Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/656 E. 2020/104 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/656 Esas – 2020/104
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2019/656
KARAR NO : 2020/104

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
K.YAZIM TARİHİ : 14/02/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’un iş ortağı olduğunu, … Elk. İnş. San. Tic. Ltd. Şti ünvanlı iş yerini beraber yürütmekte iken davalının diğer davalı eşi …’a yetki belgesi vermek suretiyle şirketin ticari alanlarında imza yetkisine sahip ettirdiğini, davalı …’un şirketi yüklenici firma olarak göstererek gizli işleri kendi adına yaptığı ve gelirlerini kendi zimmetine geçirdiğini, bu durumun deşifre olması üzerine, iş yerini ve eşini de terkederek meçhul adrese gittiğini, davalı …’un kendisi ve eşini bu zor durumdan kurtarmak için iftira niteliğinde ispatı mümkün olmayan beyanlar ile hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve yapılan soruşturma sonucunda Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalı …’un şirketin sürekli abonesi olan müşterileri dolaşarak şirket hakkında olumsuz beyanlarda bulunarak daime müşterilerinin sözleşmelerini iptal ettirdiğini, bu konu ile ilgili soruşturmanın Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyasında devam ettiğini, davalı …’un daha önceki haksız gelir ile sebepsiz zenginleşme ve haksız mal edinmeye alıştığı ve deşifre olması nedeni ile bu haksız gelirin kesilmesini kabul edemediğinden iftira niteliğinde beyanlara başvurduğunu, bu şekilde şirketin maddi ve manevi mağduriyetlerine neden olduğunu belirterek, şimdilik 1.000,00TL maddi, 1.000,00TL maneviz tazminatın ayrı ayrı davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: … Elektrik İnşaat Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, 2011 yılında 100.000 TL sermaye ile kurulduğunu, Şirketin %51 oranındaki hissesi davacı …’a, %49 oranındaki hissesi davalı …’a ait olduğunu, şirketin kurucu ortakları olan … ve …, şirketi temsil ve ilzam etmek üzere şirket müdürleri olarak seçildiğini, Şirket müdürleri olarak atanan … ve …’un, şirketle ilgili bütün işleri yapma konusunda, her hususta şirketi temsil ve ilzama ayrı ayrı yetkili kılındıklarına dair şirketin anasözleşmesinde hükümler olduğunu, şirketin anasözleşmesine göre şirket müdürleri, üçüncü şahıslara vekalet vererek müdürlük yetkisinin tamamını veya bir kısmını devredebileceğini, davacının şirketin kurulmasından sonraki aşamada şirketin tek sahibi gibi davrandığını, şirket adına malzeme alırken ya da şirket adına harcama yaparken davalı …’in bilgisi ve onayı olmadan hareket ettiğini, şirketin gelirlerini de ortaklık payına aykırı olarak hep kendi lehine kullanmış, şirketin ortağı olan müvekkil …’e verilmesi gereken kâr payını vermediğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini, dava, limited şirket ortağının, diğer ortak aleyhine açtığı sorumluluk davası olup, süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunduklarını, dava dilekçesinde iddia edilen zarardan kaynaklanan alacaklar zamanaşımına uğradığını, bundan dolayı davanın reddine karar verilmesini, ayrıca söz konusu dava ticari dava olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı Ankara ,,. Asliye Hukuk Mahkemesi 19.09.2019 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile; mahkememizin görevli olduğunu belirterek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Dava, şirket yöneticisi olan davalıların, şirkete zarar verdiği iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin sorumluluk davasıdır.
Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde; ” 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. ” denilmek suretiyle, 01/01/2019 tarihi itibariyle ticari davalarda arabuluculuğa başvuru, dava şartı haline getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Maddi ve manevi tazminat talepli iş bu dava 21/03/2019 tarihinde açılmıştır.
Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. İş bu davada davacı, şirket zararının tazminine yönelik talepte bulunduğundan, Yasanın düzenleniş gayesi gözetildiğinde, bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından, görevsizlik kararından sonra arabulucuya başvurulduğu belirtilmiş ve tutanak aslı sunulmuşsa da, yasal düzenleme gereği dava açılmadan önce başvuru yapılması gerektiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00TL harcın harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … ve davalılar vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/02/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza