında bulunulmuşsa da buna dair herhangi bir delil ibraz edilmemiş ve davacının kayıtlarında da ödemeye rastlanmamıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında satım ve servis hizmeti ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından sunulan servis formlarının davalı ile aynı soyadlı kişi tarafından imzalandığı, yani işin yapıldığının anlaşıldığı, davalının ayıp savunmasında bulunmadığı, ödeme savunmasına dair yazılı bir delil de sunulmadığı, davacı tarafından kesilen fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediği sabit olduğundan asıl alacak yönünden davanın kabulü ile davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden birikmiş faiz isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına vaki itirazının 8.022,13 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktara takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi( takip talebindeki miktar aşılmamak üzere) ile birlikte devamına,
2-8.022,13 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 547,99 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 137,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 410,99 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 137,00 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 178,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 234,80 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 934,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/09/2020

Katip Hakim
e-imzalı✍ e-imzalı✍